Kur'an - Allahın Hadisi logo

3. ÂL-İ İMRÂN Suresi , Medine'de Nazil Olan Bu Sure 200 Ayetten Oluşmaktadır.




1
Elif, Lâm, Mîm.



2
Allah, kendisinden başka ilah olmayandır! O, hayatın kaynağı ve dayanağıdır. Varlığı gözeten ve denetleyendir.

2/255 - 59/22»59/23»59/24




3
Kendinden öncekileri tasdik eden hak olan bu kitabı Kuran’ı sana O indirmiştir. Tevrat’ı ve İncil’i de O indirmiştir.

5/48 - 12/111 - 35/31




4
Daha önce de, insanlar için yol gösterici ve hakkı batıldan ayıran Furkan’ı O indirmişti. Allah’ın ayetlerini örtbas eden kâfirlere şiddetli bir azap vardır. Allah mutlak üstün, yüce olan ve kişiye yaptığının acısını tattırandır.

2/185 - 17/107 - 25/1




5
Allah ki; O'na yerde ve gökte olanlardan hiçbir şey gizli kalmaz.

11/5 - 13/9»13/10 - 67/13




6
Ana rahimlerinde size dilediği gibi şekil veren O’dur. Allahtan başka ilah yoktur. O mutlak üstün olan ve verdiği her hükmünde doğru karar verendir.

23/12»23/13»23/14 - 40/64 - 95/4




7
Bu kitabı Kuran’ı sana indiren O’dur. Bir kısmı muhkem/hüküm içeren ayetlerdir -ki bunlar kitabın özüdür- diğeri de müteşabih/benzeşen ayetlerdir. Kalplerinde eğrilik olanlar, fitne çıkarmak ve bunun tevilini yapmak için bunun müteşabihinin peşine düşerler. Oysa bunun tevilini/ayetler arası bağlantıyı, Allah bilir. Bir de ilimde yüksek derece sahipleri, “Biz buna iman ettik, bunun hepsi Rabbimizin katındandır.” derler. Bunu ancak derin kavrayış sahipleri anlar.

2/10 - 5/52 - 8/49 - 24/49»24/50 - 39/23




8
Rabbimiz, bizi doğru yola ilettikten sonra, kalplerimizi kaydırma. Bize katından rahmet bahşet, şüphesiz sen bol bol verensin.

2/120 - 61/5




9
“Rabbimiz, hakkında şüphe olmayan o günde bütün insanları toplayacak olan şüphesiz sensin. Allah, vaadinden dönmez.”

3/194 - 4/122




10
Şüphesiz gerçeği örtbas eden kâfirlerin malları da çocukları da Allah’a karşı kendilerine zerre kadar fayda sağlamayacaktır. İşte bunlar, ateşin yakıtı olanlar.

3/116 - 60/3 - 31/33




11
Onların durumu tıpkı Firavun hanedanı ve onlardan öncekilerin gidişatı gibidir. Onlar ayetlerimiz karşısında yalana sarıldılar, Allah da onları günahları sebebiyle cezalandırdı. Allah’ın cezalandırması çok şiddetlidir.

4/147 - 43/46»43/52




12
O kâfirlere de ki, “Yakında yenilgiye uğrayacak ve toplanıp cehenneme sürüleceksiniz. Orası ne kötü yerleşme yeridir.”

3/173»3/174 - 28/35




13
Karşı karşıya gelen iki toplulukta, sizin için bir ibret vardır. Bunlardan biri Allah yolunda savaşıyordu, diğeri ise kâfir idi. Gözleriyle onların kendilerinin iki misli olduklarını görüyorlardı. Allah, hak edeni yardımıyla güçlendirir. Bunda, basiret sahibi olanlar için gerçekten ibret vardır.

3/160 - 4/76 - 5/11




14
Kadınlara, evlatlara, öbek öbek yığılmış altın ve gümüşe, besili cins atlara, davarlara ve ekinlere karşı aşırı sevgi ve tutkuyla bağlanmak insanlara cazip göründü. Oysa bütün bunlar, dünya hayatının geçici hazlarıdır. En güzel barınak Allah katında olandır.

57/20 - 70/18»70/19




15
De ki: “Size bundan daha hayırlı olanı haber vereyim mi? Allah’a karşı gelmekten sakınanlar için; tertemiz eşlerin, Allah’ın rızasının olduğu ve içinde kalacakları, tabanından ırmakların çağladığı cennetler vardır. Allah, kullarını hakkıyla görendir.”

