Kur'an - Allahın Hadisi logo

10. YUNUS Suresi , Mekke'de Nazil Olan Bu Sure 109 Ayetten Oluşmaktadır.




1
Elif Lâm Râ, İşte bunlar bütün hükümleri doğru olan kitabın ayetleridir.

13/1 - 15/1 - 27/1




2
Aralarından bir kişiye, "İnsanları uyar, iman edenlere Rableri katında büyük bir itibar ve yüksek makamlar olduğunu müjdele!" diye vahyetmemiz insanların tuhafına mı gitti ki, gerçeği örtbas eden kâfirler “bu düpedüz bir sihirdir”, diyorlar.

7/63 - 14/44 - 34/43 - 54/24




3
Şüphesiz, Rabbiniz, gökleri ve yeri altı evrede yaratan sonra kâinatı mutlak hükümranlığı altına alan ve işi düzenleyen Allah’tır. İzni olmadan kimse şefaat edemez. İşte sizin Rabbiniz Allah budur. O’na kulluk edin, öğüt dinlemiyor musunuz?

22/47 - 32/4 - 57/4 - 2/254 - 6/94 - 10/18 - 39/43»39/44




4
Sadece O’nadır hepinizin dönüşü. Bu Allah’ın mutlaka gerçekleşecek olan vaadidir. Zira O, iman eden ve imanının gereği güzel işler yapanları adilane bir şekilde ödüllendirmek için yaratmayı başlatıp ahirette yeniden diriltecek olandır. Gerçeği örtbas edenlere gelince bu küfürlerinden dolayı onlara kaynar bir içecek ve acıklı bir azap vardır.

4/173 - 16/39 - 24/55 - 40/77 - 51/5»51/6




5
Güneşi ışık kaynağı, ayı da (O ışığı yansıtan) bir nur kılan, yılların sayısını ve (mevsimlerin ve ayların) hesabını bilmeniz için Ay’a yörüngeler ve duraklar takdir eden O’dur. Allah bütün bunları boş yere değil gerçek bir amaç için yapmıştır, Allah hakikati bilen bir toplum için ayetleri işte böyle açıklıyor.

2/189 - 6/96 - 17/12 - 36/38 - 55/5




6
Gece ile gündüzün birbiri ardınca gelişinde, Allah’ın göklerde ve yerde yarattığı şeylerde sorumluluğunu bilen bir toplum için nice ayetler/işaretler vardır.

2/164 - 3/190 - 25/61»25/62 - 31/29 - 35/13 - 39/5




7
Bizimle karşılaşmayı hesaba katmayan ve geçici dünya hayatından memnun olup onunla tatmin olanlar ve ayetlerimizden gafil/duyarsız olanlar var ya.

7/51 - 32/14 - 45/34-45/35 - 14/2-14/3 - 17/18-17/19 - 42/20 - 7/146




8
İşte onların kazandıklarının karşılığı olarak barınakları ateştir.

7/39 - 27/90 - 40/17 - 74/38




9
Ama iman edip, imanına yaraşır doğruları yapanları Rabbleri onları imanları sebebiyle tabanından ırmakların çağladığı nimetlerle dolu cennetlerine ulaştıracaktır.

2/25 - 4/57 - 18/30»18/31 - 29/58




10
Orada onların duaları: "Allah’ım sen ne muhteşemsin!" olur, orada onların karşılanmaları mutluluk ifadesi olan “Selam”dır ve onların son nidaları ise: “Alemlerin Rabbi Allah’a övgüler olsun dur.

39/73»39/75




11
Eğer Allah, insanların dünya nimetlerini elde etmede acele ettikleri gibi hak ettikleri cezayı vermede de acele etseydi işleri bitirilirdi. Onun için biz, bizimle buluşmayı hesaba katmayanları taşkınlıkları içinde bocalamaya terk ederiz.

16/61 - 18/58»18/59 - 35/45




12
Her ne zaman insana bir sıkıntı dokunsa gerek yan üstü yatarken gerek otururken gerekse ayakta iken bize yalvarıp yakarmaya başlar. Biz onun başındaki sıkıntıyı giderdiğimizde başına gelen o sıkıntı sebebiyle sanki bize hiç yalvarmamış gibi geçip gider. İşte, böyle imkânları boşa harcayanlara yapmakta oldukları şeyler güzel görünür.

