1
|
Nun, kaleme ve onun yazdıklarına yemin olsun ki.
17/9 - 96/4
|
2
|
Sen cinlerden ilham alan biri değil, aksine Rabbinin nimetini lütfettiği birisisin.
7/184 - 34/46
|
3
|
Sen bu vahyi/Kuran’ı iletmen sayesinde bitmez tükenmez bir ödülü hak ediyorsun.
11/108 - 16/97
|
4
|
Hiç şüphe yok ki sen, üstün bir karakter ve muhteşem bir ahlak sahibisin.
21/107 - 94/4
|
5
|
Yakında sen de göreceksin, onlar da görecekler.
11/39 - 25/42
|
6
|
Kimmiş akılsız ve dengesiz olan.
2/166»2/167 - 28/66
|
7
|
Zira senin Rabbin, kimin kendi yolundan saptığını ve kimin de kendi yolundan gittiğini en iyi O bilir.
6/117 - 28/85
|
8
|
Yalanlayanlara sakın boyun eğme!
21/3 - 23/69»23/70
|
9
|
Onlar isterler ki sen bu davadan vazgeçip müsamaha gösteresin. Böylece onlar da muhalefetten vazgeçip sana müsamaha gösterip güler yüz göstersinler.
5/48»5/49 - 17/73»17/75
|
10
|
Sen şu adamlara sakın boyun eğme! Durmadan yemin eden aşağılık kimselere.
2/224 - 58/14»58/16
|
11
|
Sürekli onun bunun ayıbını arayan, söz taşıyıp kovuculuk yapanlara.
4/112 - 24/4»24/17 - 49/11»49/12
|
12
|
İyiliğe engel olan, hak hukuk tanımayan, işi gücü günah işlemek olan zorbaya.
9/75»9/76 - 36/47
|
13
|
Son derece kaba, üstüne üstlük şımarık olana.
5/49 - 6/56
|
14
|
Neymiş! Mal mülk ve evlat sahibiymiş!
8/36 - 48/11
|
15
|
Ona ayetlerimiz okununca; “Bunlar eskilerin masalları” der.
16/24 - 46/17
|
16
|
Yakında biz onun burnunu sürtüp zelil ve rezil edeceğiz.
43/74»43/80
|
17
|
Biz onları tıpkı bahçe sahiplerini sınadığımız gibi sınamaktayız.
O bahçe sahipleri sabahın ilk ışıklarıyla birlikte ürünlerini devşireceklerine dair and içiyorlardı.
18/23»18/24
|
18
|
Fakat Allah’ı hiç hesaba katmıyorlardı.
14/32»14/34 - 16/52»16/57
|
19
|
Onlar daha uykudayken Rabbinden gelen bir felaket bahçeyi sarıverdi.
29/40
|
20
|
Ve bahçe kapkara bir harabeye döndü.
30/51
|
21
|
Sabahleyin erkenden birbirlerine seslendiler:
34/15»34/17
|
22
|
– Ürününüzü vakitlice toplamak istiyorsanız haydi bahçeye!
2/267
|
23
|
Sonra yola koyuldular ve aralarında şöyle fısıldaşıyorlardı:
89/15»89/19
|
24
|
– Sakın ha! Bugün bahçeye bir yoksul gelip de karşımıza çıkmasın.
36/47
|
25
|
Evet yoksulların hakkını vermeme azim ve kararlığıyla erkenden yola koyuldular.
51/19
|
26
|
Nihayetinde bahçeyi gördüklerinde şaşkınlık içinde: -Biz herhalde yanlış bir yere geldik, dediler.
57/20
|
27
|
– Hayır hayır! Her şeyimiz gitmiş biz mahvolmuşuz!
56/63»56/67
|
28
|
İçlerinden aklı başında olan: -Ben size Allah’ı hesaba katmanız ve fakir fukaranın hakkını vermeniz gerektiğini söylememiş miydim? Dedi.
2/177 - 4/36
|
29
|
Hemen akılları başlarına geldi ve: -Rabbimiz sen yüceler yücesisin biz fakir fukaranın hakkını vermemekle gerçekten kendimize yazık ettik, dediler.
