1
|
Peyderpey nazil olan İlahi vahye andolsun ki.
17/105»17/106 - 25/32
|
2
|
Arkadaşınız ne sapmıştır, ne yolunu şaşırmış.
68/2
|
3
|
Zira o, arzu ve heveslerine göre konuşmuyor.
10/15»10/16 - 27/6
|
4
|
Bu Kuran kendisine indirilen vahiyden ibarettir.
2/97 - 26/192»26/197
|
5
|
Bu vahyi ona Allah katındaki konumu çok güçlü olan öğretti.
81/19»81/28
|
6
|
Üstün niteliklere sahip. Derken o, olanca haşmetiyle kendini gösterdi.
16/102 - 70/4
|
7
|
Bu sırada o, ufkun en yüksek noktasında idi.
17/1
|
8
|
Sonra ona doğru yaklaşıp indi.
97/1»97/5
|
9
|
Öyle ki aralarındaki mesafe üst üste gerilen iki yay mesafesi kadar hatta bundan daha yakın idi.
2/97 - 26/192»26/197
|
10
|
İşte o anda kuluna vahyettiğini böylece iletmiş oldu.
72/28
|
11
|
Gözün gördüğünü kalp yalanlamadı.
81/19»81/28
|
12
|
Şimdi siz onun gördüğü şey hususunda şüphe edip tartışıyor musunuz?
40/4
|
13
|
Andolsun ki onu başka bir inişinde daha görmüştü.
2/97 - 26/192»26/197
|
14
|
En uçtaki sedir ağacının yanında.
17/1 - 34/16 - 56/28
|
15
|
Onun yanındaki dinlenme bahçesinde.
|
16
|
O zaman sedir ağacını bütün heybetiyle öyle bir bürümüştü ki.
|
17
|
Gözü hiçbir tarafa kaymadı ve sapmadı.
72/28
|
18
|
Böylece Rabbinin en büyük ayetlerinden birini görmüş oldu.
17/85 - 42/52
|
19
|
Şimdi siz Lat ve Uzza’yı hiç düşündünüz mü?
39/3
|
20
|
Diğer bir üçüncüsü olan Menat’ı?
19/81
|
21
|
Erkekler sizin de, dişiler Allah’ın öyle mi?
16/57»16/58
|
22
|
Bu ne haksız ve insafsız bir taksim böyle!
37/149»37/155
|
23
|
Onlar, sizin ve atalarınızın uydurduğu isimlerden başka bir şey değildir. Allah, onlarla ilgili hiçbir bilgi ve belge indirmemiştir. Rabblerinden kendilerine doğru yol rehberi olan Kuran gelmesine rağmen onlar hala mesnetsiz iddia ve heveslerinin peşinden gidiyorlar.
7/33
|
24
|
Yoksa gerçek insanın arzu ve isteğine mi bağlı?
47/14 - 68/36»68/42
|
25
|
Dünya da Allah’ındır ahiret de.
14/2
|
26
|
Göklerde nice melekler vardır ki, Allah’ın dilediği ve razı olduğu kimseler için izin vermedikçe, onların şefaati hiçbir işe fayda vermez.
21/28
|
27
|
Doğrusu ahirete inanmayanlar bir de tutmuşlar, melekleri dişi varlıklar olarak isimlendiriyorlar.
43/19»43/20
|
28
|
Hâlbuki onların bu konuda hiçbir bilgileri yoktur. Onlar ancak hayal mahsulü zannı bilgilerin peşinden gidiyorlar. Oysa zannı rivayetler ve kuruntular hakikat adına hiçbir şey ifade etmez.
10/36
|
29
|
Şu halde sen, bizim uyarımız Kuran’a sırt çeviren ve dünya hayatındaki hazlardan başka bir derdi olmayan kimseleri ciddiye alma.
17/18»17/19 - 42/20
|
30
|
Onların bilgisi ve ufku işte bu geçici dünya ile sınırlıdır. Hiç şüphen olmasın ki senin Rabbin kendi yolundan kimin saptığını ve kimin de doğru yolda olduğunu en iyi bilendir.