2/25 - 4/57




16
Onlar ki şöyle derler, “Rabbimiz, biz kesin olarak iman ettik. Bizim günahlarımızı bağışla ve bizi ateşin azabından koru.”

3/193 - 28/52»28/55




17
Onlar; zorluklara sabredenler, imanlarında sadık olanlar, gönülden boyun eğenler, Allah yolunda harcayanlar ve seherlerde bağışlanma dileyenlerdir.

4/69 - 51/15»51/22 - 57/19




18
Allah şahittir ki, ondan başka ilah yoktur. Melekler ve adaleti ayakta tutan ilim sahipleri de şahittir ki, O’ndan başka ilah yoktur. O, mutlak üstün ve yüce olan, her hükmünde doğru karar verendir.

2/255 - 4/166




19
Allah katında geçerli tek din İslam’dır. Kendilerine kitap verilenler, Kuran bilgisi kendilerine geldikten sonra sadece aralarındaki kıskançlık yüzünden ihtilafa düştüler. Kim Allah’ın ayetlerine inanmayarak kâfir olursa, iyi bilsin ki Allah, hesabı çok seri bir şekilde görendir.

3/83»3/85 - 5/3 - 39/2 - 42/13




20
Eğer seninle tartışırlarsa de ki: “Ben ve bana tabi olanlarla birlikte, varlığımı Allah’a teslim ettim.” Kendilerine kitap verilenlere ve ümmilere de de ki, “Siz de teslim oldunuz mu?”. Eğer teslim oldularsa doğru yolu bulmuşlar demektir. Eğer yüz çevirirlerse, sana düşen yalnızca tebliğdir. Allah kullarını zaten görmektedir.

3/66 - 2/131 - 13/40




21
Allah’ın ayetlerine inanmak istemeyerek kâfir olanlar, nebileri haksız yere öldürenler, insanlardan adaleti emredenleri öldürenler, işte onlara acıklı bir azabı haber ver.

2/87»2/91 - 3/183 - 4/58 - 4/135 - 5/8 - 6/152 - 16/90 - 70/33




22
İşte bunlar, dünyada yaptıkları amelleri ahirette boşa çıkanlardır. Onların yardımcısı da olmayacaktır.

18/103»18/104 - 47/1




23
Kendilerine kitaptan pay verilenleri görmedin mi? Aralarında hüküm versin diye Allah’ın kitabı Kuran’a çağırılıyorlar da, sonra onlardan bir kısmı arkalarına dönüp yüz çevirip gidiyorlar.

4/105 - 24/47»24/48




24
Bu, onların: “Ateş, bize sayılı günlerin dışında asla dokunmayacaktır." demeleri yüzündendir. Uydura geldikleri yalanlar, dinlerinde onları aldanışa sürükledi.

2/80 - 11/106»11/107




25
Geleceğinde şüphe olmayan ve herkese kazandığının karşılığı hiçbir haksızlık yapılmadan ödeneceği o günde onları bir araya topladığımızda halleri nice olacak?

21/47 - 36/54 - 82/16




26
De ki: “Ey hükümranlığın gerçek sahibi Allah’ım, mülkü çalışıp hak edene verirsin, yanlış yapandan da mülkü çekip alırsın. Hak edeni yüceltir aziz edersin, yanlış yapanı da alçaltır zelil edersin. Bütün hayır senin elindedir, şüphesiz sen her şey için bir ölçü koyan ve her şeye gücü yetensin.

11/9 - 89/15»89/16 - 53/39




27
“Geceyi gündüze geçirir, (Gündüzü uzatırsın) gündüzü de geceye geçirirsin. (Geceyi uzatırsın) Ölüden diri çıkarır, diriden de ölü çıkarırsın. Gerekli çabayı gösterene de hesapsız rızık verirsin.”

17/12 - 10/31 - 34/39




28
Müminler, inananları bırakıp kâfirleri evliya ve müttefik edinmesinler. Kim bunu yaparsa, Allah’tan hiçbir bağlantısı kalmamıştır. Ancak, onlardan korunmak için geliştirdiğiniz bir taktik olması hariçtir. Allah, sizi kendisine karşı dikkatli olmanız için uyarıyor. Son varış Allah’adır.

5/51 - 60/2 - 16/106 - 4/144




29
“Gönlünüzdekini gizleseniz de, açıklasanız da Allah onu bilir. O, göklerde ve yerde olan her şeyi bilir. Allah her şeye bir ölçü koyan ve her şeye gücü yetendir.”

