Kur'an - Allahın Hadisi logo

38. SÂD Suresi , Mekke'de Nazil Olan Bu Sure 88 Ayetten Oluşmaktadır.




1
Sâd. Öğüt ve şeref kaynağı olan Kuran’a yemin olsun ki,

10/57 - 21/10




2
Ama nerde! Gerçekleri örtbas eden kâfirler yersiz bir gurur ve açık bir düşmanlık içindedirler.

2/204»2/206 - 23/66




3
Hâlbuki biz onlardan önce nice nesilleri helak ettik. Tam bu sırada feryat ediyorlardı ama nafile vakit kurtuluş zamanı değildi, iş işten geçmişti.

14/9»14/10 - 22/42»22/44




4
Onlar, içlerinden bir uyarıcının gelmesini hayretle karşıladılar ve o kâfirler; “Bu bir sihirbaz ve tam bir yalancı!”

11/27 - 21/3




5
– Bütün ilahları tek bir ilaha mı indirgemiş? Ne tuhaf! Olacak şey mi bu? Diyorlardı.

2/163 - 16/51




6
Onların ileri gelenleri hemen harekete geçip yandaşlarına şöyle dedi: – Bildiğiniz yolda yürümeye devam edin ve ilahlarınıza sahip çıkın yapılması gereken tek şey bu!

21/57»21/65 - 46/22




7
– Biz son inanç sisteminde böyle bir şey duymadık. Bu düpedüz bir uydurmadır!

2/23 - 11/13»11/14




8
– Hem bu Kuran, içimizden başka kimse yokmuş gibi ona mı indirilmiş? Aslında onlar benim zikrimden şüphe etmektedirler. İşin doğrusu onlar benim azabımı henüz tatmamışlar.

43/31




9
Yoksa senin sonsuz kudret ve lütuf sahibi Rabbinin rahmet hazineleri onların elinde de ondan dolaya mı seni elçiliğe layık görmüyorlar?

4/53 - 17/100




10
Yoksa göklerin, yerin ve bu ikisi arasındakilerin hükümranlığı onlara mı ait? Öyleyse bir yolunu bulup göklerin tahtına kurulup otursunlar bakalım.

2/255 - 5/17




11
Haddizatında onlar, derme çatma gruplardan oluşmuş, şimdiden bozguna uğramaya mahkûm başıbozuklar ordusu.

50/12»50/14




12
Nitekim onlardan önce Nuh’un, Ad’ın ve piramitler sahibi Firavun kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.

14/9»14/10




13
Semud ve Lut’un kavimleri ile Eyke halkı da, işte onlar da hezimete uğramış gruplar idi!

53/50»53/54




14
Bu toplumların hepsi de elçileri yalancılıkla suçlamışlar bu yüzden azabımı hak etmiştiler.

39/71




15
İşte bunlar da ansızın başlarına gelecek ve tek bir nefes bile aldırmayacak korkunç sesten başka bir şey beklemiyorlar.

7/70 - 36/49




16
Ve alay ederek diyorlar ki: – Rabbimiz, bizim payımıza düşen şu cezayı hesap gününden önce hemen ver!

26/135»26/139




17
Sen onların söylediklerine karşı sabret ve güçlü ol ve bize yönelmiş güçlü bir kişiliğe sahip olan kulumuz Davut’u hatırla!

46/35




18
Emrimize boyun eğdirdiğimiz dağlar Davut ile beraber sabah ve akşam bizim yüceliğimizi dile getirirlerdi.

16/48 - 17/44




19
Kuşlar da topluca bu tespihe eşlik ederlerdi. Zira hepsi de Allah’a yönelmişlerdi.

16/48 - 17/44




20
Ve biz onun iktidarını güçlendirmiş ve ona doğru karar verme ve etkili bir konuşma kabiliyeti vermiştik.

4/163




21
Sana birbiriyle davalı o iki kişi ile ilgili kıssanın haberi geldi mi? Hani o iki kişi mabedin duvarına tırmanıp.

38/26




22
Davut’un huzuruna aniden girince Davut onlardan korkmuştu. Onlar da: – Korkma, dediler. Biz birbiriyle davalı iki kişiyiz, birimizin diğerine haksızlık ettiğini düşünüyoruz. Sen aramızda hakkaniyetle karar ver haksızlık etme bizi adaletli bir sonuca ulaştır/orta ve makul bir yol göster.

4/135




23
– İşte bu benim kardeşim, O’nun doksan dokuz koyunu, benim ise sadece bir koyunum var. Öyle iken “Onu da bana ver” dedi ve tartışmada bana baskın çıktı.

38/26




24
Davut: – Kardeşin senin koyununu kendi koyunlarına katmak istemekle gerçekten sana haksızlık etmiş. Zaten ortakların çoğu, birbirlerine haksızlık ederler. Ancak inanıp iyi ve güzel işler yapanlar hariç. Fakat böyleleri de maalesef çok azdır. Bu arada Davut, kendisini sınadığımızı anladı ve hemen Rabbinden bağışlanma dileyerek eğilip secdeye kapandı ve Rabbine yöneldi.