10/61
|
31
|
Zira göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Allah kötülük işleyenleri yaptıklarının tam karşılığı ile cezalandıracak, iyi ve güzel iş yapanları ise yaptıklarının en güzeli ile ödüllendirecektir.
6/160 - 40/40
|
32
|
Bunlar ki ufak tefek kusurlar dışında büyük günahlardan ve yüz kızartıcı davranışlardan uzak dururlar. Bilesin ki senin Rabbin sınırsız bir bağış sahibidir. Zira O, sizi ilkin topraktan yarattığında da ve annelerinizin karnında henüz birer cenin iken de ne olduğunuzu çok iyi biliyordu, öyleyse kendinizi temize çıkarmayın. Şüphesiz ki O, kendi emir ve yasaklarına karşı kimin en duyarlı olduğunu en iyi bilendir.
42/37
|
33
|
Bakar mısın şu yüz çeviren kimseye?
22/72
|
34
|
Malından azıcık verip sonra cimrilik edene.
50/12»50/14
|
35
|
Yoksa ilahi bilgiye sahip de geleceği o mu görüyor?
27/65
|
36
|
Yoksa bildirilmedi mi ona Musa’nın sahifelerinde olan?
79/15»79/26
|
37
|
Ve vefalı İbrahim’e vahyedilmiş bilgiler?
2/130 - 16/123
|
38
|
Hiç bir günahkârın bir başkasının günahını çekemeyeceği.
31/33 - 35/18 - 39/7»39/8
|
39
|
Ve insanın sadece kendi emek ve gayretinin karşılığını alacağı.
3/195
|
40
|
Günü gelince de emeğinin karşılığını mutlaka göreceği.
18/49
|
41
|
Sonra da karşılığı kendisine eksiksiz olarak ödeneceği.
82/5
|
42
|
Ve son varışın da Rabbine olacağı.
50/19»50/35
|
43
|
Zira güldürecek olan da O’dur, ağlatacak olan da!
26/78»26/82
|
44
|
Öldürecek olan da O’dur, diriltecek olan da!
23/80
|
45
|
Sizleri erkek ve dişi çiftler olarak yaratan da O’dur.
75/37»75/39
|
46
|
Ana rahmine atılan bir damla sudan.
92/3
|
47
|
Yeniden diriltmek de O’na aittir.
7/57 - 30/19
|
48
|
Az veren de O’dur çok veren de...
89/15»89/16
|
49
|
Onların kutsadığı Şi’ra yıldızının Rabbi de O’dur.
15/16 - 25/61
|
50
|
Önceki Ad kavmini helak eden de O’dur.
22/42»22/46
|
51
|
Semûd kavmini helak edip arkada kimseyi bırakmayan da.
22/42»22/46
|
52
|
Onlardan önce de Nuh’un kavmini. Çünkü onlar, zalim ve azgınlıkta ileri gitmişlerdi.
11/25»11/49
|
53
|
Altı üstüne gelmiş Lut kavmini de helak eden O’dur.
27/54»27/58
|
54
|
Onları ne yaman bir azap kuşatmıştı.
16/112
|
55
|
Şu halde, Rabbinin hangi nimetlerinden şüphe ediyorsunuz?
10/94 - 57/14
|
56
|
İşte bu da önceki uyarıcılar gibi bir uyarıcıdır.
36/3 - 42/13
|
57
|
Kıyamet günü günden güne yaklaşıyor.
7/187 - 79/42»79/46
|
58
|
Fakat onun ne zaman geleceğini Allah’tan başka kimse bilemez.
43/66
|
59
|
Şimdi siz bu hadisi/Kuran’ı tuhaf mı buluyorsunuz?
38/1»38/10
|
60
|
Ağlanacak halinize gülüyorsunuz!
9/82
|
61
|
Kalkmış bir de alay ediyorsunuz!
6/70 - 57/16
|
62
|
Artık, Allah’a secde edin/O’na boyun eğin ve kulluğunuzu yerine getirin.
32/15 - 51/56
|