1
|
Tâ Sîn. İşte bunlar, Kuran’ın yani hak ve hakikati açıklayan kitabın ayetleridir.
15/1 - 24/34 - 43/2
|
2
|
İnanmak isteyenler için hem bir rehber hem de bir müjdedir.
2/2 - 3/138 - 7/52
|
3
|
Onlar ki, namazı hakkıyla kılarlar, zekâtı verirler ve ahirete de şeksiz şüphesiz inanırlar.
2/238 - 6/92 - 2/267 - 9/60
|
4
|
Ahireti hesaba katmayanlara gelince; onlar yaptıklarını güzel gösterme gayreti içindeler bu yüzden şaşkınlık içinde bocalayıp duruyorlar.
13/5 - 40/59 - 43/36»43/39 - 47/14
|
5
|
İşte onlar çok kötü bir azaba uğrayacak kimselerdir. Ve onlar ahirette de en büyük kaybı yaşayacak olanlardır.
4/56 - 39/68»39/72
|
6
|
Hiç şüphe yok ki bu Kuran sana, her hükmü doğru olan ve her şeyi bilenin katından ulaştırılmaktadır.
2/97»2/99 - 6/114»6/116
|
7
|
Hani Musa, ailesine demişti ki: Ben orada bir ateş gördüm, oradan size ya bir haber getiririm veya ısınabileceğimiz bir kor parçası getiririm.
20/9»20/48 - 28/29»28/36
|
8
|
Musa oraya varınca kendisine şöyle seslenildi: “Bu ateş mahallinde ve çevresinde bulunanlar mübarek kılınmıştır. Alemlerin Rabbi olan Allah eksiklikten münezzeh ve yücedir.
20/9»20/48 - 28/29»28/36
|
9
|
– Ey Musa, Benim, ben çok güçlü ve her hükmü doğru olan Allah’ım!
|
10
|
Şimdi asanı yere bırak! Musa asasının bir yılan gibi hareket ettiğini görünce, ardına bakmadan kaçmaya başladı. Allah: “Ey Musa, korkma! Çünkü benim huzurumda elçiler korkuya kapılmazlar.”
20/9»20/48 - 28/29»28/36 - 7/36
|
11
|
Ayrıca ben kendisine zalimlik ederek yazık eden ve sonra yaptığı kötülükten tövbe edip dönen kimseye karşı da eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz rahmet kaynağıyım.
20/82 - 39/53»39/61
|
12
|
Şimdi de elini koynuna sok, göreceksin ki kusursuz bir şekilde bembeyaz çıkacaktır. Dokuz mucizeyle Firavun ve toplumuna git, zira onlar yoldan çıkmış fasık bir toplumdur.
20/9»20/48 - 28/29»28/36
|
13
|
Nitekim mucizelerimiz açık seçik onların gözlerinin önüne serilince kalkıp; “Bu apaçık bir sihirdir” dediler.
20/9»20/48 - 28/29»28/36
|
14
|
Aslında onlar kesin kanaat getirdikleri halde sırf zulüm ve büyüklenmelerinden dolayı bile bile inanmadılar. Bozguncuların sonu nasıl olurmuş bir bak!
2/75»2/76 - 10/89»10/91
|
15
|
Davud’a ve Süleyman’a da ilim/vahiy vermiştik. Onlar da:
– Bütün övgüler, bizi mümin kullarından çoğuna üstün kılan Allah’a olsun, diye şükretmişlerdi.
4/163 - 21/78»21/82
|
16
|
Süleyman da Davud’un yerine geçti. Dedi ki; “Ey insanlar! Bize kuşların mantığı öğretildi ve her konuda bilgi verildi. İşte bu, Allah’ın büyük bir lütfudur.”
38/18»38/39
|
17
|
Bir gün Süleyman’ın cinlerden, insanlardan ve kuşlardan oluşan ordusu toplandı ve düzenli bir ordu olarak yola koyuldu.