7/5 - 21/11»21/15
|
30
|
Sonra döndüler birbirlerini suçlamaya.
11/7
|
31
|
– Yazıklar olsun bize, biz gerçekten mal mülk hırsıyla azmıştık.
89/15»89/19
|
32
|
Ümit ederiz ki Rabbimiz bize bu bahçeden daha güzel nimet ve rızıklar verir çünkü biz artık tövbe edip Rabbimize yöneliyoruz.
20/82 - 38/43
|
33
|
Evet dünyadaki azap işte böyledir. Ahiretteki azap ise çok daha büyüktür. Keşke bunu bilmiş olsalardı.
13/34 - 43/46»43/52
|
34
|
Allah’a karşı gelmekten sakınan muttakilere gelince onları Rabbleri katında nimetlerle dolu cennetler beklemektedir.
4/124 - 16/97
|
35
|
Biz Allah’a yürekten teslim olan Müslümanlarla günahkârları bir tutar mıyız hiç?
38/28 - 45/21
|
36
|
Ne oluyor size? Nasıl böyle hüküm veriyorsunuz?
23/52»23/54
|
37
|
Yoksa size indirilmiş ilahi bir kitabınız var da oradan mı okuyup öğreniyorsunuz?
2/11 - 2/112
|
38
|
Yani orada siz neyi isterseniz o size verilecek diye bir hüküm mü var?
2/80 - 3/24
|
39
|
Yoksa kıyamete kadar siz neye karar verirseniz o sizin olacak diye bizi bağlayan bir yemin, bir güvence mi var?
4/49 - 18/36
|
40
|
Sor onlara böyle bir yeminin varlığına içlerinden hangisi kefil olabilir?
40/47»40/50
|
41
|
Yoksa bütün bunları Allah’a zorla yaptırtacak bir takım şirk koştukları ortakları mı var? Eğer iddialarında samimi iseler haydi ortaklarını getirsinler de görelim.
2/165»2/167 - 6/94
|
42
|
İşlerin sarpa sarıp paçaların tutuştuğu o günde onlar secdeye davet edilecek ama secde etmeye mecalleri olmayacak.
100/10
|
43
|
O gün onların gözlerini korku bürüyecek ve her taraflarını zillet kaplayacak Oysa onlar, dünyada iken secdeye davet edilmişlerdi de secde etmeye yanaşmamışlardı.
6/26»6/28 - 42/45
|
44
|
Bu hadis Kuran karşısında yalana sarılanları bana bırak. Onları farkına varamayacakları yerden yavaş yavaş helake sürükleyeceğiz.
45/6 - 39/71
|
45
|
Ben onlara şimdilik mühlet veriyorum. Unutmayın ki benim onları alt edecek planım çok sağlamdır.
16/61 - 35/45
|
46
|
Yoksa sen onlardan bu tebliğ karşılığında ücret istiyorsun da bu yüzden onlar ağır bir borcun altında eziliyorlar mı?
25/25 - 25/56 - 34/47
|
47
|
Ya da onların yanında gaybı bilgileri içeren bir kitap var da bu keyfi hükümleri oradan mı veriyorlar?
28/47»28/50
|
48
|
Sen Rabbinin sana yüklediği görevin zorluklarına sabret ve sakın balık sahibi Yunus gibi olma! Hani o, derin bir üzüntü ile Rabbine yalvarmıştı.
6/33»6/34 - 24/54
|
49
|
Eğer Rabbinin rahmet ve inayeti ona yetişmeseydi ıssız ve kupkuru bir sahile atılacaktı.
21/87»21/88 - 37/139»37/147
|
50
|
Sonra Rabbi onu yeniden elçi olarak seçip salihlerden biri kıldı.
10/98
|
51
|
Gerçekleri örtbas eden kâfirler bu Kuran’ı işittiklerinde neredeyse seni gözleriyle devirecek gibi öyle bir hınçla bakıyorlar ki ve bu adam cinlerden ilham alan deli diyorlar.
7/184 - 17/45»17/48
|
52
|
Oysa bu Kuran tüm insanlar için sadece bir öğüt ve bir şeref kaynağıdır.
10/57 - 38/87 - 43/44
|