2/284 - 11/5 - 100/10




30
Herkesin, yaptığı bütün iyilikleri de kötülükleri de karşısında hazır bulacağı o gün; kişi arzu edecek ki, işledikleri kötülükleri ile kendisi arasında uzun bir mesafe bulunsun. Allah, sizi kendisine karşı saygılı ve dikkatli olmanız için uyarır. Allah kullarına karşı da çok şefkatlidir.

18/49 - 43/38




31
De ki: “Eğer siz Allah’ı seviyorsanız bana tabi olun ki, Allah da sizi sevsin ve günahlarınızı bağışlasın. Allah bağışlayandır, merhamet edendir.

4/80 - 47/33 - 3/132




32
De ki: “Allah’a ve Allah’ın ayetlerini tebliğ eden elçisine itaat edin!” Eğer yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah kâfirleri sevmez.

5/67 - 22/38 - [ayet]30/45 [/ayet]




33
Allah; Adem’i, Nuh’u, İbrahim ailesini ve İmran ailesini toplumlar arasından seçti.

22/78 - 3/110




34
Birbirinin soyundan gelen nesiller olarak, Allah hakkıyla işiten ve hakkıyla bilendir.

4/1 - 37/112»37/113




35
Hani İmran’ın hanımı demişti ki, “Rabbim karnımdakini özgür olarak sana adadım, benden kabul buyur. Şüphesiz sen, hakkıyla işiten ve hakkıyla bilensin.

6/162 - 19/16 - 19/34




36
Onu doğurunca; “Rabbim, ben kız doğurdum.” dedi. Allah, onun ne doğurduğunu ve erkeğin kız gibi olmadığını elbette en iyi bilendir. “Adını Meryem koydum. Onu ve onun soyunu kovulmuş şeytandan senin korumana havale ediyorum” dedi.

7/200»7/201 - 16/98»16/100




37
Rabbi onu, büyük bir memnuniyetle kabul etti ve onu nadide bir çiçek gibi yetiştirdi. Onun bakımını da Zekeriya yüklendi. Zekeriya, ne zaman onun bulunduğu ibadet mahalline girse onun yanında farklı bir yiyecek bulurdu: “Bu sana nereden geldi?” dediğinde, Meryem şöyle cevap verirdi: “Bu, Allah katındandır.” Doğrusu Allah, hak eden kimseye hesapsız rızık bağışlar.

16/51»16/55 - 34/39




38
Zekeriya o anda ve orada Rabbine şöyle yalvardı: “Rabbim, bana katından tertemiz bir nesil ver! Kuşkusuz sen, duayı işitensin.”

19/1 - 19/11 - 40/60




39
Mihrapta namaz kılmakta iken, melekler ona seslendiler: “Allah sana, Allah’tan gelen bir kelimeyi tasdik eden, efendi, nefsine hâkim ve iyilerden bir nebi olarak Yahya’yı müjdeliyor!"

6/85»6/89 - 19/2»19/10




40
“Rabbim, yaşlılık benim yakama yapışmışken ve hanımım da kısır iken nasıl benim bir oğlum olacak?” dedi. Allah: “İşte Allah böyledir, O dilediğini yapar!” buyurdu.

35/11 - 42/49»42/50




41
“Rabbim, bana bir delil ver.” dedi. Allah da: “Senin delilin üç gün, insanlarla işaretle anlaşmak dışında konuşamamandır. Rabbini çokça zikret ve sabah akşam tespih et.” buyurdu.

21/89»21/90 - 30/19»30/20




42
Hani bir zamanlar da melekler şöyle demişlerdi: “Ey Meryem, Allah seni seçti. Seni tertemiz etti ve bütün toplumların kadınlarına, seni seçip üstün yaptı.

66/11»66/12 - 23/50




43
“Ey Meryem, Rabbine gönülden boyun eğ, secde et; rükû edenlerle birlikte rükû et!

4/124»4/125 - 33/35»33/36




44
Bunlar, sana vahyettiğimiz gayb haberlerindendir. Meryem’e hangisi kefil olacak diye (Kur’a için) kalemlerini suya atarken sen onların yanında değildin, konuyu tartışırlarken de yanlarında değildin.

11/120 - 12/111




45
Melekler demişti ki: “Ey Meryem! Allah seni katından bir kelime ile müjdeliyor; Mesih Meryem oğlu İsa olacak. Dünya’da ve ahirette itibarlı, seçkin ve Allah’a yakınlardan olacak.

3/59 - 4/171




46
“O, insanlarla beşikte iken de yetişkin biri iken de konuşacak ve o, iyilerden biri olacak.”