38/18»38/39
|
18
|
Ordu karınca vadisi denilen bir yere geldiğinde, bir dişi karınca şöyle seslendi:
– Ey karıncalar, hemen yuvalarınıza girin, Süleyman ve askerleri farkına varmadan sizi ezip geçmesinler.
38/18»38/39
|
19
|
Süleyman, karıncanın bu sözüne gülümseyerek tebessüm edip şöyle dua etti:
– Rabbim! Bana ve anama babama verdiğin nimetlerin hakkını vererek şükretmemi ve hep senin hoşnut olacağın işleri yapmaya beni muvaffak kıl ve beni rahmetinle iyi kulların arasına dâhil eyle!
7/10 - 67/23
|
20
|
Yine bir gün Süleyman kuşları denetlerken:
– Hüthüt’ü neden göremiyorum? Dedi. Yoksa yine kayıplara mı karıştı?
|
21
|
Ya karşıma geçerli ve ikna edici bir mazeretle çıkar ya da onu şiddetli bir şekilde cezalandırır ve keserim.
|
22
|
Çok geçmeden hüthüt çıkageldi ve:
– Ben senin bilmediğin bir şeyler öğrendim ve sana Sebe halkıyla ilgili sağlam haberler getirdim.
|
23
|
– Ben, orada onlara bir kadının hükümdarlık yaptığını gördüm. Ona, bir hükümdar için gerekli olan her şey verilmişti bir de muhteşem bir tahtı vardı.
|
24
|
Yalnız ben onun ve halkının Allah’ı bırakıp güneşe taptıklarını gördüm. Şeytan onlara yaptıklarını güzel göstermiş ve onlar da yoldan sapmış ve bir daha doğru yolu bulamamışlar.
16/63
|
25
|
Oysa onlar, ne diye göklerde ve yerde gizli olan her şeyi ortaya çıkaran, gizlediğiniz ve açığa vurduğunuz her şeyi bilen Allah’a secde etmiyorlar?
41/37 - 4/108 - 48/12
|
26
|
O Allah ki, kendisinden başka ilah olmayan ve mutlak hükümranlık makamının tek sahibidir.
2/163 - 2/255 - 59/22»59/24
|
27
|
Süleyman:
– Göreceğiz bakalım doğru mu söylüyorsun, yoksa yalan mı?
|
28
|
Bu mektubumu al götür ve onlara ilet, sonra onlardan biraz uzaklaş ne cevap verecekler bir bak!
|
29
|
Kadın hükümdar: “Ey ileri gelenler, bana çok önemli bir mektup gönderildi.”
|
30
|
Bu mektup Süleyman’dan, çok merhametli, çok şefkatli Allah’ın adıyla başlıyor ve
1/1 - 11/41
|
31
|
Sakın bana karşı büyüklük taslamayın ve bana Müslüman olmuş olarak gelin” diye yazıyor.
4/172 - 7/36 - 16/49
|
32
|
Kadın hükümdar: “Ey ileri gelenler, şimdi ne yapmam gerektiği hususunda bana görüşlerinizi bildirin, Ben sizin görüşünüzü almadan kesin karar vermem” dedi.
3/159
|
33
|
Seçkinler: “Biz güçlü kuvvetli ve savaşçı bir milletiz, bununla birlikte ferman sizindir, düşünüp tartın neye karar verirseniz onu emredin.” Dediler.
2/246»2/252
|
34
|
Kadın hükümdar: “Şu bir gerçek ki krallar bir ülkeye zorla girdiklerinde, oranın altını üstüne getirirler ve o ülkenin seçkinlerini hor ve hakir bir duruma düşürürler. Süleyman ve ordusunun yapacağı da budur.”
|
35
|
“Ben ise onlara bir hediye göndereceğim, bakalım elçiler nasıl bir haberle dönecekler.”
|
36
|
Süleyman’a hediyelerle varınca, Süleyman ona dedi ki: (1)
– Siz bana mali bir yardımda mı bulunuyorsunuz? Allah’ın bana lütfettiği sizin getirdiklerinizden üstündür, getirdiğiniz hediyelerle seviniyorsunuz.
