1
|
Elif, Lâm, Râ. Bunlar, mesajı açık ve anlaşılır kitabın ayetleridir.
15/1
|
2
|
Biz bu Kuran’ı, aklınızı kullanasınız diye Arapça anlaşılır bir dille indirdik.
19/97 - 21/10 - 41/44
|
3
|
Biz bu Kuran’ı sana vahyederek, kıssaların en güzelini sana aktarıyoruz. Hâlbuki sen, bu vahiyden önce bunlardan habersizdin.
11/120 - 14/9 - 28/3
|
4
|
Yusuf, babasına şöyle demişti; “Babacığım, ben rüyamda on bir yıldız, güneş ve ayın önümde secde ettiklerini gördüm.”
12/100»12/101
|
5
|
Yakup, “Yavrucuğum, rüyanı sakın kardeşlerine anlatma, olur ki kıskançlıkla sana bir kötülük yapmaya kalkışırlar. Çünkü şeytan insan için apaçık bir düşmandır.
2/168 - 36/60»36/64
|
6
|
“Anlaşılıyor ki Rabbin seni seçecek ve sana rüyaları/olayların gerçek mahiyetlerini kavramayı öğretecek. Tıpkı önceden ataların İbrahim ve İshak’a nimet verdiği gibi sana ve Yakup ailesine de nimetini tamamlayacak. Kuşkusuz Rabbin, her şeyi bilendir ve her şeyi yerli yerince yapandır.”
12/101
|
7
|
Andolsun ki, Yusuf ve kardeşlerinin kıssasında, öğrenmek isteyenler için nice ibretler vardır.
18/54 - 39/27
|
8
|
Hani bir zamanlar kardeşleri: “Biz sayıca kalabalık olduğumuz halde niçin Yusuf ve kardeşi babamızın gözünde bizden daha kıymetli? Doğrusu babamız yanlış bir tutum içinde.” demişlerdi.
2/249 - 9/25
|
9
|
“Yusuf’u öldürün veya onu ıssız bir yere atıp bırakın ki, babanızın sevgi ve ilgisi size kalsın. Ondan sonra da mutlu mesut yaşar gidersiniz.”
12/64
|
10
|
İçlerinden bir diğeri; “Yusuf’u öldürmeyin, eğer illa da yapacaksanız onu bir kuyunun derinliklerine bırakın; böylece kervanlardan biri alıp götürsün.” dedi.
|
11
|
Babalarına gelerek: “Ey Babamız, sana ne oldu ki Yusuf konusunda bize hiç güvenmiyorsun? Hâlbuki biz, onun hep iyiliğini istiyoruz.”
|
12
|
“Yarın onu bizimle beraber gönder, doyasıya gezsin, oynasın. Biz onu gözümüz gibi koruruz.” dediler.
|
13
|
Babaları onlara: “Onu alıp götürmeniz, beni kaygılandırır. Korkarım ki dalgın olduğunuz bir anda onu kurt kapar götürür.” dedi.
|
14
|
Onlar da: “Biz bu kadar kalabalık bir topluluk iken eğer onu kurt yerse, yazıklar olsun bize.” dediler.
|
15
|
Yusuf’u alıp götürdüler ve onu bir kuyuya bırakma hususunda fikir birliğine vardıklarında; biz de Yusuf’a “Şimdi onlar bunun farkında değil ama günü geldiğinde sen onlara bu yaptıklarını bir bir haber vereceksin” diye vahyettik.
12/89»12/90
|
16
|
Ve akşam olunca, ağlaşarak babalarına geldiler.
|
17
|
“Ey Babamız! İnan ki biz aramızda yarış yapmak için biraz uzaklaşmış ve Yusuf’u eşyalarımızın yanına bırakmıştık. O sırada kurt onu kapıp yemiş! Şimdi biz ne kadar doğru söylersek söyleyelim, sen yine de bize inanmayacaksın!” dediler.
|
18
|
Ve üzerine sahte bir kan sürülmüş olan Yusuf’un gömleğini getirdiler. Babaları: “Hayır, kıskançlık duygularınız sizi bu işi yapmaya sürüklemiş. Bana da güzel bir şekilde sabretmek düşer. Anlattığınız konular hakkında, kendisinden yardım istenecek tek makam Allah’tır.” dedi.
