1
|
Ey iman edenler! Allah’ın elçisi Kuran’ı tebliğ ederken söz ve kararlarınızı Allah’ın mesajının önüne geçirmeyin. Allah’a karşı gelmekten sakının, Çünkü Allah her şeyi duymakta ve her şeyi bilmektedir.
33/36 - 47/3
|
2
|
Siz ey iman edenler sesinizi nebinin sesinden fazla yükseltmeyin, kendi aranızda konuştuğunuz gibi onunla yüksek sesle konuşmayın ki siz farkında olmadan yaptığınız iyi işleriniz boşa gitmesin.
17/53 - 31/19
|
3
|
Allah’ın elçisinin huzurunda seslerini kısarak saygı ile konuşanlar var ya işte onlar Allah’ın kalplerini sorumluluk ve duyarlılık ile perçinlediği kimselerdir. Ve onlar için sınırsız bir bağış ve büyük bir ödül vardır.
17/53 - 31/19
|
4
|
Odalarının arkasından sana bağırarak seslenenler var ya onların çoğu akıllarını kullanmıyorlar.
10/100
|
5
|
– Zira onlar birazcık sabredip senin evden çıkarak yanlarına gelmeni bekleselerdi bu kendileri için çok daha iyi olurdu, ama yine de Allah eşsiz bir bağışlayıcı ve sınırsız rahmet sahibidir.
13/23»13/24 - 39/10
|
6
|
Ey iman edenler yoldan çıkmış fasıkın birisi size önemli bir haber getirdiğinde o haberin doğru olup olmadığını iyice araştırın aksi halde bilmeden bir topluluğa zarar verirsiniz de sonra pişman olursunuz.
24/4»24/14 - 68/10»68/11
|
7
|
Unutmayın iyi ki aranızda Allah’ın elçisi var. Şayet o, birçok konuda size uymuş olsaydı sıkıntıya düşerdiniz. Fakat Allah size imanı sevdirdi ve kalplerinizi onunla güzelleştirdi. Size küfrü/gerçekleri örtbas etmeyi/kâfirliği, fasıklığı yoldan çıkmayı ve isyanı iyi işlere karşı çıkmayı çirkin gösterdi. İşte bu özelliklere sahip olanlar dosdoğru yolda yürüyenlerdir.
13/28 - 22/54 - 34/6
|
8
|
Allah’ın lütfu ve nimeti sayesinde. Zaten Allah, her şeyi bilendir ve her hükmü doğru olandır.
3/103 - 16/64
|
9
|
Eğer müminlerden iki grup birbirleriyle savaşırlarsa, aralarını bulup barıştırın. Eğer bunlardan biri söz dinlemez diğerine saldırırsa Allah’ın emrine boyun eğinceye kadar saldıran tarafa karşı savaşın. Şayet saldırganlıktan vazgeçerse aralarını adaletle düzeltip barışı sağlayın ve sakın adaletten sapmayın Hiç şüphesiz Allah, adil davrananları sever.
2/190 - 22/39»22/40
|
10
|
Müminler ancak ve ancak kardeştirler. Öyleyse kardeşlerinizin arasını düzeltin ve Allah’ın bu emri konusunda duyarlı olun ki onun merhametine nail olasınız.
3/103 - 58/22
|
11
|
Ey iman edenler! İçinizdeki erkekler başka erkeklerle alay etmesin. Ne malum alay edilenler alay edenlerden belki daha değerli olabilir. Aynı şekilde kadınlar da başka kadınlarla alay etmesinler zira alay edilenler de alay edenlerden daha değerli olabilir. Birbirinizi ayıplayıp aşağılamayın. Birbirinize hoş olmayan lakaplar takmayın. İmana erdikten sonra fasıklık/yoldan çıkmak damgası yemek ne berbat bir şeydir. Artık kim bu davranışlardan vazgeçmezse işte onlar zalimlerin yanlışta ısrar edenlerin ta kendileridir.
32/18»32/20 - 49/12
|
12
|
Ey iman edenler! Zandan/insanlar hakkında mesnetsiz ve tahmini bilgiye dayalı hüküm vermekten kaçının. Çünkü zannın bir kısmı günahtır. İnsanların gizli hallerini araştırmayın. Birbirinizin gıybetini de yapmayın. Sizden biri ölmüş kardeşinin etini yemekten hoşlanır mı? Bundan tiksindiniz değil mi? Öyleyse bu konularda duyarlı olun. Hiç kuşku yok ki Allah tövbeleri kabul eden sınırsız bir rahmet kaynağıdır.
10/36 - 49/11
|
13
|
Ey insanlar! Biz sizi bir erkek ve bir dişiden yarattık. Tanışıp kaynaşasınız/ortak iyide buluşasınız diye sizi milletlere ve kabilelere ayırdık. Allah, katında en şerefliniz/en asil olanınız, ona karşı en duyarlı olanınızdır. Şüphesiz Allah, her şeyi bilen ve her şeyden haberdar olandır.
4/1 - 30/22
|
14
|
Bazı bedeviler (göçebe çöl Arapları) sana gelerek:
– Biz de iman ettik, dediler. De ki:
– Siz henüz iman etmediniz, fakat teslim olduk deyin! Çünkü iman, henüz kalplerinize yerleşmedi. Eğer gerçekten Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisine itaat ederseniz, Allah, yaptığınız hiçbir iyi işi karşılıksız bırakmaz. Nitekim Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.
3/39»3/41 - 4/80 - 47/33
|
15
|
Gerçek müminler, Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden Elçisine iman eden imanlarında hiçbir şüpheye yer vermeyen ve Allah yolunda mallarıyla, canlarıyla tüm gayretlerini sarf edenlerdir. İşte iman davasında sadık olanlar bunlardır.
8/2»8/3 - 57/19
|
16
|
De ki:
– Dininizi Allah’a mı öğretiyorsunuz? Oysa Allah, göklerde ve yerde ne varsa her şeyi biliyor. Zira Allah, her şeyi hakkıyla bilendir.
10/18 - 13/33
|
17
|
Onlar Müslüman olduk diye senin başına kakıp seni minnet altına almaya kalkıyorlar. De ki:
– Müslüman olduk diye benim başıma kakmayın. Bilakis eğer imanınız konusunda samimi iseniz Allah sizi doğru yola ilettiği için asıl siz ona minnet ve şükran borçlusunuz.
2/112 - 27/81
|
18
|
Şüphesiz Allah, göklerin ve yerin bilinmez ve görünmez her şeyini bilir. Onun için Allah, yaptığınız her şeyi görmektedir.
9/105 - 57/4 - 67/13»67/14
|