127/37 - 38/30»38/40
|
37
|
– Şimdi kavmine geri dön ve onlara, karşı koyamayacakları bir ordu ile üzerlerine gelmekte olduğumuzu ve aşağılanmış hor ve hakir bir şekilde onları yurtlarından sürüp çıkaracağımızı haber ver.
27/35
|
38
|
Süleyman: “Ey ileri gelenler, onlar gelip bize teslim olmadan önce, o kadın hükümdarın tahtını hanginiz alıp bana getirebilir” dedi.
|
39
|
Cinlerden son derece becerikli biri: “Ben, onun tahtını, sen yerinden kalkmadan sana getiririm çünkü ben onu getirecek güce sahip, güvenilir biriyim” dedi.
|
40
|
Bu arada kitaptan ilim sahibi olan kimse kalkıp: “Ben onu sana göz açıp kapayıncaya kadar getiririm” Dedi. Süleyman tahtın huzuruna gelmiş olduğunu görünce: “İşte bu bana Rabbimin lütfu ve ihsanıdır. Şükür mü, yoksa nankörlük mü edeceğim diye beni sınıyor. Gerçek şu ki kim şükrederse, ancak kendisi için şükreder, ama kim de nankörlük ederse, iyi bilsin ki Rabbim onun şükrüne muhtaç değildir. O çok cömerttir”
4/147 - 14/7 - 14/34 - 100/6
|
41
|
Süleyman: “Onun tahtını kendisinin tanıyamayacağı bir hale getirin, görelim bakalım, onu tanıyabilecek mi, yoksa tanıyamayacak mı?”
|
42
|
Melike huzura geldiği zaman ona: “Senin tahtın böyle miydi?” diye soruldu. O da: “Sanki bu o! Daha önce bize bilgi ulaşmıştı ve Müslüman olmaya karar verdik” Dedi.
|
43
|
Ama daha önce Allah’tan başka taptığı şey onu saptırmıştı. Çünkü o, küfür içinde yaşayan bir toplumun üyesiydi.
14/2»14/3 - 6/116 - 6/119
|
44
|
Ona: “Buyurun köşkün salonuna girin!” denildi. Billur zemini görünce derin bir su zannetti ve eteklerini yukarı çekti. Süleyman: “Bu köşkün zemini billurdan yapılmıştır” dedi. Kadın da:
– Rabbim, ben güneşe tapmakla gerçekten kendime zulmederek yazık etmişim. Şimdi artık ben Süleyman’la birlikte bütün âlemlerin Rabbi olan Allah’a kayıtsız ve şartsız teslim oldum, dedi.
2/112 - 3/16»3/20 - 4/124»4/125
|
45
|
Semud kavmine, yalnızca Allah’a kulluk edin diye kardeşleri Salih’i elçi olarak göndermiştik. Fakat onlar hemen birbiriyle çekişen iki grup oluverdiler.
13/7 - 16/36 - 35/24
|
46
|
Salih:
– Ey halkım, iyilik ve mutluluk içinde yaşamak varken siz neden adeta azap başımıza çabucak gelsin dercesine azgınlık ediyorsunuz. O’nun şefkat ve merhametine nail olmak için Allah’tan bağışlanma dileseniz olmaz mıydı? Dedi.
17/11 - 21/37
|
47
|
Onlar: “Sen ve seninle beraber olan kimseler yüzünden başımıza uğursuzluk geldi” dediler.
– Salih: “Sizin uğursuzluk dediğiniz şey Allah katından bir yasadır. Aslında siz imtihan ediliyorsunuz.