1/4 - 2/155
|
19
|
Ve bir kervan geldi. Sucularını kuyuya gönderdiler. Sucu kovasını kuyuya saldı; “Hey müjde, bu bir erkek çocuğu!” dedi. Onu satmak için gizlediler. Allah ise ne yapacaklarını çok iyi biliyordu.
13/9»13/10 - 67/13
|
20
|
Sonunda onu düşük bir değere, birkaç dirheme sattılar. Zira ondan kurtulmak için kâr amacı gütmemişlerdi.
|
21
|
Mısır’da Yusuf’u satın alan kimse, hanımına dedi ki; “Ona iyi bak; belki bize faydası dokunur ya da onu evlat ediniriz.” Böylece biz Yusuf’u oraya yerleştirdik. Ona rüyaların ve olayların yorumunu öğrettik. Allah takdir ettiği her işi gerçekleştirir, fakat insanların çoğu bunu bilmez.
28/8»28/9
|
22
|
Artık olgunluk çağına ulaşınca, ona doğru karar verme yeteneği ve ilim verdik. İşte biz, iyileri böyle ödüllendiririz.
11/114 - 55/60
|
23
|
Derken evinde barındığı evin hanımı, Yusuf’a karşı şiddetli bir arzu duyup Murat almak istedi ve kapıları sıkı sıkı kapadı: “Haydi, gelsene!” dedi. Yusuf: “Böyle bir şey yapmaktan Allah’a sığınırım, çünkü kocan benim efendim velinimetimdir. Bana iyi bir konum kazandırdı. Şu bir gerçek ki, kendisine güvenenlere ihanet eden zalimler asla umduklarına ulaşamazlar.”
12/51»12/52 - 7/200 - 16/98 - 18/27 - 40/27
|
24
|
Doğrusu kadın, onunla olmayı aklına koymuştu. Eğer Rabbi bu işin çirkinliğini ona ilham ederek göstermeseydi, Yusuf da ona uyacaktı. Biz, onu kötülük ve çirkin işlerden uzak tutmak için bu işareti gösterdik. Çünkü o, bizim çok samimi kullarımızdandı.
13/11 - 58/22
|
25
|
İkisi birden kapıya doğru koştular, bu sırada kadın Yusuf’a yetişti ve gömleğini arkadan yırttı. Tam o anda kapıda kadının kocasıyla karşılaştılar. Kadın hemen “Senin hanımına göz diken birisinin cezası zindana atılmak ya da şiddetli bir şekilde cezalandırılmaktan başka ne olmalı?” dedi.
24/2
|
26
|
Yusuf: “Asıl o beni baştan çıkarmak istedi.” dedi. Kadının ailesinden bir bilirkişi: “Eğer, Yusuf’un gömleği önden yırtılmışsa kadın doğru söylüyor, Yusuf ise yalan söylemektedir.”
4/58
|
27
|
“Eğer Yusuf’un gömleği arkadan yırtılmışsa kadın yalan söylüyor, Yusuf ise doğru söylemektedir.” dedi.
|
28
|
Kocası gömleğin arkadan yırtılmış olduğunu görünce hanımına dönerek; “Bu siz kadınların kurduğu tuzaklardan biridir, zira siz kadınların tuzakları pek yamandır.” dedi.
8/30
|
29
|
“Ey Yusuf, bu olayı yaşanmamış say! Ey kadın, sen de suçundan dolayı kocandan af dile. Çünkü yanlış yapan sensin.”
24/10
|
30
|
Şehirde bazı kadınlar; “Azizin hanımı, kölesinden murat almak istemiş, belli ki ona olan aşkı yüreğini yakmış, ona sırılsıklam âşık olmuş. Biz onun iyice azıtmış olduğunu görüyoruz.” dediler.