3/191 - 16/53»16/54 - 39/7»39/8 - 39/49 - 89/15»89/16




13
Andolsun ki, sizden önce nice memleketleri zulüm ve haksızlık yapmalarından dolayı helak ettik. Zira elçileri onlara hakikatin apaçık belgeleriyle gelmişlerdi ama onlar iman etmeye yanaşmamışlardı. İşte biz, suça batmış bir toplumu böyle cezalandırırız.

30/9 - 30/47 - 47/10




14
Daha sonra bu toplumların ardından, nasıl davranacağınızı görmek için bu topraklarda size hayat imkânı verip iş başına getirdik.

6/156»6/157 - 35/42 - 37/167»37/168




15
Hakikatin apaçık belgeleri olan ayetlerimiz onlara okununca, bizimle karşılaşmayı hesaba katmayanlar: “Bize bundan başka bir Kuran getir veya bunu değiştir” derler. De ki: – Bunu kendi arzuma göre değiştirme yetkim yok, zira ben sadece bana vahyedilen Kuran’a uymak zorundayım, eğer Rabbime isyan edersem o zaman ben o korkunç günün azabından korkarım.

6/50»6/51 - 7/203 - 46/9




16
De ki: - Eğer Allah dileseydi ne ben size bu ayetleri okurdum, ne de O bunu size bildirirdi. Düşünsenize bundan önce aranızda bir ömür yaşadım, hiç aklınızı kullanmıyor musunuz?

17/86 - 28/86 - 21/10




17
Kendi uydurduğu yalanı Allah’a isnat eden veya ayetlerimiz karşısında yalana sarılandan daha zalim/büyük iftiracı kim vardır? Şu bir gerçek ki iftira eden bu günahkârlar asla iflah olmayacaklar.

6/21 - 6/93 - 10/69 - 11/18»11/19




18
Onlar kendilerine fayda da zarar da veremeyenlere: -Bunlar “Allah katında bizim şefaatçilerimizdir”, diyerek Allah ile aralarına koyduklarına kulluk ederler. De ki: -Allah’a, göklerde ve yerde bilmediği bir şeyi mi haber veriyorsunuz? Allah, koştukları şirklerden münezzeh ve yücedir.

2/48 - 2/123 - 7/28 - 13/33




19
Başlangıçta insanlar tek bir ümmetti fakat sonra ihtilaf edip ayrı görüşlere saptılar. Eğer Rabbinden daha önce konulmuş bir yasa olmasaydı ihtilaf ettikleri konularda aralarında ki hüküm verilmiş olurdu.

2/213 - 23/52»23/61




20
Onlar, “Sana Rabbinden bir mucize verilmeli değil miydi?” diyorlar. Deki: – Gaybın bilgileri Allah’ındır, siz mucize bekleyedurun biz de sizinle beraber bekleyenlerdeniz.

13/7 - 13/27 - 17/59 - 20/133»20/134 - 29/50»29/51




21
Ne zaman insanlara dokunan sıkıntıdan sonra, onlara bir rahmet tattırsak, hemen ayetlerimiz hakkında hile ve tuzaklar kurmaya başlarlar. De ki: – Allah her türlü hile ve tuzağı en hızlı biçimde bozandır. Şüphesiz bizim elçilerimiz onların tasarladıkları planları yazıyorlar.

11/8»11/12 - 21/35 - 30/33»30/36 - 8/30 - 43/80 - 45/29 - 50/17»50/18




22
O’dur sizi karada gezdiren ve denizde yüzdüren. Düşünün ki siz bir gemidesiniz ve gemi esen güzel bir rüzgârla tatlı tatlı yol alıyor, yolcular da bu durumdan son derece memnun ve neşeli. Derken şiddetli bir fırtına çıkıyor ve gemiyi her bir yandan dağ gibi dalgalar sarıyor ve yolcular çepeçevre kuşatıldıklarını ve boğulacaklarını anladıkları anda dini tamamen Allah’a has kılarak içten bir yalvarışla: – Eğer bizi bundan kurtarırsan andolsun ki şükredenlerden olacağız, diye Allah’a yalvarıyorlar.

17/67 - 29/65 - 31/32




23
Allah da onları kurtarınca, hemen yeryüzünde hak hukuk dinlemeden başlıyorlar azgınlık ve taşkınlık yapmaya. Ey insanlar, geçici dünya hayatının hazzı ve menfaati için yaptığınız azgınlık ve taşkınlığınız kendinize dönecektir. Sonunda dönüşünüz bize olacak biz de yaptıklarınızı size bir bir haber vereceğiz.