4/79 - 7/131 - 36/18 - 42/30
|
48
|
O şehirde dokuz kişilik bir çete vardı bunlar ülkede sürekli bozgunculuk yapıyor, dirlik ve düzenlik bırakmıyorlardı.
2/11»2/12 - 7/86
|
49
|
Bunlar Allah adına yemin ederek kendi aralarında şöyle konuşuyorlardı:
– Bir gece vakti Salih’e ve ailesine ani baskın düzenleyip öldürelim sonra da onun hakkını arayacak olan velisine/yakınına “Biz senin akrabalarının öldürülmesi olayına asla tanık olmadık biz gerçekten doğru söylüyoruz diyelim” dediler.
57/4 - 58/7
|
50
|
Evet onlar bir tuzak kuruyorlardı ama onlar farkında değilken biz de onların tuzaklarını bozuyorduk.
8/30 - 16/127
|
51
|
Bak bakalım onların tuzaklarının akıbeti nasıl olmuş! Biz de onları ve toplumlarını toptan yerin dibine geçirdik.
4/81 - 10/13
|
52
|
İşte bunlar kendilerine zulmederek yazık etmiş kimselerin harap olmuş evleri. Şüphesiz Salih kıssasında bilinçli bir toplum için alınacak ders vardır.
18/54 - 26/69»26/103
|
53
|
Sonunda iman edenleri kurtardık. Çünkü onlar isyandan korunuyorlardı.
10/103 - 30/47
|
54
|
Lût’u da elçi olarak göndermiştik, onlara:
– Siz nasıl oluyor da iğrenç olduğunu bile bile bu ahlaksızlığı yapabiliyorsunuz, diyordu.
7/80»7/84
|
55
|
Ve siz nasıl oluyor da kadınları bırakıp, erkeklerle ilişkiye girebiliyorsunuz? Gerçekten siz cahil, rezil bir topluluksunuz.
26/160»26/166
|
56
|
Kavminin cevabı ise:
– Lut’un ailesini memleketinizden sürüp çıkarın belli ki onlar tertemiz pek namuslu insanlarmış, demekten başka bir şey olmadı.
11/77»11/83
|
57
|
Biz de Lut’u ve ailesini kurtardık, yalnız hanımı hariç zira onun geride kalıp helak olanlar içinde bıraktık.
51/31»51/37
|
58
|
Onların üzerine yağmur gibi taş yağdırdık. Ne korkunçtur uyarılara kulak asmayanların yağmuru.
15/59»15/75
|
59
|
De ki:
– Tüm övgüler Allah’a, selam da onun seçtiği kullarına olsun, Allah mı üstün yoksa onların şirk koştukları mı?
14/8 - 34/1
|
60
|
Kimdir, gökleri ve yeri yaratan, dahası sizin için gökten su indiren ve onunla tek bir ağacını dahi bitiremeyeceğiniz muhteşem güzellikte bahçeler var eden?
Allah ile birlikte başka bir ilah ha? Hayır, aslında onlar yoldan sapmış bir toplumdur.
7/191 - 29/61 - 31/10»31/11
|
61
|
Yine kimdir, yeryüzünü yaşama elverişli hale getiren bunun için vadiler arasında nehirler akıtan, üzerine sarsılmaz dağlar yerleştiren, iki büyük su kütlesi arasına karışmaması için engel koyan? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Hayır, onların çoğu bu gerçeği bilmiyorlar.
2/163»2/168 - 7/10
|
62
|
Ve yine kimdir, kendisine dua ettiğinde darda kalanın duasına cevap verip sıkıntısını giderecek olan ve sizi yeryüzünün mirasçıları kılacak olan? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Ne kadar da az düşünüyorsunuz?
13/14 - 16/17»16/23 - 46/4»46/6
|
63
|
Yine kimdir, karanın ve denizin zifiri karanlıklarında size yol gösteren, rüzgârı rahmetinin önünde müjdeci olarak gönderen? Allah ile birlikte bir başka ilah ha? Allah, onların koştukları her şeyden yücedir.