49/11»49/12
|
31
|
Azizin hanımı, kadınların kendisi hakkındaki dedikodularını duyunca; onları evine davet etti ve onlara mükellef bir sofra hazırladı. Ve her birinin eline bıçak verdi. O sırada Yusuf’a, “Çık onların yanına.” dedi. Kadınlar onu görünce, onun güzelliğine hayran kalıp kendilerinden geçtiler, o işten ellerini kestiler. Ve: “Aman Allah’ım! Bu bir beşer olamaz olsa olsa harika bir melektir.” dediler.
12/50
|
32
|
Azizin hanımı, “İşte kendisinden dolayı beni kınadığınız genç bu. Evet, ben onu arzuladım ama o namuslu davranarak beni reddetti. Yeminle söylüyorum eğer benim isteğimi yerine getirmezse kesinlikle hapse atılacak ve orada sürünecek.” dedi.
|
33
|
Yusuf: “Rabbim! Benim için zindan, bu kadınların bana teklif ettiği şeyi yapmaktan daha iyidir. Eğer beni onların tuzaklarından korumazsan, belki onlara meyleder ve kendime hâkim olamayarak cahillerden biri olurum.” dedi.
2/216
|
34
|
Rabbi, onun duasını kabul etti ve onu kadınların tuzaklarından korudu. Çünkü Allah işitir ve bilir.
3/159»3/160
|
35
|
Yusuf’un suçsuz olduğuna dair bütün delilleri gördükleri halde onu yine de bir süre için hapsetmeyi uygun gördüler.
|
36
|
Zindana onunla beraber iki genç daha girdi. Onlardan biri; “Ben rüyamda kendimi sarhoş eden içecek üzüm suyu sıkarken görüyorum.” Dedi. Diğeri de; “Ben de rüyamda, başımın üstünde ekmek taşıdığımı ve o ekmeği kuşların yediğini görüyorum. Sen bizim rüyalarımızı yorumla. Çünkü biz, senin rüya yorumunu iyi yapan biri olduğunu düşünüyoruz.” dedi.
12/101
|
37
|
Yusuf: “Size verilen günlük yiyeceğiniz önünüze gelmeden, ikinizin de rüyasının altında yatan gerçeği haber vereceğim. Zira bu, Rabbimin bana öğrettiği şeylerdendir. Çünkü ben, Allah’a inanmayan ve ahireti de hesaba katmayan bir toplumun inanç sistemini terk ettim.”
14/13
|
38
|
“Ve atalarım İbrahim, İshak ve Yakub’un inanç sistemine uydum. Allah’a ait niteliği, herhangi birine yakıştırmak bize asla yakışmaz. İşte bu, tevhit inancı bize ve tüm insanlara Allah’ın bir lütfudur. Ne var ki insanların çoğu bu nimete şükretmezler.”
2/132»2/133
|
39
|
“Ey zindan arkadaşlarım! Ayrı ayrı bir sürü rablere inanmak mı; yoksa tek olan ve bütün varlıklar üzerinde otorite olan Allah’a inanmak mı hayırlıdır?
39/29
|
40
|
Allah ile aranıza koyup kulluk ettikleriniz, sizin ve atalarınızın uydurduğu birtakım isimlerden başka bir şey değildir. Oysa Allah, bu konuda herhangi bir bilgi ve belge indirmemiştir. Zira hüküm yalnızca Allah’ındır. O ise, kendisinden başkasına kulluk edilmemesini emretmiştir. İşte doğru ve sağlam din budur; fakat insanların çoğu bu geçeği bilmiyorlar.”
3/151 - 13/33 - 30/35 - 98/5
|
41
|
“Ey zindan arkadaşlarım! Biriniz efendisine sarhoş eden içki sunmaya devam edecek, diğeri de asılacak ve başını kuşlar gagalayacak! Bana sorduğunuz rüyaların gerçekleşecek olan yorumu budur.”
|
42
|
Yusuf, o iki mahkûmdan kurtulacağını düşündüğü kimseye; “Efendinin yanında benden söz et.” dedi. Ama şeytan, efendisinin yanında ondan söz etmeyi ona unutturdu ve birkaç yıl daha zindan da kaldı!