2/253 - 5/110




47
Meryem, şöyle dedi: “Rabbim, bana hiçbir beşer eli dokunmamışken nasıl çocuğum olabilir?” Melek: “İşte böyle, Allah neyi dilerse yaratır. Bir işin olmasını dilediği zaman ona “Ol” der ve oluş başlar.”

3/33»3/46 - 19/16»19/34




48
Ona kitabı, hikmeti, Tevrat ve İncil’i öğretecektir.

5/110 - 16/78




49
Ve Onu, İsrailoğullarına elçi olarak gönderecektir. “Ben size Rabbinizden bir ayet/mucize ile geldim. Ben size çamurdan kuş gibi bir şey yaparım, ona üflerim. Allah’ın izniyle, hemen uçan bir kuş olur. Anadan doğma körleri, alacalıları iyi ederim; Allah’ın izniyle, ölüleri diriltirim. Yediklerinizi ve evlerinizde sakladıklarınızı da size haber veririm. Eğer mümin olmuş kimseler iseniz bunda sizin için bir delil vardır.

5/110 - 17/59




50
“Benden önce gelen Tevrat’ı tasdik etmekle beraber size haram edilen şeylerin bir kısmını helal kılmak üzere, Rabbinizden bir ayetle geldim. Allah’a karşı sorumlu olun ve bana itaat edin!”

4/171 - 5/48»5/49 - 61/6




51
“Şüphesiz ki Allah, benim de Rabbim, sizin de Rabbinizdir/sahibinizdir. O’na kulluk edin. İşte dosdoğru yol budur.”

3/64 - 43/64




52
İsa, onlardaki inançsızlığı hissedince dedi ki: “Allah yolunda kim bana yardımcı olacak?” Havariler de şöyle cevap verdiler: “Biz Allah’ın (dininin) yardımcılarıyız. Allah’a iman ettik, bizim Müslüman olduğumuza da şahit ol!”

22/78 - 61/14




53
“Rabbimiz, indirdiğine inandık, Elçi’ye uyduk. Bizi şahit olanlarla beraber yaz.”

7/156 - 21/94




54
Onlar tuzak kurdular, Allah da onların tuzaklarını başlarına geçirdi. Zira Allah, tuzakları bozanların en iyisidir.

8/30 - 14/46




55
Allah, İsa’ya dedi ki; “Ey İsa, seni vefat ettireceğim ve seni katıma öyle yücelteceğim. İnanmayanlardan seni arındıracağım. Sana tabi olanları, kıyamet gününe kadar inanmayanlara üstün tutacağım. Sonra bana döneceksiniz. Aranızda hakkında ihtilaf ettiğiniz konularda ben hüküm vereceğim.”

4/157 - 5/116»5/117 - 42/10




56
O gerçeği örtbas eden kâfirleri, dünya ve ahirette şiddetli bir şekilde cezalandıracağım. Onların yardımcıları da olmayacaktır.

13/33»13/34 - 26/100»26/101




57
Allah; iman edenlere, iyi ve güzel işler yapanlara ise eksiksiz mükâfatlarını verecektir. Allah, yanlışta ısrar eden zalimleri sevmez.

3/76 - 18/30»18/31




58
İşte bunlar, hükümleri doğru Kuran’dan sana ilettiğimiz ayetlerdendir.

15/9 - 20/99




59
Allah katında İsa’nın durumu, Adem’in durumu gibidir. Onu topraktan yarattı. Sonra ona, “Ol!" dedi ve hemen oluş sürecine girdi.

7/11»7/23 - 43/61




60
Hak, Rabbinden gelen Kuran’dır. Sakın şüphe edenlerden olma!

6/114 - 10/94 - 2/147




61
Sana vahyin bilgisi geldikten sonra, bu hususta seninle kim tartışacak olursa de ki: “Gelin oğullarımızı ve oğullarınızı, kadınlarımızı ve kadınlarınızı, kendilerimizi ve kendilerinizi çağırarak toplanalım. Sonra gönülden yalvaralım da Allah’ın lanetinin, yalancıların üzerine olmasını dileyelim.”

2/120 - 13/37 - 5/116»5/117




62
İşte İsa olayının gerçek hikâyesi budur. Asla Allah’tan başka ilah yoktur. Allah, mutlak üstün. Her hükmü doğru olandır.