21/35




25
Biz de onun bu hatasını bağışladık. Zira onun bizim katımızda özel bir yeri ve güzel bir geleceği vardı.

20/82 - 39/53




26
– Ey Davud! Biz seni bu ülkeye halife/yönetici yaptık. İnsanları adalet ve hakkaniyetle yönet, sakın heva ve hevesine uyma, yoksa Allah’ın yolundan saparsın iyi bil ki Allah’ın yolundan sapanlara hesap gününü unutmalarından dolayı, şiddetli bir azap vardır.

2/120 - 4/115




27
Biz göğü, yeri ve ikisi arasındakileri boş ve anlamsız yaratmadık. Bu, iddia kâfirlerin zannıdır. Cehennemi boylayacak olan o kâfirlerin vay haline.

3/191




28
Yoksa biz inanıp iyi ve güzel işler yapanları, memlekette bozgunculuk yapanlarla bir tutar mıyız? Yoksa sakınanlar ile günaha batmış olanları bir tutar mıyız?

45/21




29
İşte bu, ayetleri üzerinde derinlemesine düşünsünler ve temiz akıl sahipleri öğüt alsınlar diye sana indirdiğimiz bereket kaynağı bir kitaptır.

13/19




30
Biz Davud’a Süleyman’ı bahşettik. Süleyman, ne güzel bir kuldu. O, her daim Allah’a yönelen biriydi.

17/55




31
Hani, gün batımına doğru ona safkan koşu atları sunulmuştu.

27/15»27/17




32
Güneş batımına kadar onları seyretmiş ve şöyle demişti: – Şimdi ben atları sevmeyi Rabbimi zikretmeye tercih etmiş oldum.



33
Ardından getirin onları bana diyerek başladı boyunlarını ve bacaklarını sıvazlamaya.



34
And olsun ki biz Süleyman’ı hükümdarlık gücünü zayıflatarak sınamıştık sonra toparlanıp eski gücüne kavuşmuştu.

38/26




35
Ardından şöyle yalvardı: – Rabbim, beni bağışla ve bana, benden sonra hiç kimseye nasip olmayacak bir hükümranlık lütfet, zira sen sonsuz bir lütuf ve ihsan sahibisin!

2/201




36
Bunun üzerine rüzgârı onun istifadesine sunduk böylece rüzgârlar emriyle onun istediği yere kolayca esip giderdi.

34/12




37
Becerikli bina ustalarını ve dalgıçları da onun emrine verdik.

21/81»21/82




38
Zincire vurulmuş diğerlerini de.

34/13»34/14




39
Ey Süleyman işte bütün bunlar bizim sana sınırsız bir lütfumuzdur. İster onları serbest bırak istersen elinde tut.

34/12»34/14




40
Çünkü onun, bizim katımızda özel bir yeri ve güzel bir geleceği vardı.

29/69 - 34/37




41
Kulumuz Eyyub’u da an! Hani O, Rabbine: “Rabbim "Şeytan bana bir yorgunluk ve azap verdi." diye seslenmişti.

21/83»21/84




42
Biz de ona: “Ayağınla yere vur. İşte orada yıkanıp içerek şifa bulacağın soğuk su var” demiştik.

26/80




43
Böylece katımızdan bir rahmet ve akıl sahipleri için bir ibret ve öğüt olarak onu ailesine bağışladık malına mal nesline nesil kattık.

21/83»21/84




44
Eline şu otlardan bir demet al ve onu bir ilaç olarak uygula ve sakın sözünden dönme. Gerçek şu ki biz Eyyub’u çok sabırlı bulduk. O, ne güzel bir kuldu zira o, hep Allah’a sığınır ve O’na yönelirdi.

2/155 - 39/10




45
İbadette güçlü, irade ve basiret sahibi kullarımız İbrahim, İshak ve Yakub’u da an!

2/140




46
Onlar bizim özellikle ahiret yurdunu düşünüp önemseyen, ihlâslı kullarımız.

60/4




47
Çünkü onlar, bizim katımızda seçilmiş ve hayırlı kimselerden idiler.

2/130




48
İsmail’i, Elyasa’yı ve Zülkifl’i de an! Bunların hepsi de hayırlı kimselerden idiler.

6/83»6/88




49
Bütün bunlar güzel bir hatırlatma ve öğüttür. Bilin ki Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için kesinlikle güzel bir gelecek vardır.

2/177




50
Kapıları kendilerine açılmış Adn cennetleri onları beklemektedir.

39/73




51
Onlar orada tahtlara kurulacaklar, canlarının çektiği her türlü meyve ve içeceği hazır bulacaklar.

43/67»43/73




52
Yanlarında da kendilerine denk gözü başkasına bakmayan güzel eşler olacak.

2/25




53
İşte bu, hesap günü size vaat edilen nimetlerdir.