6/68 - 18/23»18/24
|
43
|
Ve bir gün kral şöyle dedi; “Ben rüyamda, yedi semiz inek gördüm. Bu yedi semiz ineği, yedi cılız inek yiyordu. Bir de yedi yeşil başak ve yedi kuru başak gördüm. Ey ileri gelenler, eğer rüya tabirini biliyorsanız bana bu rüyamı yorumlayın!” dedi.
|
44
|
“Bunlar, karmakarışık rüyalar. Biz böyle rüyaları yorumlamasını bilemeyiz.” dediler.
|
45
|
O iki zindan arkadaşından biri olan ve kurtulan kişi, aradan geçen bunca zamandan sonra hatırlayıp: “Beni gönderin, onun yorumunu getirip size bildirebilirim.”
|
46
|
Yusuf! Ey benim özü sözü doğru arkadaşım! Rüyada yedi semiz ineği yedi zayıf ineğin yemesi ve yedi yeşil başak ile yedi kuru başak görmenin ne anlama geldiğini bize yorumla da, dönüp onlara bildireyim. Ümit ederim ki senin kıymetini anlarlar.
49/15
|
47
|
(Yusuf): “Öteden beri yaptığınız gibi yedi sene ekip biçin. Fakat yiyeceğiniz az bir miktar dışında kalan kısmını, başağı sapından ayırmadan depolayın.
|
48
|
“Sonra yedi yıllık bir kıtlık dönemi olacak. Bu dönemde tohum olarak bıraktığınız az bir miktarın dışında, hepsini tüketirsiniz.”
|
49
|
“Bu dönemin ardından, insanların darlıktan kurtulup bolluğa kavuşacakları yağışlı bir dönem gelecek.” dedi.
|
50
|
Kral: “Onu bana getirin.” dedi. Kral’ın adamı Yusuf’u almaya gelince, Yusuf ona: “Şimdi efendine git ve ona, "Vaktiyle ellerini kesen kadınların derdi neymiş?" bir sor. Elbette Rabbim, onların hilesini çok iyi bilmektedir!” dedi.
12/31»12/32
|
51
|
(Kral kadınları topladı ve onlara): “Bir zamanlar siz Yusuf’dan faydalanmak istediğinizde ondan nasıl bir karşılık gördünüz?” dedi. Kadınlar: “Hâşâ, Allah var biz onun herhangi bir kötülüğüne şahit olmadık.” dediler. O anda Azizin hanımı: Artık gerçek ortaya çıktı. Onu koynuma almak isteyen bendim. O, bütün söylediklerinde doğruydu.”
12/23»12/26
|
52
|
“Bu itirafım, kocamın gıyabında ona asla ihanet etmediğimi bilmesi içindir. Zira Allah, hainlerin tuzağını asla başarıya ulaştırmaz.”
12/5»12/33
|
53
|
“Bununla beraber ben kendimi tamamen temize çıkarmıyorum. Çünkü Rabbimin esirgemesi hariç kişinin benliği sürekli kötülüğü/şehevi arzuları emreder. Doğrusu benim Rabbim eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz merhamet sahibidir.”
2/168»2/169 - 50/16
|
54
|
Bunun üzerine Kral: “Onu bana getirin; onu kendime özel danışman yapacağım!” dedi. Onunla konuşunca da: “Bundan böyle, senin katımızda saygın bir konumun olacak ve benim güvenilir bir adamım olacaksın.” dedi.
37/105 - 77/44
|
55
|
“Öyleyse beni, ülkenin hazinelerinden sorumlu bir makama getir. Çünkü ben, hazineyi iyi korur ve mali işleri iyi bilirim.” dedi.
4/58
|
56
|
İşte biz böylece ülkede Yusuf’a iktidar imkânını bahşettik ki, orada istediği gibi bir yapı inşa etsin. Zira biz mülkü kullarımızdan dilediğimize veririz ve işlerini doğru yapanların hak ettikleri karşılığı da asla zayi etmeyiz!
27/62
|
57
|
Hele bir de ahiret ödülü var ki, inananlar ve sorumlu davrananlar için bu çok daha hayırlıdır.
13/29 - 16/97 - 39/35
|
58
|
Yıllar sonra Yusuf’un kardeşleri (tahıl yardımı alabilmek için Mısır’a) gelip onun huzuruna çıktılar. Yusuf onları tanıdı ama onlar onu tanımadılar!