18/49 - 58/6 - 54/52»54/53




24
Dünya hayatı tıpkı şuna benzer: Gökten indirdiğimiz yağmur gibidir. Nihayet onunla insanların ve hayvanların yiyeceği bir bitki örtüsü oluşur ve yeryüzü tüm güzellikleriyle süslenip bezenir. Ve bahçe sahipleri ürünlere tam sahip olduklarını düşündükleri ve hayaller kurdukları bir sırada geceleyin veya gündüzün gönderdiğimiz bir afet gelir de sanki dün orada hiçbir şey yokmuş gibi her şeyi çerçöp haline getiririz. İşte biz derinliğine düşünen bir toplum için ayetleri böyle açıklıyoruz.

6/32 - 18/45 - 57/20




25
Oysa Allah kalıcı mutluluk ve esenlik yurduna çağırıyor, zira O dileyeni dosdoğru yola yöneltmektedir.

12/108 - 23/73 - 41/5 - 50/41




26
İyi davrananlara, daha iyisi ve de fazlası vardır. Hesap gününde onların yüzlerinde en küçük bir mahcubiyet ve kararma olmayacak. İşte bunlar cennet halkı ve orada kalıcıdırlar.

3/107 - 27/89 - 80/38»80/39




27
Kötülük işleyenlere gelince onlara işledikleri kötülükleri kadar ceza vardır. Hesap gününde onları her yönden zillet ve mahcubiyet kaplayacaktır ve onları Allah’ın azabından kurtaracak kimse de olmayacaktır. Korku ve dehşetten yüzleri sanki gecenin zifiri karanlığı gibi kapkara kesilecektir. İşte onlar ateş halkıdır ve onlar orada kalıcıdırlar.

3/105»3/106 - 6/160 - 40/40




28
Ve onları topladığımız o gün onların hepsini bir araya toplarız. Sonra başkalarına ilahlık yakıştıranlara: – Siz ve ilahlık yakıştırarak şirk koştuklarınız haydi yerlerinize! Deriz. Ve onları birbirlerinden ayırırız. İlahlık yakıştırılanlar: – Aslında siz bize kulluk etmiyordunuz.

16/86 - 46/4»46/6 - 10/18




29
– Sizinle bizim aramızda Allah’ın şahitliği yeter. Sizin bize kulluk ettiğinizden haberimiz bile yoktu, derler.

2/165»2/167 - 46/4»46/6




30
Ve işte orada ve o anda herkes dünyadayken yaptıklarının muhasebesini yapacak ve gerçek Mevlaları/koruyucuları olan Allah’ın huzuruna çıkarılmış olacaklar ve uydurdukları o sahte mevlaları kendilerini yüzüstü bırakacaklar.

6/62 - 12/40 - 22/78




31
De ki: – Kimdir gökten yağmur indirerek ve yerden çeşit çeşit ürünler çıkararak sizi rızıklandıran? Yine kimdir işitme ve görme duyularınızın üzerinde mutlak hâkim olan? Ölüden diriyi çıkaran; diriden de ölüyü çıkaran kimdir? Kâinatın düzen ve dengesini sağlayan kimdir? Onlar hemen "Allah" diyeceklerdir. Öyleyse de ki: – Sorumluluğunuzu yerine getirmeyecek misiniz?

6/95 - 30/19 - 30/48»30/50




32
İşte bu Allah’tır sizin gerçek Rabbiniz. Haktan saptıktan sonra, sapkınlıktan başka ne kalıyor? O halde nasıl sırt çeviriyorsunuz?

13/16 - 6/102 - 40/62




33
İşte böylece, iman etmeyerek yoldan çıkanların üzerine Allah’ın azap sözü hak oldu.

32/18»32/20




34
De ki: – İlahlık yakıştırarak şirk koştuklarınızdan, yaratmayı başlatıp sonra bunu sürekli tekrarlayan var mıdır? De ki: – Eşsiz yaratılıştan sonra onun tekrar edilişinin Allah’a ait olduğunu söyle. Nasıl da böylesine aldanıyorsunuz?

