1
|
İndiği yerde (gönüllere hidayet saçarak) tozu dumana katan.
14/1
|
2
|
Ağır mı ağır bir mesaj taşıyan.
73/4
|
3
|
Ve aktığı kalpleri kolayca fetheden.
13/28
|
4
|
İlahi emri hayata paylaştıran bu vahye andolsun ki!
38/68»38/78
|
5
|
Size ne vaat edilmişse hepsi doğrudur.
7/53 - 36/52
|
6
|
Hesap ve ceza günü mutlaka gerçekleşecektir.
50/20
|
7
|
Her biri kendi yörüngesinde yüzüp giden yıldızlarla donatılmış gökyüzüne andolsun ki!
36/38»36/40
|
8
|
Hepiniz birbirinden farklı/çelişkili sözler söylüyorsunuz.
3/105»3/106
|
9
|
Savrulanlar kendi aleyhine savrulur.
10/108
|
10
|
Kahrolsun kendi görüşlerini gerçek diye pazarlayanlar.
2/79 - 3/78 - 6/93
|
11
|
Onlar aymazlık ve gaflet içinde yüzen kimselerdir.
13/5 - 36/77»36/78
|
12
|
Kalkmışlar bir de alay ederek “ceza/hesap günü ne zaman?” diye soruyorlar.
21/38»21/39 - 67/25
|
13
|
O gün, onların ateşte yakılacakları gündür.
18/53 - 46/20
|
14
|
Onlara: Hak ettiğiniz bu azabı tadın bakalım, vaktiyle bir an evvel gelmesini istediğiniz azap işte budur, denilecek.
26/135»26/139
|
15
|
Allah’a karşı gelmekten sakınan muttakiler cennet bahçelerinde ve pınar başlarında olacaklar.
77/41»77/49
|
16
|
Onlar RabBlerinin kendilerine ihsan edeceği nimetlerin mutluluğunu yaşayacaklar, çünkü onlar iyi ve güzel işler yapan kimselerdi.
2/177
|
17
|
Onlar geceleri çok az uyurlardı.
25/64 - 32/16
|
18
|
Ve seherlerde bağışlanmak için Allah’a yalvarırlardı.
2/201
|
19
|
Ve onlar mallarından, isteyen istemeyen tüm ihtiyaç sahipleri için pay ayırırlardı.
2/267»2/271
|
20
|
Gönülden inanacaklar için yeryüzünde nice ayetler/işaretler vardır.
45/3»45/4
|
21
|
Bizzat kendi varlığınızda da. Bunları hiç görmüyor musunuz?
45/3»45/4
|
22
|
Hem rızkınızın kaynağı hem de size vaat edilen azabın kaynağı göktedir.
2/22 - 10/31
|
23
|
Göğün ve yerin Rabbine andolsun ki bu Kuran’da size bildirilenlerin hepsi, tıpkı sizin konuşmanız gibi gerçektir.
13/16 - 45/3»45/4 - 38/88
|
24
|
İbrahim’in ikrama mazhar olmuş konukları ile ilgili kıssa sana ulaştı mı?
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
25
|
Hani onun yanına gelip “Selam olsun” dediklerinde, o da:
– Size de selam olsun, demiş içinden “Bunlar tanıdık kimseler değil” diye geçirmişti.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
26
|
Derken usulca ailesinin yanına gidip bir süre sonra kızarmış bir dana eti getirdi.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
27
|
Misafirlerine ikram ederek: -Buyurmaz mısınız? Dedi.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
28
|
Onlardan işkillendi ve içine bir korku düştü. -Misafirler: -Korkma! Dediler. Ardından ona vahiy ve kitap bilgisine sahip bir evlat sahibi olacağını müjdelediler.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
29
|
Bu sözleri duyan eşi misafirlere yönelmiş ve elini yüzüne vurarak:- Ben kısır ve yaşlanmış hanım halimle mi?
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
30
|
Misafirler: -Evet, aynen öyle. Çünkü Rabbin böyle takdir buyurdu, şüphesiz O, her şeyi yerli yerince yapan ve her şeyi bilendir, dediler.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
31
|
İbrahim:
Ey elçiler buraya gelişinizin asıl sebebi nedir? Dedi.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
32
|
Elçiler:
– Aslında biz günahkâr bir topluma gönderildik, dediler.
11/69»11/82 - 15/51»15/77
|
33
|
– Onların üzerine pişmiş çamurdan taşlar yağdıracağız.
7/80»7/84 - 26/160»26/173
|
34
|
– Bu taşların haddi aşanlardan kime isabet edeceği Rabbinin katında belirlenmiştir.