12/15
|
59
|
Yusuf onların yüklerini hazırlatıp gidecekleri sırada: “Bir dahaki gelişinizde bana, baba bir kardeşinizle beraber gelin. Görüyorsunuz ki, ben size tahılı bol bol veriyorum ve sizi en güzel şekilde ağırlıyorum.”
|
60
|
“Gelecek seferde onu bana getirmezseniz, ne benden bir ölçek tahıl alabilirsiniz ne de yanıma yaklaşabilirsiniz.”
|
61
|
Kardeşleri: “Onu getirmek için babasını ikna etmeye çalışacağız, her halde bunu başarırız.” dediler.
|
62
|
Bu arada Yusuf memurlarına: “Onların tahıl için ödedikleri paraları tahıllarının içine koyun. Ailelerine dönünce kendilerine ikramda bulunduğumuzu anlarlar da, tekrar gelirler.” dedi.
|
63
|
Sonunda babalarına döndüklerinde: “Ey babamız! Bir dahaki sefer kardeşimizi de götürmezsek, bize bir ölçek bile tahıl verilmeyecek. Onun için kardeşimizi bizimle beraber Mısır’a gönder de tahıl alabilelim. Emin ol ki onu çok iyi koruyacağız.” dediler.
|
64
|
Babaları: “Daha önce kardeşiniz Yusuf’u size güvenip emanet ettiğim gibi, şimdi de size güvenip onu mu emanet edeyim? Neyse ki Allah en iyi koruyucu ve merhametlilerin en merhametlisidir.” dedi.
12/7»12/14
|
65
|
Nihayet yüklerini açınca, tahıl karşılığı olarak götürdükleri sermayelerinin kendilerine iade edilmiş olduğunu gördüler: “Ey babamız! Daha başka ne isteyebiliriz ki; işte sermayemiz bile bize iade edilmiş! Bunlarla ailemize tekrar yiyecek alır, kardeşimizi de korur hem de fazladan bir deve yükü daha alırız. Zaten bu getirdiğimiz az bir miktar.” dediler.
|
66
|
Babaları: “Hepiniz kuşatılıp saldırıya uğrayarak yok olmadıkça; onu bana getireceğinize dair Allah adına yemin ederek söz vermezseniz, onu sizinle göndermem.” Onlar yemin ederek kesin söz verince Yakup: “Bu konuştuklarımıza Allah vekildir.” dedi.
4/166 - 6/19 - 10/61
|
67
|
Ve ekledi “Yavrularım, şehre tek bir kapıdan girmeyin Farklı kapılardan girin. Gerçi ne söylersem söyleyeyim, Allah’ın sizinle ilgili takdirine engel olamam. Zira son karar ve hüküm Allah’ındır.(1) Ben yalnız O’na güvenir ve dayanırım, güvenmek isteyenlerde yalnızca Allah a güvenip dayansınlar.” dedi.(2)
134/26 - 82/18»82/19 - 23/159»3/160 - 9/129 - 72/22
|
68
|
Onlar babalarının emrettiği gibi girdilerse de, esasen bu Allah’tan gelecek hiçbir şeyi onlardan savamazdı. Sadece Yakup’un temennisi yerine gelmiş oluyordu. Şüphesiz ki Yakup, kendisine öğrettiğimiz ilim sayesinde biliyordu(1). Fakat insanların çoğu bu gerçeği bilmiyorlar.(2)
12/96 - 216/43 - 39/49
|
69
|
Kardeşleri Yusuf’un yanına girdiklerinde, öz kardeşini bağrına bastı ve: “Ben senin kardeşinim, onların yaptıklarına sakın üzülme!” dedi.
|
70
|
Yusuf onların yüklerini yükletirken, bir su kabını öz kardeşinin yüküne koydurdu. Sonra bir görevli seslendi: “Ey kervancılar, siz hırsızsınız!”
|
71
|
Onlara doğru dönerek, “Nedir kaybettiğiniz?” dediler.
|
72
|
Görevlilerde: “Kral’ın su tasını kaybettik. Onu kendiliğinden getirene bir deve yükü tahıl verilecek. Ben buna kefilim!” dedi.
|
73
|
“Vallahi, biz bu memlekete bozgunculuk yapmak için gelmedik. Siz bunu pekâlâ biliyorsunuz, ayrıca biz hırsız da değiliz.” dediler.