2/255 - 3/2




63
Ama yine de yüz çevirirlerse, şüphesiz Allah bozguncuları hakkıyla bilendir.

39/59 - 43/63




64
De ki: “Ey kitap ehli, gelin sizinle bizim aramızda ortak bir kelimede anlaşalım. Allah’tan başkasına kulluk etmeyeceğimize, O’na hiçbir şeyi ortak koşmayacağımıza ve birbirimizi Allah ile aramıza koyup Rabler edinmeyeceğimize dair (söz verelim).” Eğer yüz çevirirlerse deyin ki: “Şahit olun ki biz, tüm varlığımızla Allah’a teslim olmuş Müslümanlarız.”

41/33 - 43/64




65
Ey kitap ehli, İbrahim hakkında niçin tartışıyorsunuz? Hâlbuki Tevrat da İncil de ondan sonra indirilmiştir. Aklınızı kullanmıyor musunuz?

3/66




66
İşte siz böylesiniz; hakkında bilgi sahibi olduğunuz konuda haydi tartıştınız, ama bilginiz olmayan bir şey hakkında ne diye tartışıyorsunuz? Oysa Allah bilir, siz bilmezsiniz!

3/20 - 43/58




67
İbrahim ne Yahudi’ydi ne de Hıristiyan. Fakat o hanif bir Müslüman’dı. Zira O, Allah’tan başkasına ilahlık yakıştıran müşriklerden değildi.

2/135 - 22/78




68
Doğrusu İbrahim’e en yakın olanlar, ona uyanlarla, şu nebi ve ona iman edenlerdir. Zira Allah, müminlerin velisidir.

6/161 - 60/4 - 7/196 - 2/257




69
Kitap ehlinden bir kısmı sizi saptırmak isterler, fakat yalnızca kendilerini saptırırlar da bunun farkına bile varmazlar.

2/9 - 2/135 - 4/44




70
Ey kitap ehli, bizzat kendiniz şahit iken göz göre göre niçin Allah’ın ayetlerine inanmıyorsunuz?

2/145»2/146 - 6/20




71
Ey kitap ehli, niçin hakla batılı karıştırıyor ve bile bile hakkı gizliyorsunuz?

2/42 - 7/157




72
Kitap ehlinden bir kısmı derler ki; “İman edenlere indirilen Kuran’a günün başında inanın; sonunda inkâr edin, belki onlar da dönerler.”

2/14 - 3/119




73
“Sizin dininize uyanlardan başkasına inanmayın.” De ki: “Doğru yol, sadece Allah’ın gösterdiği yoldur. Size verilenin bir benzerinin, bir başkasına da verilmesi veya Rabbiniz katında size delil getirecekler diye mi? ” De ki: “Lütuf ve iyilik Allah’ın elindedir, onu hak edene verir. Zira Allah, rahmeti bol olan ve her şeyi bilendir.”

2/91 - 42/13




74
Rahmetini hak edene tahsis eder. Zira Allah, büyük lütuf/ikram sahibidir.

17/86»17/87 - 21/107




75
Kitap ehlinden kimi de vardır, kendisine bir kantar altın emanet etsen, onu sana olduğu gibi geri verecektir. Kimi de vardır ki, ona bir dinar versen, tepesine dikilmedikçe onu sana geri vermez. Bu onların; “Ümmilere karşı üzerimize bir sorumluluk yoktur.” demelerindendir. Onlar, bile bile Allah hakkında yalan söylerler.

3/113»3/114 - 28/52»28/55




76
Evet, kim ahdini yerine getirir ve emanete riayet ederse, şüphe yok ki, Allah emanete riayet eden muttakileri sever.

3/57 - 7/169




77
Allah’a verdikleri ahdi ve yeminleri basit dünya menfaati için değiştirenlere gelince, onların ahirette bir nasibi olmayacaktır. Allah, kıyamet gününde onlarla konuşmayacak, onların yüzüne bakmayacak ve onları temize çıkarmayacaktır. Onlar için acıklı bir azap vardır.

2/174 - 3/187 - 11/15 - 42/20 - 18/103»18/106




78
Onların bir kısmı, kitaptan olmadığı halde sizin kitaptan zannetmeniz için dillerini eğip bükerler. Allah’ın kitabından okuyormuş gibi yaparlar, o Allah katından olmadığı halde “Allah katındandır” derler. Bile bile Allah hakkında yalan söylerler.

2/79 - 6/93




79
Allah’ın kendisine kitap hikmet ve nebilik verdiği hiçbir beşerin, bütün bunlardan sonra kalkıp da insanlara: “Allah’ın yansıra bana da kulluk edin” demesi söz konusu değildir. Fakat: -Kitabı okuyup, incelediğinize göre Rabbe kul olunuz, der.