29/19»29/20 - 35/40 - 46/4»46/6




35
De ki: – İlahlık nitelikler yakıştırdıklarınızdan hakikate ulaştıran var mıdır? De ki: – Allah’tır hakikate ulaştıran. Hakikate ulaştıran mı uyulmaya daha layıktır, yoksa kendisine yol gösterilmedikçe doğruya ulaşamayan mı? Ne oluyor size? Nasıl böyle hüküm veriyorsunuz?

16/9 - 17/9 - 68/36




36
Onların çoğu hakka Kuran’a değil sadece zanna (kitaba dayanmayan bilgilere) uyarlar. Gerçekte zan hakikati ortaya koyma adına hiçbir şey ifade etmez. Şüphesiz ki Allah, onların ne yaptıklarını bilendir.

6/148 - 10/66 - 41/22 - 53/28




37
Bu Kuran, başkaları tarafından uydurulmuş ve Allah’a isnat edilmiş bir kitap değildir. Fakat o kendinden önceki ilahi mesajları tasdik etmek onlardaki hükümleri ayrıntılı bir şekilde açıklamak üzere âlemlerin Rabbinden geldiğine şüphe olmayan bir kitaptır.

2/23 - 2/89 - 4/82 - 6/114 - 10/94 - 12/111 - 35/31




38
Yoksa bu Kuran’ı uydurdu mu diyorlar? De ki: – Eğer iddianızda samimi iseniz Allah’tan başka yardıma çağırabileceğiniz herkesi çağırın da Kuran’ın surelerine benzeyen bir sure meydana getirin bakalım!

11/13 - 17/88 - 46/8




39
Hayır aslında onlar Kuran’ın içindeki gerçekleri kavrayamadıkları ve kendilerine haber verilen birtakım olaylar henüz gerçekleşmediği için Kuran karşısında yalana sarılıyorlar. Onlardan önceki nice topluluklar da aynen böyle yalanlamışlardı. İşte o yalanlayanların sonunun ne olduğuna bir bak!

10/13 - 27/84




40
Onların arasından bu Kuran’a inanacak olan da var, inanmayacak olan da ama senin Rabbin o bozguncuları çok iyi bilmektedir.

2/41 - 2/99 - 27/14 - 28/52 - 34/31 - 35/32




41
Eğer seni yalancılıkla suçlarlarsa de ki: – Benim yaptıklarım bana ait sizin yaptıklarınız da size aittir, zira siz benim yaptıklarımdan sorumlu değilsiniz ben de sizin yaptıklarınızdan sorumlu değilim.

3/184 - 6/33»6/34 - 24/54




42
Onlardan kimileri güya seni dinlerler, eğer akıllarını kullanmıyorlarsa bu sağırlara sen mi işittireceksin?

27/80»27/81 - 30/52»30/53 - 43/40




43
Onlardan güya sana bakanlar vardır. Gerçeği görme kabiliyetlerini kaybetmişlerse bu körlere sen mi yol göstereceksin?

7/179 - 13/19 - 22/46 - 40/58




44
Şüphesiz Allah insanlara asla haksızlık yapıp zulmetmiyor, fakat insanlar kendi kendilerine zulmedip yazık ediyorlar.

3/108 - 11/117 - 8/50»8/51 - 18/49 - 41/46




45
Onların hepsini bir araya toplayacağı o gün, sanki gündüzün bir vaktinde birbirleriyle tanışacakları bir zaman kadar kalmış olduklarını sanacaklar. Allah ile karşılaşmayı hesaba katmayıp doğru yolda gitmeyenler kesinlikle kaybetmiş olacaklar.

20/103»20/104 - 30/55»30/56 - 46/35 - 10/17 - 45/34»45/35 - 59/19




46
Onlara vaat ettiğimiz azabın bir kısmını sen bu dünyadayken sana göstersek; ya da onların cezasını vermeden seni vefat ettirsek, nasıl olsa onların önünde sonunda dönüşü bizedir. Sonra da Allah, onların bütün yaptıklarına zaten şahittir.

13/40 - 40/77 - 6/19 - 4/166 - 17/96 - 48/28




47
Her ümmet için ilahi mesajı aktaran bir elçi vardır. Onlara elçileri geldiğinde aralarında adaletle hükmedilir ve onlara asla zulüm ve haksızlık yapılmaz.