2/30 - 7/85
|
74
|
Görevliler: “Peki yalan söylüyorsanız, hırsızlığın cezası nedir?” dediler.
5/38
|
75
|
Onlar, “Hırsızlık malı kimin yükünde bulunursa, ceza olarak o alıkonulur. Biz, hırsızlık yapan zalimleri böyle cezalandırırız.” dediler.
5/38
|
76
|
Yusuf, önce öteki kardeşlerinin yükünü aradı. Sonra da öz kardeşinin yükünden su kabını çıkarttı. Biz Yusuf’a böyle bir plan öğrettik. Allah böyle dilemeseydi, Kral’ın yasasına göre kardeşini alıkoyamazdı. Biz, dilediğimiz kimsenin derecelerini yükseltiriz(1). Zira her bilgi sahibinin üstünde mutlaka bir bilen vardır(2).
16/83 - 40/15 - 218/45
|
77
|
Kardeşleri kendi aralarında: “Eğer o çalmışsa şaşırmayız, yıllar önce abisi de çalmıştı zaten.” dediler. Yusuf onların bu suçlamalarını sineye çekti, içinde gizledi ve yüzlerine bir şey söylemedi. İçinden, “Siz, çok daha kötü bir durumdasınız, Allah ithamlarınızın asılsız olduğunu biliyor.” dedi.
4/81 - 10/61
|
78
|
Onlar: “Ey değerli yönetici! Onun yaşlı bir babası var, onun yerine bizden birini alıkoy. Biz senin iyilerden olduğunu görüyoruz.” dediler.
2/177 - 3/30
|
79
|
Yusuf, “Suçsuz birini cezalandırmaktan Allah’a sığınırım! Biz, malımızı kimde bulmuşsak ancak onu alıkoyarız, aksi halde adaletsiz davranan zalimlerden olmuş oluruz.” dedi.
10/109 - 16/127
|
80
|
Kardeşleri onu kurtarmaktan ümitlerini kesince, kendi aralarında konuşmak için bir kenara çekildiler. Ağabeyleri dedi ki: “Babanızın, Allah’a yemin ettirerek sizden söz aldığını bilmiyor musunuz? Üstelik yıllar önce de Yusuf’a yaptığınız kötülük ortada. Vallahi ben, babam bana dönüş izni verinceye kadar yahut hüküm verenlerin en iyisi olan Allah hakkımdaki hükmünü verinceye kadar buradan ayrılmayacağım.”
95/8
|
81
|
Siz dönün, babanıza gidin ve deyin ki, "Ey babamız! Senin oğlun hırsızlık yapmış, biz sadece görüp bildiğimize şahitlik ettik. Biz bilgimiz dışında olan bir şeyi de koruyamayız.”
|
82
|
“Bize inanmıyorsan, bulunduğumuz kasabanın halkına ve beraberinde olduğumuz kervana sor. Biz gerçekten doğru söylüyoruz.”
|
83
|
Yakup: “Kıskançlık duygularınız belli ki size bu işi yaptırmış. Artık bana düşen güzelce sabretmektir. Belki de Allah, hepsini birden bana getirecektir. Şüphesiz ki O’dur, her şeyi bilen ve her şeyi yerli yerince yapan.” dedi.
5/116 - 13/24 - 39/7
|
84
|
Yakup oğullarına arkasını dönüp içine kapandı, “Vah Yusuf’um, vah tasam!” diye için için inledi. Ve bu üzüntüsünden gözlerine ak düştü. Tüm öfkesini ve kederini içine attı.
2/177 - 42/37
|
85
|
Oğulları: “Baba! Vallahi Yusuf’um diye diye kendini mahvediyorsun. Bu kederinden bir gün yataklara düşeceksin, hatta ölüp gideceksin!” dediler.
|
86
|
Yakup, “Ben üzüntü, tasamı sadece Allah’a arz ediyorum ve ben Allah’ın lütfuna dair, sizin bilmediğiniz birçok şey biliyorum.” dedi.
