1
|
O saat bu dünyanın sonu gelip ay yarılıp/bütün gerçekler ortaya çıktığında.
21/97
|
2
|
Ne var ki onlar bir ayet/mucize görseler bile yine kabul etmezler ve “Bu süre gelen bir sihirdir,” derler.
22/1»22/2
|
3
|
Onlar arzu ve heveslerine uydukları için kendilerine gelmiş hakikat karşısında yalana sarıldılar ama her işin gerçeği sonunda ortaya çıkar.
25/43 - 45/23
|
4
|
Andolsun ki onlara, kendilerini küfür ve isyandan alıkoyacak nice mühim haberler.
18/55»18/56 - 35/42
|
5
|
Son derece hikmetli öğütler ve uyarılarla dolu Kuran geldi ama gel gör ki bunca uyarının hiçbir faydası olmadı.
31/1»31/22
|
6
|
Artık sen de onlardan yüz çevir. Gün gelecek o çağırıcı, onları hiç hoşlanmayacakları bir şeye çağıracak.
20/108 - 50/41»50/42
|
7
|
O gün herkes korkudan gözleri yerinden fırlamış olarak kabirlerinden çıkacak ve çekirge sürüsü gibi etrafa dağılacaklar.
42/45
|
8
|
Yine o gün çağırıcıya doğru panik içinde koşacaklar ve kâfirler; “Bu ne felaket bir gün böyle!" diyecekler.
36/51»36/52
|
9
|
Evet onlardan önce de Nuh kavmi de yalana sarılmış ve kulumuz Nuh’u yalancılıkla suçlayıp; "O delinin biri" diyerek onun mesajını her yönden engellemişlerdi.
23/23»23/26
|
10
|
Nuh da; "Rabbim ben yenik düştüm sen bana yardım et!" diye Rabbine yalvardı.
23/26 - 37/75
|
11
|
Bunun üzerine biz de göğün kapılarını açtık ve bardaktan boşanırcasına yağmur yağdırdık.
11/25»11/49
|
12
|
Yerden de sular fışkırttık. Nihayet sular takdir olunan işi gerçekleştirmek üzere birleşip tufana dönüştü.
7/59»7/64
|
13
|
Biz Nuh’u birbirine kenetli tahta levhalardan yapılmış gemiye bindirdik.
10/71»10/73
|
14
|
Gemi de bizim gözetimimiz altında yüzdü durdu. Bu, kendisine nankörlük edilen Nuh’a verilmiş bir ödüldü.
37/75»37/80
|
15
|
Andolsun ki biz o gemiyi tufanın bir nişanesi olarak bıraktık. Hani var mı düşünüp ibret alan?
11/120 - 12/111
|
16
|
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım gördünüz mü?
30/9 - 40/82
|
17
|
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
10/57 - 18/54
|
18
|
Ad kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı. Ama bakın nasılmış benim azabım ve uyarılarım?
7/65»7/71
|
19
|
Biz de onların üzerine kapkara bir günde şiddetli ve sürekli bir kasırga gönderdik.
41/15»41/16
|
20
|
İnsanları kökünden sökülmüş hurma kütükleri gibi savurup atıyordu.
46/21»46/25
|
21
|
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım gördünüz mü?
51/41»51/42
|
22
|
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
6/97
|
23
|
Semûd kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamış ve uyarılarıma kulak asmamıştı.
7/73»7/79
|
24
|
Bizden herhangi bir farkı olmayan bu beşere mi uyacağız. İşte biz asıl o zaman sapıtmış ve delilik etmiş oluruz, dediler.
11/61»11/68
|
25
|
Hem bu vahiy içimizden bula bula bunu mu bulmuş. Hayır, aslında o küstah bir yalancı.
38/8 - 43/31
|
26
|
Küstah yalancı kimmiş yakında anlayacaklar!
67/29
|
27
|
Biz de onları sınamak için şu dişi deveyi gönderiyoruz: -Sen onların ne yapacağını gözet ve sabret!
26/155
|
28
|
Onlara şunu haber ver: -Su sizinle deve arasında taksim edilmiştir, sudan herkes sırası gelince yararlanacaktır.
91/13
|
29
|
Onlar adamlarını çağırdılar. Çetenin elebaşı eline bıçağı alıp deveyi vahşice kesti.