6/97 - 16/15»16/16
|
64
|
Ve yine kimdir, yaratmayı ilk defa başlatan, sonra onu sürekli yenileyen ve sizi gökten ve yerden rızıklandıran? Allah ile beraber başka bir ilah ha?
– Deki onlara:
– Eğer iddianızda doğruysanız haydi belgenizi getirin.
6/57 - 21/24 - 47/14
|
65
|
Yine de ki:
– Göklerde ve yerdeki gaybı bilgileri Allah’tan başka hiç kimse bilemez. Dahası onlar ne zaman diriltileceklerinin bile farkında değiller.
10/4 - 29/19»29/20 - 30/11
|
66
|
Oysa ahiret hakkındaki bütün bilgi onların idrakine sunulmuştur. Gel gör ki onlar bundan da kuşku duyuyorlar. Hayır, aslında onlar ahirete karşı kör kesiliyorlar.
22/5 - 34/21 - 40/59
|
67
|
O yüzden o gerçeği örtbas eden kâfirler şöyle diyorlar:
– Biz ve atalarımız, ölüp toprak haline geldikten sonra yeniden mi diriltileceğiz?
6/29 - 11/7 - 23/35
|
68
|
Bize yapılan bu tehditler bizden önceki atalarımıza da yapılmıştı. Bunlar eskilerin masallarından başka bir şey değildir.
8/31 - 23/82»23/83 - 36/78»36/79
|
69
|
Onlara de ki:
– Yeryüzünde dolaşın da günahı tabiat haline getirmiş olanların sonu ne olmuş bir görün.
3/137 - 20/128 - 30/9
|
70
|
Sen yine de onlar için üzülme ve onların kurdukları tuzaklardan dolayı da endişeye kapılma!
5/68 - 15/88 - 18/6
|
71
|
Bir de kalkıp diyorlar ki:
– Eğer, doğru söylüyorsanız, bu tehdit edip durduğunuz azap ne zaman?
21/38»21/39 - 29/53»29/55 - 67/25
|
72
|
Onlara de ki:
– Çabuk gelmesini istediğiniz o azabın bir kısmı belki de tepenize binmek üzere!
26/135»26/139 - 36/48»36/52
|
73
|
Şüphesiz ki senin Rabbin, yine de insanlara karşı pek lütufkârdır, fakat insanların çoğu bu nimetin kıymetini bilip şükretmiyorlar.
7/10 - 16/14 - 67/23
|
74
|
Oysa senin Rabbin, onların içlerinde gizlediklerini de, açığa vurduklarını da çok iyi bilmektedir.
2/77 - 3/167 - 5/61 - 11/5 - 67/13
|
75
|
Zira gökte ve yerde gizli ve gizemli hiçbir şey yoktur ki apaçık bir kitapta/yasada mevcut olmasın.
6/59 - 10/61 - 11/6
|
76
|
Şüphesiz ki bu Kuran, İsrailoğullarına, ayrılığa düştükleri birçok konuyu en doğru bir biçimde anlatıp açıklamaktadır.
2/87 - 3/73 - 7/157»7/158
|
77
|
Çünkü bu Kuran, mutlak doğruyu gösteren bir rehber ve inanıp güvenen müminler için de bir rahmettir.
7/203 - 12/111 - 16/64
|
78
|
Hiç kuşkun olmasın ki senin Rabbin, onlara verdiği hükmü uygulayacaktır. Zira O, üstün kudret sahibi ve her şeyi bilendir.
2/272 - 21/47 - 39/70
|
79
|
Öyleyse sen sadece Allah’a dayanıp güven! Çünkü sen, doğruluğu apaçık ve kesin bir hakikat/Kuran üzeresin.
2/213 - 5/48 - 33/45»33/48
|
80
|
Şu da bir gerçek ki sen, ölülere duyuramazsın, bir de bu davete sırtını dönen sağırlara da işittiremezsin.