9/30»9/31 - 21/29




80
Ve yine o, size melekleri ve nebileri dinde kural koyucu Rabler edinmenizi de emretmez. Zira o, size Müslüman olduktan sonra, hiç kâfir olmayı emreder mi?

9/31 - 41/33 - 22/78 - 42/21




81
Allah, nebilerden şu misakı/sözü almıştı; “Size, kitap ve hikmet verdikten sonra, sizin ilettiğiniz mesajı doğrulayan bir elçi gelecek olursa, ona kesinlikle iman edecek ve ona yardım edeceksiniz değil mi?” dedikten sonra; “Karar verdiniz ve size yüklediğim bu ağır yükü kabul ettiniz mi?” demişti. Onlar da, “Evet, kabul ettik” deyince Allah; “Öyleyse, buna şahit olun, ben de sizinle birlikte buna şahidim.” buyurmuştu.

73/5 - 12/111




82
Bundan sonra verilen sözden dönenler yok mu, işte onlar, yoldan çıkan fasıkların ta kendileridir.

39/71 - 67/8»67/9»67/10




83
Göklerde ve yerde ister istemez bütün akıllı varlıklar, ona teslim olmuşken ve herkes hesap için ona döndürülecek iken onlar, Allah’ın dininden başka bir hayat sistemi mi arıyorlar?

3/85 - 22/18




84
De ki: “Biz Allah’a, bize indirilene, İbrahim’e, İsmail’e, İshak’a, Yakub’a ve torunlarına indirilene, Rablerinden Musa ve İsa’ya ve diğer nebilere verilenlere iman ettik. Onlardan hiçbirini diğerine tercih edip ayırım yapmayız. Çünkü biz, Allah’a teslim olup Müslüman olanlarız.”

2/285 - 4/152




85
Kim İslam’dan başka bir din ararsa, bu ondan asla kabul edilmeyecektir. O, ahirette de kesin kaybedenlerden olacaktır.

3/19 - 3/83 - 39/2 - 42/13




86
İman etmelerinden ve o elçinin hak olduğuna şahit olduktan sonra, gerçeğe inanmayan kâfirleri nasıl olur da Allah doğru yola iletir? Hâlbuki kendilerine apaçık belgeler gelmişti. Zira Allah, yanlışta ısrar eden zalimleri amaçlarına ulaştırmaz.

3/106 - 5/54




87
İşte onların cezaları; Allah’ın, meleklerin ve bütün insanların lanetine uğramalarıdır.

2/159»2/161 - 5/60




88
Onlar, o lanette süreklidirler. Azap, onlardan asla hafifletilmez ve onların yüzüne de bakılmaz.

18/100»18/106 - 40/49




89
Ancak, bu hatalarından sonra tövbe ile dönüş yapan ve hallerini düzeltenler müstesnadır. Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz merhamet sahibidir.

20/82 - 39/53




90
İmanlarından sonra kâfir olan ve kâfirliklerini artıranlar tövbe ile dönüş yapmazlarsa, işte onlar delalette olan sapkınların ta kendileridir.

4/168 - 2/37 - 9/104 - 20/82 - 25/70»25/71 - 3/106




91
Evet, gerçeği örtbas ederek kâfir olarak ölenler, onların hiçbirinden yeryüzünü dolduracak kadar altın fidye verse dahi, asla kabul edilmeyecektir. İşte onlar için acıklı bir azap vardır. Onların hiçbir yardımcısı da yoktur.

5/36»5/37 - 39/47




92
Sevdiğiniz şeylerden harcamadıkça, iyiliğe ve gerçek dindarlığa erişemezsiniz. Her ne harcarsanız şüphesiz Allah onu bilir.

2/177 - 76/8»76/9




93
Tevrat indirilmeden önce, İsrail’in kendine haram kıldıklarının dışında, İsrailoğullarına bütün yiyecekler helal idi. De ki: “Eğer iddianızda doğruysanız, Tevrat’ı getirip okuyun!”

6/146 - 16/116




94
Bundan sonra kim asılsız hükümler uydurup Allah’a isnat ederse, işte onlar zalimlerin ta kendileridir.

10/17 - 11/18»11/19




95
De ki: “Allah doğru söylemiştir. Öyleyse, batılın her türünden yüz çevirerek İbrahim’in inanç sistemine uyun! O, Allaha ait nitelikleri başkalarına yakıştıran müşriklerden değildi.”