16/36 - 17/15 - 35/24 - 39/71




48
Bir de kalkıp onlar; “Eğer iddianızda doğru iseniz şu vaat edilen şey ne zaman gerçekleşecek?” diye soruyorlar.

6/67 - 38/88 - 39/39 - 67/29




49
De ki: – Ben Allah’ın dilediğinden başka, kendim için herhangi bir zarar da fayda da sağlayamam. Zira her ümmetin bir eceli vardır. Ecelleri/vadeleri geldiği zaman ne bir saat geri alınır ne de bir saat ertelenir.

7/188 - 72/21




50
De ki: – Allah’ın azabı size gece veya gündüz ansızın geliverse ne yaparsınız hiç düşündünüz mü? Peki, bu suçlular o azabın acele gelmesini niye istiyorlar?

7/4»7/5 - 23/99 - 63/10»63/11




51
Şimdi siz, azap size gelince mi inanacaksınız? O zaman size, “Şimdi mi aklınız başınıza geldi? Oysa bu azabın gelmesi için acele edip duruyordunuz” Denilecek.

6/26»6/28 - 23/99»23/102 - 42/44




52
Sonra o kendilerine yazık edenlere: – Tadın bakalım kalıcı azabı, kazandıklarınızın dışında bir karşılık mı bekliyordunuz?

6/70 - 27/90 - 68/35»68/37




53
Bir de kalkıp “Senin söylediğin bu azap gerçek mi?” diye sana soruyorlar. De ki: – Evet, Rabbime yemin ederim ki o gerçeğin ta kendisidir. Ve siz ondan asla kurtulamayacaksınız.

23/107 - 32/12 - 40/49»40/50 - 43/74»43/79




54
(O gün) Kendine zulmedip yazık etmiş olan herkes, yeryüzündeki her şey kendinin olsa cehennemden kurtulmak için onu fidye olarak vermek ister. Nitekim azabı gördüklerinde pişmanlıklarını bile açığa vurmaktan aciz olacaklar. Zira aralarında adaletle hüküm verilecek ve hiç kimseye haksızlık edilmeyecektir.

13/18 - 39/47 - 18/49 - 21/47 - 40/17»40/20




55
İyi bilin ki, göklerde ve yerde ne varsa hepsi Allah’ındır. Yine iyi bilin ki, Allah’ın azap vaadi mutlaka gerçekleşecektir. Fakat onların çoğu bu gerçeği bilmiyorlar.

2/116 - 14/2 - 27/91 - 42/4 - 14/22 - 45/32 - 51/5»51/6




56
Zira hayat veren de odur öldürüp dirilten de odur. Ve hesap vermek için Allah’ın huzuruna çıkarılacaksınız.

7/158 - 15/23 - 23/80 - 40/68 - 6/94 - 67/24 - 69/18




57
– Ey İnsanlar! Rabbinizden size bir öğüt, kalplerdeki hastalıklara şifa, müminler için doğru yol kılavuzu ve rahmet olan Kuran gelmiştir.

2/21 - 4/174»4/175 - 22/49 - 35/3 - 35/5 - 17/41 - 51/55 - 87/9 - 9/14 - 26/80 - 41/44 - 7/52 - 45/11 - 45/20 - 21/107 - 27/77 - 28/86 - 31/3




58
De ki: - Başka şeylere değil Allah’ın lütfu ve rahmeti olan bu Kuran’a sevinsinler, zira o elde edebileceğiniz her şeyden daha hayırlıdır.

41/32 - 55/21 - 28/60»28/61 - 29/64




59
De ki: – Görmüyor musunuz Allah’ın size rızık olarak ikram ettiği yiyecekleri keyfinize göre bir kısmını helal bir kısmını haram kılıyorsunuz. Deki Allah mı buna izin verdi, yoksa uydurarak Allah’a iftira mı ediyorsunuz?

3/94 - 4/50 - 7/28 - 42/21




60
Uydurdukları yalanları Allah’a isnat edenler kıyamet gününü ne zannediyorlar? Allah insanlara karşı bol lütuf/ikram sahibidir ama onların çoğu bu nimetlerin hakkını verip şükretmiyorlar.

4/147 - 14/7 - 27/73 - 64/17




61
Hangi koşullarda bulunursan bulun ve Kuran’dan hangi konuyu gündeme taşırsan taşı biz sizin Allah rızası için yaptığınız eylemlere mutlaka şahidiz. Zira ne yeryüzünde ne de gökyüzünde zerre kadar bir şey Rabbinden gizli kalamaz.İster ondan daha küçüğü veya büyüğü olsun hepsi apaçık kitapta kayıtlıdır.