12/96
|
87
|
“Ey Oğullarım! Gidin, Yusuf’u ve kardeşini araştırın. Sakın Allah’ın rahmetinden ümidinizi kesmeyin. Zira kâfirler topluluğundan başkası, Allah’ın rahmetinden ümidini kesmez.”
29/23 - 39/53
|
88
|
Kardeşleri Yusuf’un yanına girdiklerinde: “Ey Aziz! Biz ve ailemiz sıkıntı ve darlık içindeyiz, üstelik size getirdiğimiz para da çok az bir miktar. Ama sen yine de bize ölçeği dolu dolu ver ve bize fazladan bağışta bulun. Şüphe yok ki Allah, bağışta bulunanları ödüllendirir.” dediler.
3/195 - 16/97 - 39/34»39/35
|
89
|
Yusuf onlara: “Siz, Yusuf ve kardeşine cahilce neler yaptığınızı hatırlıyorsunuz değil mi?” dedi.
12/9»12/18
|
90
|
Onlar: “Ne! Yoksa sen Yusuf musun?” dediler. O da; “Evet ben Yusuf’um, bu da kardeşim! Gerçekten Allah bize lütufta bulundu. Doğrusu, kim kötülükten sakınır ve sıkıntılara sabrederse, iyi bilsin ki Allah böyle güzel işler yapanları mükâfatsız bırakmaz.” dedi.
39/10
|
91
|
“Vallahi Allah seni bizden üstün kıldı. Biz gerçekten, çok yanlış işler yapmışız!” dediler.
7/23
|
92
|
Yusuf: “Bugün size herhangi bir kınama ve ayıplama yok. Allah sizi bağışlasın; zira O, merhametlilerin en merhametlisidir!”
15/49
|
93
|
“Şimdi siz bu gömleğimi götürün, babamın yüzüne sürün; o zaman görmeye başlar. Sonra da aile fertlerinizin hepsini alıp bana gelin.” dedi.
12/4
|
94
|
Kervan Mısır’dan ayrılınca, babaları, “Eğer beni bunaklıkla suçlamazsanız, bir şey söyleyeceğim. Gerçekten ben Yusuf’un kokusunu alıyorum.” dedi.
|
95
|
Çevresindekiler: “Vallahi sen, hala eski bunaklığında devam ediyorsun!” dediler
|
96
|
Nihayet müjdeci gelip gömleği Yakup’un yüzüne sürünce, hemen görmeye başladı. Bunun üzerine: “Ben size, Allah’ın lütfuna dair sizin bilmediğiniz birçok şeyi biliyorum dememiş miydim?” dedi.
12/86
|
97
|
Oğulları: “Ey babamız! Günahlarımızın bağışlanması için Allah’tan bizim için af dile; zira biz gerçekten, yanlış işler yaptık.” dediler.
3/135 - 7/23 - 20/82
|
98
|
O da: “Rabbimden sizin bağışlanmanız için af dileyeceğim. Şüphesiz ki O evet O’dur, eşsiz bağışlayıcı olan ve sonsuz rahmet kaynağı olan.” dedi.
9/99 - 9/104 - 27/11
|
99
|
Yusuf’un huzuruna çıktıklarında o, anne ve babasını bağrına bastı: “Allah’ın izniyle bundan böyle Mısır’da huzur ve güven içinde yaşayın.” dedi.
14/41 - 27/19
|
100
|
Yusuf anne ve babasını makamına çıkartıp, yanına oturttu. Hepsi de Rabblerine şükür secdesi yaptılar. O zaman Yusuf: “Babacığım! İşte önceden gördüğüm rüyanın yorumu bu! Rabbim onu şimdi gerçekleştirmiş oldu ve Rabbim bana çok iyilikte bulundu. Beni zindandan çıkardı ve şeytan, benimle kardeşlerimin arasını açıp bozduktan sonra da, sizi çölden buraya getirerek bizi kavuşturdu! Gerçekten benim Rabbim, çok lütufkârdır. O, dilediğini akıl sır ermez bir şekilde gerçekleştirir. Şüphesiz ki O’ dur her şeyi bilen, O’dur her şeyi yerli yerince yapan.” dedi.
