1
|
Mutlak hükümranlığı elinde bulunduran Allah ne yüce bir bereket kaynağıdır. Ve O her şeye gücü yetendir, her şeye bir ölçü koyandır.
2/255 - 7/185
|
2
|
O ölümü ve hayatı, hanginizin daha güzel davranacağını sınamak için yaratmıştır. O mutlak üstün ve yüce olan ve eşsiz bağışlayandır.
5/48 - 15/49
|
3
|
O yedi kat gökleri mükemmel bir ahenk ve uyum içinde yaratandır. Rahman’ın yaratmasında hiçbir kusur ve uyumsuzluk göremezsin! Gözünü çevir de bir bak görebilecek misin herhangi bir kusur?
11/7 - 13/2 - 38/27
|
4
|
Gözünü tekrar çevir de bak, göz aradığını bulamamış yorgun ve bitkin olarak sana geri dönecektir.
50/6
|
5
|
Andolsun ki biz yakın gökyüzünü kandiller yıldızlarla süsledik. Yıldızlardan çıkan ışığı şeytanları kovma aracı yaptık. Ayrıca biz onlara alevler püskürten bir ateş azabı hazırladık.
15/16»15/17 - 41/12
|
6
|
Rablerine nankörlük eden kâfirler için ise cehennem azabı vardır. Ne kötü bir son duraktır orası!
7/40 - 39/71
|
7
|
Onlar oraya atıldıkları zaman, cehennemin kaynarken çıkardığı dehşetli fokurtuyu işitecekler.
25/12 - 50/30
|
8
|
Öyle ki cehennem öfkesinden neredeyse çatlayıp parçalanacak. Ne zaman oraya bir grup atılsa, oranın görevlileri onlara sorar:
– Size bir uyarıcı gelmedi mi?
6/130 - 35/37
|
9
|
Onlar: -Evet, bize bir uyarıcı gelmişti, fakat biz onu yalancılıkla suçladık ve Allah hiçbir şey indirmemiştir, siz ancak büyük bir sapıklık içindesiniz, dedik.
6/91 - 26/154
|
10
|
Eğer vahye kulak vermiş olsaydık yahut aklımızı kullansaydık bugün bu alevli ateşe düşenlerden olmazdık, derler.
6/36 - 21/10
|
11
|
İşte günahlarını böyle itiraf edecekler. Kahrolsun o çılgın ateş halkı!
6/130 - 39/71
|
12
|
Rablerine karşı içten derin bir saygı duyanlara gelince onlar için bağışlama ve büyük bir ödül vardır.
3/157 - 39/53
|
13
|
Sözünüzü ister gizleyin, ister açıklayın. Şüphesiz Allah içinizdeki en mahrem sırları bilendir.
2/77 - 11/5
|
14
|
Yaratan yarattığını bilmez mi hiç? O, ilmiyle her şeye nüfuz eden ve her şeyden haberdar olandır.
4/108 - 5/52
|
15
|
Yeryüzünü sizin için yaşamaya elverişli hale getiren ve hizmetinize amade kılan Allah’tır. Öyleyse yeryüzünün dağlarında ovalarında gezin ve rızkından yararlanın ama unutmayın ki sonunda dönüş Allah’adır.
2/29 - 7/10
|
16
|
Gökte olduğunu zannettiğiniz (fakat mekândan münezzeh olan) Allah’ın sizi yerin dibine batırmayacağından emin misiniz? Bir de bakarsınız ki yeryüzü sallanmaya başlamış.
57/4 - 58/7
|
17
|
Yine gökte olduğunu zannettiğiniz (fakat mekândan münezzeh olan) Allah’ın size bir bela kasırgası göndermeyeceğinden emin misiniz? Uyarım nasılmış o zaman göreceksiniz!
7/70 - 10/50»10/51
|
18
|
Doğrusu onlardan öncekiler de mesajları yalanlamışlardı ama sonunda uyarılarımı inkâr etmek nasılmış gördüler.
10/13 - 14/45
|
19
|
Oysa onlar üzerlerinde kanat çırparak sıra sıra uçan kuşları görüp hiç ibret almıyorlar mı? Onları havada tutan kudretin sahibi Rahman’dan başkası değildir. Zira O, her şeyi gözetiminde bulundurandır.
16/79
|
20
|
Yoksa Rahman’a karşı size yardım edecek bir ordunuz mu var? O kâfirler gerçekten büyük bir aldanışın içindeler.
10/103 - 30/47
|
21
|
Söyleyin bakalım Allah rızkınızı kesiverse size rızık verecek olan kimdir? Hayır, aslında onlar azgınlık ve nefret içinde debelenmeye devam ediyorlar.
11/6 - 16/52»16/53
|
22
|
Söyleyin bakalım engebeli bir yolda yüzükoyun sürünen kimse mi yoksa doğru yol üzerinde dimdik yürüyen kimse mi hedefe daha çabuk ulaşır?
12/40 - 17/9
|
23
|
De ki:
– Sizi yoktan var eden ve size, hakikati duymak için kulak, görmek için göz ve anlamak için de gönüller veren Allah’tır. Bu nimetlerin hakkını ne kadar da az veriyorsunuz.
23/78 - 46/26
|
24
|
De ki:
– Sizi yeryüzünde çoğaltıp yayan Allah’dır. Unutmayın yine O’nun huzurunda toplanacaksınız.
11/7 - 23/79
|
25
|
Kalkıp bir de "Eğer iddianızda samimi iseniz söyleyin bakalım şu bizi tehdit ettiğin vaat ne zamandır?" diye alay ediyorlar.
7/70 - 10/50»10/51
|
26
|
De ki:
– Onun bilgisi yalnız Allah katındadır. Ben sizi sadece açıkça uyarmakla mükellefim.
7/185 - 79/42»79/46
|
27
|
O (azapla) karşı karşıya geldiklerinde o nankör kâfirlerin yüzü kapkara kesilecek ve kendilerine; “Alay ederek "gelsin de görelim" dediğiniz azap işte budur” denilecek.
10/27 - 80/40»80/41
|
28
|
De ki: -Diyelim ki Allah beni ve benimle beraber olan müminlerin canını aldı veya bize lütfedip ömür verdi. Peki, söyler misiniz kâfirleri o acıklı azaptan kim kurtaracak?
2/119 - 39/19
|
29
|
De ki: -Bizi kurtaracak olan kendisine iman ettiğimiz ve güvenip dayandığımız Rahman’dır. İşte o zaman öğreneceksiniz kimmiş apaçık sapıklık içinde olan.
3/159»3/160 - 5/11
|
30
|
De ki: -Eğer suyunuz çekilip yerin derinliklerinde kaybolup gitse, söyleyin bakalım, size tertemiz kaynak sularını kim getirebilir?
2/22 - 18/38»18/43
|