18/49 - 24/64 - 54/52»54/53




62
– İyi bilin ki, Allah’ı evliya edinenlere korku yoktur ve onlar üzüntü duymazlar.

2/62 - 6/48 - 7/35 - 43/68




63
Onlar Allah’a inanıp güvenen ve sorumluluğunu yerine getirenlerdir.

6/15 - 29/7 - 39/10




64
Onlara hem dünya hayatında hem de ahirette müjdeler vardır. Zira Allah’ın kelimelerinde hiçbir değişiklik olmayacaktır. İşte budur muhteşem zafer.

6/34 - 10/103 - 40/51 - 41/30»41/31




65
Onların incitici sözleri seni üzmesin, çünkü şeref ve güç tamamen Allah’a aittir. Zira O, her şeyi işiten ve her şeyi bilendir.

3/186




66
İyi bilin ki, göklerde ve yerde kim varsa hepsi Allah’ındır. Allah ile aralarına koyduklarına dua ederek şirk koşanlar yalnızca zanna uyuyorlar ve onlar sadece sürü güdüsüyle hareket ediyorlar.

2/166»2/167 - 16/86»16/87 - 28/62»28/64 - 33/66»33/68




67
Geceyi dinlenesiniz diye karanlık ve gündüzü de çalışıp işlerinizi göresiniz diye aydınlık olarak yaratan Allah’tır. Hakikate kulak veren toplum için bunlarda nice deliller/ayetler vardır.

17/12 - 25/47 - 30/23 - 46/5




68
“Allah çocuk edindi.” dediler. Hâşâ, O, Allah yüceler yücesidir O’nun hiç böyle bir şeye ihtiyacı yoktur, zira göklerde ve yerde olan her şey O’nundur. Elinizde bunu belgeleyecek hiçbir deliliniz yoktur. Buna rağmen Allah hakkında bilip bilmeden mi konuşuyorsunuz?

16/57»16/58 - 18/4»18/5 - 19/91 - 43/81




69
De ki: – Uydurdukları yalanları Allah’a isnat edenler asla başarıya ulaşamazlar.

6/21 - 6/93 - 10/17 - 11/18»11/19




70
Yalnızca dünyada geçici bir geçimlik; sonra onların dönüşleri yine bize olacaktır. Biz de onlara gerçeği örtbas etmelerinden dolayı şiddetli azap tattıracağız.

28/58»28/60 - 29/64 - 42/36




71
Onlara Nuh’un kıssasını anlat! Hani o kavmine demişti ki: – Ey Kavmim! İçinizde bir elçi olarak bulunmam ve Allah’ın ayetlerini size hatırlatmam eğer sizin zorunuza gidiyorsa bilin ki ben sadece Allah’a güveniyor ve dayanıyorum. Haydi, siz ve ortak koştuklarınızla gücünüzü birleştirin ve kararınızı verin. Sonra da yapacağınız işi açıktan yapın ve kararınızı hemen uygulayın ve bana da göz açtırmayın.

7/59»7/69 - 71/1»71/28




72
Şunu iyi bilin eğer yüz çevirirseniz, ben zaten bu tebliğ için sizden bir ücret istememiştim. Benim ücretimi takdir etmek sadece Allah’a aittir. Ve ben Müslümanlardan olmakla emrolundum.

34/47 - 6/14 - 27/91 - 39/12




73
Buna rağmen onu yalancılıkla suçladılar. Biz de onu ve onunla birlikte gemide olanları kurtardık ve onları o memleketlere yerleştirdik. Ayetlerimiz karşısında yalana sarılanları ise suda boğduk. Uyarıldıkları halde Allah’ın ayetlerini yalanlayanların sonu nasılmış bir bak!

11/25»11/49




74
Ondan sonra da toplumlarına kendi içlerinden elçiler göndermiştik. Elçiler de onlara hakikatin apaçık belgeleriyle gelmişlerdi, fakat daha önce yalanladıkları hakikatlere inanmamakta direndiler. İşte, böyle haddi aşarak kalplerini uyarılara kapadılar.

7/101 - 40/35




75
Sonra onların izinden Musa ve Harun’u apaçık belgelerimizle, Firavun ve onun yönetici seçkinlerine gönderdik. Fakat onlar büyüklük tasladılar. Onlar zaten günaha batmış bir toplum idi.