77/44
|
101
|
“Rabbim! Bana güç ve iktidarı sen verdin, rüyaların/olayların altında yatan gerçeği sen öğrettin. Ey gökleri ve yeri eşsiz bir şekilde yaratan! Dünyada ve ahirette benim velim sensin;(1) varlığımı sana adamış biri olarak benim canımı Müslüman olarak al (2) ve beni iyilerin arasına dâhil et!” (3)
12/257 - 7/196 - 22/132 - 3/102 - 3/193 - 34/69
|
102
|
İşte bunlar, sana vahyettiğimiz gayba dair haberlerdendir. Zira sen, Yusuf’un kardeşleri birleşip hep birlikte tuzaklar kurarlarken yanlarında değildin.
7/101 - 11/120 - 20/99
|
103
|
Hem sen ne kadar çok istersen iste, insanların çoğu yine de mümin olmayacaklar!
13/1 - 21/6 - 28/56
|
104
|
Oysa sen buna karşılık, onlardan herhangi bir ücret de istemiyorsun.(1) Hâlbuki bu Kuran, bütün toplumlar için bir öğüt ve şeref kaynağıdır.(1)
123/72 - 25/57 - 34/47 - 38/86 - 26/90 - 10/57 - 68/52
|
105
|
Göklerde ve yerde nice ayetler var ki, yanlarından geçip giderler de onlara dönüp bakmazlar bile.
7/185 - 10/101 - 41/53
|
106
|
Nitekim onların çoğu, inançlarına şirk bulaştırmadan Allah’a iman etmezler.
5/49 - 6/82 - 16/83
|
107
|
Şimdi onlar hiç beklemedikleri bir anda kendilerini çepeçevre kuşatacak Allah’ın azabının gelmeyeceğinden yahut o saatin bu dünyanın bozulmasının ansızın gelip çatmayacağından emin midirler?
7/187 - 43/66
|
108
|
Onlara de ki: “Ben bilinçli bir şekilde delillere dayanarak Allah’a davet ediyorum! Ben ve bana uyanlar aynıyız. İşte bu benim davet metodumdur. Allah sizin yakıştırmalarınızın tümünden münezzehtir, yücedir ve ben de asla ona ortak koşan müşriklerden değilim.”
41/33 - 42/15
|
109
|
Bizim senden önce gönderdiğimiz elçiler, o ülkelerin içinden seçip kendilerine vahyettiğimiz adamlardan başkaları değildi.(1) Şimdi bunlar yeryüzünde gezip dolaşmazlar mı; kendilerinden önce gelip geçmiş toplumların feci akıbetlerini görüp ibret almazlar mı?(2) Ahiret yurdu, korunanlar için daha hayırlıdır; hala akıllanmayacaklar mı?(3)
116/43 - 21/7 - 230/9 - 30/42 - 47/10 - 313/35 - 27/89 - 28/83
|
110
|
O elçiler ümitlerinin son noktasına geldiklerinde ve tam yalanlandıklarına kanaat getirdiklerinde; bizim onlara yardımımız yetişmiş ve bizden umutlarını kesmeyenleri kurtardık. Zira bizim azabımız suça batmış toplumlardan asla geri döndürülemez!
10/103 - 30/47 - 40/51
|
111
|
Andolsun ki, bu elçilerin kıssalarında sağduyu/temiz akıl sahipleri için alınacak nice ibretler vardır.(1) Bu Kuran, Allah adına uydurulmuş bir hadis değildir.(2) Aksine O; kendinden önceki vahiyleri onaylayan,(3) din adına gerekli her şeyi etraflıca açıklayan,(4) inanıp güvenen mümin bir toplum için bir doğru yol kılavuzu ve bir rahmettir.(5)
17/101 - 11/120 - 20/99 - 210/37»10/38 - 11/13 - 17/88 - 33/3 - 4/47 - 5/48 - 46/38 - 16/89 - 510/57 - 16/64
|