17/59
|
30
|
Nasılmış benim azabım ve uyarılarım gördüler!
26/141»26/158
|
31
|
Biz onlara korkunç gürültülü bir depremi musallat ettik sonunda hepsi hayvan ağılındaki otlar gibi ezilip gitti.
27/45»27/53
|
32
|
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret alınsın diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
3/138
|
33
|
Lut’un kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlayıp uyarılara kulak asmamıştı.
7/80»7/84
|
34
|
Biz de onların üzerine taş yağdıran bir kasırga gönderdik. Fakat Lut’un ailesini de bir seher vakti kurtarmıştık.
11/81»11/83
|
35
|
Katımızdan bir nimet olarak. Şükredenleri biz işte böyle ödüllendiririz.
10/103
|
36
|
Lut, bizim şiddetli bir şekilde cezalandıracağımız hususunda onları uyarmıştı. Ama onlar, uyarıları şüphe ile karşıladılar ve dikkate almadılar.
7/179
|
37
|
Üstelik onlar, Lut’un misafirleriyle ilişkiye girmek için ona baskı yaptılar. Biz de onların gözlerini kör ettik/idrak ve bilinçlerini kapattık. Madem öyle tadın bakalım benim azabım ve uyarılarım neymiş!
29/28»29/29
|
38
|
Bir gün sabah erkenden önlenemez bir azap tepelerine çöküverdi.
15/59»15/75
|
39
|
– Tadın bakalım benim azabımı ve tehdidim nasılmış!
26/160»26/166
|
40
|
Andolsun ki biz bu Kuran’ı öğüt ve ibret olsun diye kolaylaştırdık. Hani var mı anlayıp öğüt ve ibret alan?
6/116
|
41
|
Vaktiyle Firavun hanedanına da uyarıcılar gelmişti.
79/15»79/26
|
42
|
Fakat onlar tüm ayetlerimizi/mucizelerimizi yalanladılar. Biz de onları gücümüz ve kudretimize yakışır bir şekilde cezalandırdık.
43/46»43/52
|
43
|
Şimdi sizin bu kâfirleriniz, onlardan daha mı değerli? Yoksa silinmez sahifelerde size dokunulmayacağına dair bir beraat mı var?
7/169
|
44
|
Yoksa onlar: “Biz, birbirine kenetlenmiş örgütlü ve sağlam bir gücüz, bizi kimse yenemez” mi diyorlar?
23/53»23/56
|
45
|
Bil ki bu topluluk yakında hezimete uğrayacak ve arkalarını dönüp kaçacaklar.
10/87»10/91
|
46
|
Fakat onların asıl cezalandırılacakları gün o saat bu dünyanın sonunun geldiği gündür. O saat ne dehşetli ve ne korkunçtur! Bir bilseler.
40/23»40/50
|
47
|
Şüphesiz suçlular sapkınlığa ve helake mahkûm olmuşlardır.
18/53
|
48
|
O gün yüzükoyun cehenneme sürülecekler ve kendilerine “Şimdi tadın bakalım yakıp kavuran cehennemin ateşinin dokunuşunu” denilecek.
17/97»17/98
|
49
|
Şüphesiz biz her şeyi bir kader/ölçü ve düzen dâhilinde yarattık.
15/21 - 55/1»55/16
|
50
|
Bizim yaratma emrimiz göz açıp kapamak gibi anlıktır.
6/47 - 43/66
|
51
|
Andolsun ki biz sizin benzeriniz nice toplulukları helak ettik. Hani var mı düşünüp ibret alan?
14/43»14/44 - 20/128
|
52
|
Onların yaptıkları her şey korunaklı sayfalarda kayıt altına alınmıştır.
50/16»50/17 - 58/6
|
53
|
Büyük olsun küçük olsun her şey satırlara yazılmıştır.
18/49 - 58/6
|
54
|
Allah’a karşı gelmekten sakınan muttakiler ise cennetlerde ve ırmakların kenarlarında olacaklar.
18/30»18/31
|
55
|
Sonsuz kudret ve hükümranlık sahibi Allah’ın katında en değerli ve en şerefli konuklar olarak ağırlanacaklar.
19/85 - 36/55»36/59
|