40/22»40/46




76
Katımızdan onlara hakikatin belgeleri mucizeler geldiğinde, onlar: – Bu, apaçık bir sihirdir! Demişlerdi.

26/34»26/35




77
Musa: – Size gelen hakikat için hep böyle mi söylersiniz ve bu bir sihir midir? Oysa sihirbazlar asla başarıya ulaşamazlar, demişti.

20/69




78
Onlar ise: – Sen bize, atalarımızdan görüp öğrendiğimiz dinden bizi döndürmek, kardeşinle beraber bu ülkede iktidarı ele geçirip bize üstünlük sağlamak için mi geldin? Biz ikinize de asla inanacak değiliz.

23/24 - 23/47 - 40/26




79
Bu sırada Firavun: – Bütün usta sihirbazları bulup bana getirin! Diye emretti.

26/37




80
Sihirbazlar gelince Musa onlara: – Ne atacaksanız atın/ne hüneriniz varsa gösterin! Dedi.

26/44




81
Onlar, hünerlerini ortaya koyunca, Musa: – Yaptığınız şeyler sihirden ibarettir. Şüphesiz ki Allah onların gerçek olmadığını ortaya çıkaracaktır. Zira Allah düzenbazların işlerini başarıya ulaştırmaz, dedi.

20/61




82
Günahkârlar hoşlanmasa da Allah kelimeleriyle hakkı ortaya koyacaktır.

8/8




83
Firavun’un ve onun yakın çevresinin işkencelerinden korktukları için Musa’nın toplumundan çok küçük bir grup dışında Musa’ya iman ettiğini açıklayan olmadı. Zira Firavun ülkede tam bir zorbaydı ve o haddi aşan biriydi.

7/168»7/169




84
Musa da: – Ey kavmim, eğer Allah’a inanıyorsanız ve Müslüman olmuşsanız sadece ona dayanıp güvenin, dedi.

11/14




85
Onlar da: Sadece Allah’a dayanıp güvendik, ey Rabbimiz! Bizi şu zalim toplumun fitnesiyle sınama!

60/5




86
Ve rahmetinle bizi bu kâfirlerin elinden kurtar, dediler.

10/88




87
Bunun üzerine biz de Musa ve kardeşine şöyle vahyettik: – Şehirde toplumunuz için evler inşa edin ve bu evleri birer ibadet ve istikamet merkezi haline getirin ve namazlarınızı kılın. Bu Müminleri Allah’ın yardımıyla müjdele.

16/80 - 16/102




88
Musa da dedi ki: – Ey Rabbimiz, doğrusu sen Firavun’a ve onun ileri gelen seçkinlerine görkemli bir hayat ve muazzam bir servet verdin, Rabbimiz, onlar senin verdiğin bu imkânları, insanları senin yolundan saptırmak için kullanıyorlar, Rabbimiz, onların servetlerini yok et, kalplerine sıkıntı ve darlık ver; çünkü onlar can yakıcı azabı görmedikçe iman etmezler.

5/78 - 44/22 - 71/24




89
Allah da: – İkinizin duası da kabul olundu, fakat siz de hak yolda sebat edip dosdoğru olun; bilmeyenlerin yoluna asla uymayın, dedi.

3/195




90
Derken biz İsrailoğullarını denizin öte yakasına geçirdik. Firavun ve askerleri de azgınca ve düşmanca bir tavırla onları takip ettiler. Nihayet Firavun boğulacağını anladığında şöyle yalvardı: – Ben de İsrailoğullarının inandığından başka ilah olmadığına inandım. Artık ben Müslümanlardan oldum dedi.

2/50 - 17/103 - 20/77»20/79 - 23/99»23/101 - 42/44




91
– Şimdi mi? Oysa sen, daha önce isyan edip duruyordun ve bozgunculardan olmuştun!

23/99»23/100




92
Evet şimdi senin bedenini de arkandan gelenlere ibret olması için cansız olarak koruyacağız. Şüphesiz ki insanların çoğu bizim ibret vesikalarımıza karşı umursamaz bir tavır içindeler.

51/40




93
Andolsun ki biz İsrailoğullarını güzel ve güvenilir yerlere yerleştirmiş ve onları tertemiz ve güzel yiyeceklerle rızıklandırmıştık. Kendilerine ilahi mesaj gelinceye kadar aralarında görüş ayrılığı yoktu. Şüphesiz Rabbin, kıyamet gününde ayrılığa düştükleri konularda onların arasında hüküm verecektir.