22/46 - 35/19»35/24 - 10/99 - 16/37
|
81
|
Yine sen, gerçeklere gözlerini kapatıp körleşenleri saptıkları yoldan çevirip doğru yola getiremezsin. Sen ancak bizim ayetlerimize inanıp güvenen müminlere bu daveti işittirebilirsin işte Müslüman olan bunlardır.
6/39 - 6/50 - 43/40 - 11/13»11/14 - 16/102
|
82
|
Onların aleyhine verilen söz gerçekleştiğinde, yerden bir canlı çıkartırız, onlara konuşarak, insanların bizim ayetlerimize gönülden inanmadıklarını bildirecek.
44/9»44/11 - 54/1»54/4
|
83
|
Ve işte o mahşer günü, her ümmetten, ayetlerimiz karşısında yalana sarılanları birer grup halinde toplayıp, bir araya getiririz. Ve hesap yerine sevk edilirler.
6/35 - 28/56
|
84
|
Hepsi de huzura geldiklerinde Allah onlara:
– Ayetlerimi bilgiyle düşünüp kavramadan onlar karşısında yalana mı sarıldınız? Değilse o zaman yaptığınız neydi? Der.
10/39 - 46/11
|
85
|
Ayetlerimiz karşısında yalana sarılmalarından dolayı haklarındaki azap sözü yerine gelir, nutukları tutulur da tek kelime dahi edemezler.
39/71»39/72 - 78/38
|
86
|
Hem onlar görmediler mi ki, geceyi dinlensinler diye karanlık; gündüzü de çalışıp kazansınlar diye aydınlık kıldık. İşte bunda inanacak bir toplum için alınacak nice ayetler vardır.
6/96 - 28/71»28/73
|
87
|
O gün Sur’a üflenecek Allah’ın diledikleri dışında göklerde ve yerde kim varsa dehşetten korkuya kapılacak ve hepsi, o gün başı önde eğik bir şekilde huzura gelecekler.
23/101 - 39/68»39/70 - 50/19»50/35
|
88
|
Şu gördüğün ve yerinden hiç oynamaz zannettiğin dağlar var ya o gün bulutların akıp gittiği gibi akacak. İşte bu, her şeyi mükemmel bir nizama bağlayan Allah’ın sanatıdır. Zira O, yaptığınız her şeyden haberdardır.
20/105 - 39/67
|
89
|
Kim ilahi huzura iyilikle gelirse, orada onun hak ettiğinden daha fazlası vardır ve onlar o günün dehşet ve korkusundan güvende olacaklar.
39/73»39/74 - 43/67»43/73
|
90
|
Kim de ilahi huzura kötülüklerle gelirse, onlar da yüzükoyun ateşe atılacaklar ve “Siz yapıp ettiklerinizden başka bir karşılık mı bekliyordunuz,” denilecektir.
18/48 - 18/53 - 50/19»50/35
|
91
|
De ki:
– Ben yalnızca, dokunulmaz kıldığı şu beldenin Rabbi olan Allah’a kulluk etmekle emrolundum, zira her şey O’na aittir ve ben O’na kayıtsız şartsız Müslüman olanlardan olmakla emrolundum.
14/2 - 53/31
|
92
|
Ve de Kuran’ı okuyup duyurmakla. Artık kim Kuran’a kulak verip doğru yola yönelirse, ancak kendisi için yönelmiş olur. Kim de bu yoldan saparsa ona de ki:
– Ben sadece bir uyarıcıyım.
6/94 - 7/188 - 10/108 - 46/9
|
93
|
Ve de ki:
– Övgülerin tümü Allah’a aittir. Gün gelecek O, size ayetlerini/işaretlerini gösterecek siz de onları hemen tanıyacaksınız. Ve Rabbin yaptıklarınıza karşı asla duyarsız değildir.
35/1 - 18/49 - 24/61 - 58/6
|