16/123 - 22/78




96
Yeryüzünde insanlık için inşa edilen ilk mabet, şüphesiz Mekke’deki mübarek ve toplumlar için rehber olan (Kâbe’) dir.

2/127 - 22/26




97
Buna delalet eden işaretler orada duruyor, mesela İbrahim’in makamı hala oradadır. Oraya giren, güvendedir. İmkân bulabilenlerin beyti/Kâbe’yi haccetmesi, insanların üzerine Allah’ın hakkıdır. Kim nankörlük eder bundan kaçınırsa, Allah’ın toplumlardan hiçbirinin ibadetine ihtiyacı yoktur.

2/196 - 22/25»22/37




98
De ki: “Ey kitap ehli, Allah yaptıklarınıza şahitlik edip dururken, Allah’ın ayetlerine niye inanmıyorsunuz?”

2/42 - 42/1342/14




99
De ki: “Ey kitap ehli, niçin bu vahyin doğruluğuna bizzat şahit olduğunuz halde, bunu eğri büğrü göstererek bu vahye inananları Allah’ın yolundan saptırmaya çalışıyorsunuz? Allah, yaptıklarınıza karşı asla duyarsız değildir.”

11/18»11/19 - 14/1»14/3




100
Ey iman edenler, eğer kendilerine kitap verilenlerden bir gruba uyarsanız, imanınızdan sonra sizi küfre döndürürler.

2/111»2/112 - 5/51




101
Allah’ın ayetleri size okunur ve üstelik onun elçisi/Kuran da aranızda bulunurken, nasıl olur da ayetlere inanmazsınız? Artık kim Allah’a sımsıkı bağlanırsa, şüphesiz O, doğru yoluna yöneltir.

4/174»4/175 - 64/13




102
Ey iman edenler, Allah’a karşı gelmekten hakkıyla nasıl sakınılması gerekiyorsa öyle sakının ve Müslüman olmadan sakın öleyim demeyin.

3/193 - 2/132 - 12/101




103
Ve topluca Allah’ın ipi Kuran’a sımsıkı bağlanın ve bölünüp parçalanmayın! Allah’ın sizin üzerinizdeki nimetini hatırlayın! Hani siz, bir zamanlar birbirinize düşmanlar idiniz. O, kalplerinizin arasını uzlaştırdı. O’nun bu Kuran nimeti sayesinde kardeşler oldunuz. Siz, bir ateş çukurunun kenarında idiniz de O, sizi oradan kurtardı. Doğru yolu bulasınız diye Allah, size ayetlerini işte böyle açıklıyor.

6/159 - 30/32 - 42/13 - 23/52»23/53 - 21/92»21/93»21/94




104
Sizden, iyi ve güzele çağıran, kötü ve çirkin olanı da engelleyen bir toplum oluşsun. İşte kurtuluşa erecekler bunlardır.

9/112 - 22/41 - 3/110




105
Kendilerine apaçık belgeler geldikten sonra ihtilafa düşüp, bölünüp parçalananlar gibi olmayın. İşte onlar için korkunç bir azap vardır.

6/59 - 42/13




106
Birtakım yüzlerin ağardığı ve birtakım yüzlerin de karardığı o günde, yüzleri kararanlara: “İmanınızdan sonra kâfir mi oldunuz? Öyleyse, küfrünüzden dolayı azabı tadın.” denilir.

3/86»3/90 - 10/26 - 80/38»80/39




107
Yüzleri ağaranlar, Allah’ın rahmetindedirler ve bunlar orada kalıcıdırlar.

10/26 - 80/38»80/39




108
İşte bu, sana gerçek bir amaç için okuduğumuz Allah’ın ayetleridir. Allah, toplumlardan hiçbirine zulmedip haksızlık yapmaz.

21/47 - 45/6




109
Göklerde ne varsa, yerde ne varsa Allah’a aittir. Bütün iş ve oluş, önünde sonunda Allah’a döndürülür.

3/129 - 57/4




110
Siz, insanlar için çıkarılmış en hayırlı ümmet/toplumsunuz. İyi ve güzel olanı önerir, kötü ve çirkin olanı da engellersiniz. Allah’a inanır ve güvenirsiniz. Şayet kitap ehli de inanıp güvenseydi, elbette kendileri için iyi olurdu. İçlerinden mümin olanlar vardır. Fakat çoğunluğu yoldan çıkmış fasıktır.

3/104 - 9/112




111
Onlar, size dille eziyetin dışında asla zarar veremeyeceklerdir. Eğer sizinle savaşırlarsa, arkalarını dönüp kaçarlar. Sonra onlara yardım da ulaşmaz.