42/10 - 98/1




94
Şayet sana indirdiğimiz bu mesajların gerçekliği hakkında herhangi bir şüphen varsa senden öncekilere gönderilmiş kitapları okuyanlara sor. Andolsun ki sana Rabbinden hakikatin kendisi Kuran gelmiştir. Sakın şüpheye düşenlerden olma!

2/147 - 6/114 - 49/15




95
Bir de Allah’ın ayetleri karşısında yalana sarılanlardan da olma; yoksa büsbütün kaybedenlerden olursun!

39/71 - 67/8»67/11




96
Gerçek şu ki, Rabbinin azap kelimesini/sözünü hak edenler iman etmeyenlerdir.

37/162»37/163




97
Zira onlar hakikatin her türlü belgesi kendilerine gelse bile can yakıcı azabı görene kadar iman etmezler.

32/12




98
Keşke olsaydı, ne yazık ki Yunus’un toplumu dışında belde halklarından (azabımız gelmeden önce) iman edip imanının faydasını gören bir toplum olmadı. Fakat Yunus’un toplumu (azap onlara gelmeden) iman ettiler, biz de onlardan dünyadaki rezillik azabını kaldırdık ve onları bir süre daha dünyadaki nimetlerden yararlandırdık.

21/87 - 37/139»37/148




99
Şayet Rabbin isteseydi, yeryüzünde bulunanların tümü iman ederdi. Hal böyleyken insanları iman edinceye kadar sen mi zorlayacaksın?

13/31 - 16/37 - 28/56




100
Allah’ın izni (akıl ve irade vermesi) olmasaydı hiç kimse iman edemezdi. Zira O, aklını kullanmayanları pislik içinde bırakır.

21/10 - 25/44 - 67/10




101
De ki: “Göklerde ve yerde neler var ibret nazarıyla bir bakın!” ama iman etmeye yanaşmayan topluma ayetler ve uyarılar fayda vermez.

12/105 - 45/3 - 51/20»51/21




102
Şimdi onlar kendilerinden öncekilerin başlarına gelen felaketlerden başka bir şey mi bekliyorlar? – De ki: - Bekleyin bakalım ben de sizinle beraber beklemekteyim!

18/55




103
Sonra biz elçilerimizi ve iman edenleri kurtarmışızdır. Bizim yasamız işte böyledir. Zira bize düşen iman edenleri kurtarmaktır.

30/47 - 40/51




104
De ki: – Ey İnsanlar! Eğer benim dinimden şüphede iseniz iyi bilin ki ben sizin Allah ile aranıza koyup kulluk ettiklerinize asla kulluk etmem; ancak ben, sizi vefat ettirip hesaba çekecek olan Allah’a kulluk ederim. Zira ben müminlerden olmakla emrolundum.

10/94 - 109/1»109/6




105
Ve her türlü şirkten arınmış olarak tüm benliğinle dosdoğru dine yönel ve sakın ortak koşan müşriklerden olma diye!

2/135 - 6/14 - 39/64»39/66




106
Ve de Allah ile arana koyup, sana fayda da zarar da sağlayamayacaklara dua ile yalvarma! Eğer böyle yaparsan kesinlikle şirk koşan zalimlerden olursun!

11/101 - 22/73 - 34/22




107
Şayet Allah sana bir sıkıntı verirse, onu O’ndan başkası kaldıramaz. Eğer senin için bir hayır dilerse; Allah’ın lütfunu engelleyecek kimse yoktur. Zira O, nimetini kullarından hak edene verir. Çünkü O eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

6/17 - 27/62 - 39/38




108
De ki: – Ey İnsanlar! Rabbinizden size hakikatin kaynağı olan Kuran gelmiştir. Artık kim bu Kuran ile doğru yola girerse sadece kendisi için girmiş ve kim de bundan yüz çevirip saparsa da kendi zararına sapmıştır. Zira ben, sizin vekiliniz değilim.

6/104»6/105 - 17/107 - 18/29 - 39/41




109
Sana vahyedilen Kuran’a uy, Allah hükmünü verinceye kadar da sabret! Zira O, hüküm verenlerin en iyisidir.

6/155 - 33/2 - 45/18

www.allahinhadisikuran.com - Kur'an - Allahın Hadisi