7/80»7/84 - 26/160»26/173
|
35
|
Azap gelmeden önce müminleri biz oradan çıkardık.
10/103 - 30/47
|
36
|
Zaten bir hane halkı dışında orada Müslüman bulamadık.
12/103 - 13/1
|
37
|
Acıklı azaptan korkacaklar için orada bir işaret bıraktık.
20/128 - 32/26
|
38
|
Musa’nın kıssasında da alınacak ibret vardır. Şöyle ki; biz onu apaçık bir delil ile Firavun’a göndermiştik.
20/9»20/48 - 43/46»43/52
|
39
|
Firavun bütün erkânı ile birlikte yüz çevirmiş ve bu bir sihirbaz veya deli demişti.
7/104»7/110 - 23/45»23/47
|
40
|
Biz de onu ve ordularını kıskıvrak yakalayıp denize atmıştık. O da kendini kınaya kınaya boğulup gitti.
10/89»10/93
|
41
|
Ad kavminin akıbeti de ibretliktir. Biz onların üzerine kasıp kavuran bir fırtına göndermiştik.
7/65»7/72 - 11/50»11/60
|
42
|
Geçtiği yerde hiçbir şey bırakmıyor dokunduğu her şeyi un ufak ediyordu.
41/15»41/16 - 46/21»46/25
|
43
|
Semud’un akıbeti de ibretliktir. Onlara:
– Bir kaç gün daha sefa sürün bakalım denilmişti.
11/61»11/68
|
44
|
Fakat onlar da Rabblerinin emrine karşı gelmişler Sonunda akıbetlerini bekleyip dururlarken korkunç gürültülü, bir yıldırım çarpmıştı.
7/77 - 26/155
|
45
|
İşte o zaman ne bu belaya karşı koyabildiler ne de kaçıp kurtulabildiler.
27/45»27/53 - 41/17»41/18
|
46
|
Daha önce geçmiş olan Nuh kavminde de ibret vardır. Çünkü onlar yoldan çıkmış fasık bir topluluktu.
7/59»7/64 - 10/71»10/73
|
47
|
Gökyüzünü kudretimizle sapasağlam bir şekilde biz bina ettik ve onu sürekli olarak genişletmekteyiz. Evet, biz sonsuz bir kudret ve güç sahibiyiz.
11/7 - 21/16
|
48
|
Biz yeryüzünü de yaşam alanı haline getirdik.
7/10 - 91/6
|
49
|
Öte yandan biz her şeyi çiftler halinde yarattık, belki bütün bunları düşünüp ibret alırsınız.
31/10 - 36/36
|
50
|
– Öyleyse Allah’a koşun ve O’na sığının, çünkü ben, O’nun tarafından size gönderilmiş apaçık uyarıcıyım.
73/19 - 78/39
|
51
|
– Sakın Allah ile beraber başka hiç kimseye ilahlık yakıştırmayın. Gerçekten ben, O’nun tarafından size gönderilmiş apaçık bir uyarıcıyım!
18/110 - 41/6
|
52
|
İşte, böyle. Onlardan öncekiler de, kendilerine gelen her elçiye mutlaka ya "sihirbaz" ya da "deli" dediler.
23/24»23/25 - 34/6»34/8
|
53
|
Sanırsın ki bunu birbirlerine tavsiye ettiler? Hayır, aslında onlar, Allah’a başkaldırmış azgın bir toplum idiler.
15/13 - 36/30
|
54
|
– Artık onlardan yüz çevir, böyle yaptığın için kınanacak değilsin.
4/140 - 6/68
|
55
|
– Ama sen yine de öğüt vermeye devam et! Zira öğüt; müminlere fayda verir.
6/70 - 10/57
|
56
|
Ben cinleri ve insanları sadece bana kulluk etsinler diye yarattım.
3/64 - 39/64»39/65
|
57
|
Ben onlardan ne bir rızık istiyorum, ne de beni doyurmalarını.
6/14 - 20/132
|
58
|
Kaldı ki bütün rızıkları veren erişilmez güç ve kudret sahibi olan Allah’tır.
11/6 - 34/39
|
59
|
Hiç şüphen olmasın ki Allah’a başkaldıran zalimlerin de geçmişteki yoldaşlarının suçlarına benzer suçları vardır. Öyleyse acele etmelerine gerek yok.
10/13»10/14 - 29/40
|
60
|
Kendilerine vaat edilen gün geldiğinde, gerçekleri örtbas eden kâfirlerin vay haline!
32/20 - 23/99»23/108 - 39/71»39/72 - 43/74»43/78
|