3/194




54
İşte bu bizim size sunduğumuz tükenmeyen nimetlerimizdir.

32/17 - 47/15




55
İşte sakınanların durumu! Fakat azgınları çok kötü bir gelecek beklemektedir.

82/13»82/14




56
Cehennem! Oraya atılacaklar. Orası ne kötü kalma yeridir!

67/6»67/12




57
İşte bu onların cezası kaynar su ve irin! Tatsınlar bakalım onu!

14/16»14/17




58
Buna benzer çeşit çeşit daha nice azaplar!

6/70




59
(Küfrün önderlerine) -İşte şunlar körü körüne sizin peşinize takılan grup, denilecek bunun üzerine önderler: “Rahat yüzü görmesinler! Onlar zaten cehennemliktiler" diyecekler.

40/47»40/50




60
Körü körüne izleyenler ise: “Asıl siz rahat yüzü görmeyin, bizi bu hale düşüren sizlersiniz. Ne kötü bir yermiş burası.

41/29




61
Ardından şöyle beddua edecekler; “Rabbimiz, bizi bu hale kim düşürdüyse cehennemde onun azabını kat be kat artır.”

14/21»14/22




62
Bir de şöyle diyecekler: Ne oluyor da dünyada iken kendilerini kötülerden saydığımız kimseleri burada göremiyoruz?

2/165»2/167




63
Yoksa biz onlarla boşuna mı alay etmişiz? Ya da onlar burada da bizim gözlerimiz mi görmüyor?

34/31»34/33




64
İşte cehennem halkının tartışmaları aynen bu şekilde vuku bulacaktır.

50/20»50/30




65
De ki: -Ben sadece bir uyarıcıyım. Mutlak otorite olan tek Allah’tan başka bir ilah yoktur.

51/51




66
O, göklerin, yerin ve bu ikisi arasındaki her şeyin Rabbi, sınırsız güç ve sonsuz bağış sahibidir.

23/86




67
De ki: -Bu Kuran muazzam bir haber kaynağıdır.

78/1»78/4




68
Siz ise bundan yüz çeviriyorsunuz.

23/66




69
Yüce mecliste neler konuşulduğu hakkında bir bilgi sahibi değilim.

85/21»85/22




70
Bu bilgiler bana sadece apaçık bir uyarıcı olduğum için vahyediliyor.

6/50»6/51




71
Hani Rabbin meleklere şöyle buyurmuştu: – Ben, balçıktan bir beşer yaratacağım.

30/30»30/39




72
Ben onu (akıl ve iradeyle) belli bir düzeye getirip vahyimden bir pay verince onun emrine amade olun.

7/11»7/23




73
Meleklerin hepsi de emre amade olmuşlardı.

15/28»15/44




74
İblis hariç. O, böbürlendi ve Allah’a karşı nankörlük etti ve kâfirlerden oldu.

17/61»17/65




75
Allah: Ey İblis, kudretimin bir eseri olarak yarattığım bu varlığın üstünlüğünü kabul etmekten seni alıkoyan nedir? Ademe karşı büyüklük mü taslıyorsun, böyle yapmakla sen Rabbine karşı büyüklük taslamış oldun.

20/115»20/123




76
İblis: -Ben, ondan daha üstünüm. Çünkü beni ateşten yarattın onu ise çamurdan yarattın.

7/11»7/23




77
Allah: -O halde defol çık oradan artık sen kovulmuş birisin.

17/61»17/65




78
– Kıyamet gününe kadar lânetim senin üzerinde olacak.

15/28- 15/44




79
İblis: -Rabbim öyleyse yeniden diriliş gününe kadar bana mühlet ver!

15/28»15/44




80
Allah: -Peki sen mühlet verilenlerdensin.



81
Hem de vakti Allah tarafından bilinen bir güne kadar.

15/28»15/44




82
İblis: -Senin şanına andolsun ki hepsini yoldan çıkaracağım!



83
Ancak dini Allah’a has kılan kulların hariç.

17/61»17/65




84
Allah: -Evet, doğrudur, ama benim şu sözüm de gerçeğin ta kendisidir.

15/28»15/44




85
– Cehennemin tamamını seninle ve sana uyanlarla dolduracağım.

36/60»36/66




86
De ki: -Ben sizden, yaptığım bu tebliğe karşılık her hangi bir ücret istemiyorum. Ben bu yükümlülükleri kendiliğimden uydurmuyorum.

25/57 - 34/47




87
Bilin ki bu Kuran bütün insanlık için bir öğüt ve şeref kaynağıdır.

10/57 - 21/10




88
Onun bildirdiği haberlerin doğru olduğunu bir gün anlayacaksınız.

6/67 - 67/29

www.allahinhadisikuran.com - Kur'an - Allahın Hadisi