3/118 - 64/11




112
Onlar, Allah’a ve insanlara karşı taahhütlerine bağlanmadıkları sürece, nerede olurlarsa olsunlar aşağılanmaya ve zillet içinde yaşamaya mahkûmdurlar. Zira onlar, geçmişte Allah’ın gazabına uğradılar. Esaret, sürgün ve miskinliğe mahkûm edildiler. Bu onların, Allah’ın ayetlerine inanmamaları, nebilerini haksız yere öldürmeleri sebebiyle idi. Bütün bunlar, isyan etmeleri ve haddi aşmaları yüzünden idi.

1/6 - 20/86




113
Onların hepsi bir değildir. Kitap ehlinden gecenin derinliklerinde kalkıp, Allah’ın ayetlerini okuyan ve secdeye kapanarak ibadet eden bir topluluk da vardır.

4/162 - 17/79 - 28/52»28/55




114
Bunlar, Allah’a ve ahiret gününe inanır. İyiliği emrederler, kötülüğü de yasaklarlar ve hayır işlerine koşarlar. İşte bunlar, faziletli kimselerdir.

5/82»5/85 - 9/112




115
Bunların hayır yolunda yaptıkları işler, asla karşılıksız bırakılmayacaktır. Zira Allah, hayır işlerinde duyarlı olanları çok iyi bilmektedir.

3/199 - 6/160




116
Gerçekleri örtbas eden kâfirlere gelince, onların ne malları ne de evlatları, Allah’ın huzurunda hiçbir fayda vermeyecektir. Onlar, ateşi boylayacaklar ve orada kalıcıdırlar.

3/10 - 31/33




117
Onların bu dünya hayatında iyilik namına harcadıkları şeyin örneği, kendi kendilerine yazık etmiş bir toplumun ekinine isabet edip de, onu helak eden kavurucu soğuk bir rüzgâra benzer. Oysa Allah, onlara haksızlık edip zulmetmemişti, fakat onlar kendi kendilerine yazık edip zulmediyorlardı.

18/103»18/107 - 25/23




118
Ey iman edenler, sizinle dindaş olmayanı dost ve sırdaş edinmeyin. Zira onlar, size ellerinden gelen her türlü kötülüğü yaparlar. Sizin sıkıntıya düşmenizi arzu ederler. Kinleri ve öfkeleri ağızlarından taşmaktadır. İçlerinde gizledikleri kin ve nefret ise daha da büyüktür. Eğer aklınızı kullanıyorsanız, işte size ayetleri açıkladık.

3/111 - 64/11




119
Siz öyle kimselersiniz ki, onlar sizi sevmediği halde siz onları seviyorsunuz ve siz bütün vahiylere inanıyorsunuz. Sizinle bir araya geldiklerinde “İman ettik” derler; kendi başlarına kaldıklarında da size olan kin ve nefretlerinden parmaklarını ısırırlar. De ki: “Öfkenizden kahrolup geberin! Şüphesiz Allah, sinelerin özünde saklanan duyguları hakkıyla bilendir.”

3/72»3/73 - 18/49




120
Siz bir iyilik ve nimete kavuşacak olsanız, bu onları derinden üzer; sizin kötü bir durumla karşılaşmanız halinde ise sevince boğulurlar. Eğer sabreder ve sorumlu davranırsanız, onların plan ve tuzakları size hiçbir zarar veremez. Allah, onların yaptıkları işleri çepeçevre kuşatmıştır.

3/186 - 64/11




121
Hani sen, müminleri savaş mevzilerine yerleştirmek üzere sabah evinden ayrılmıştın. Olup biten her şeyi Allah işitiyor ve biliyordu.

2/190 - 8/4




122
İçinizden iki grup, paniğe kapılmış ve dağılmanın eşiğine gelmişti. Oysa onların yar ve yardımcısı Allah idi, müminler sadece Allah’a güvenmeliydiler.

3/159»3/160 - 5/11




123
Hani siz daha zayıf olduğunuz halde Bedir’de, Allah size yardım etmişti. O halde Allah’a karşı sorumlu olun ki, O'na minnettarlığınızı göstermiş olursunuz.

5/11 - 8/62»8/66




124
Hani sen Bedir savaşında müminlere şöyle diyordun: “Rabbinizin, size indirilmiş üç bin melekle yardım etmesi yetmez mi?”

3/160 - 8/65




125
Hatta siz sabreder, sebat eder ve sorumlu davranırsanız düşman size aniden saldırsa bile, Rabbiniz size işaretli beş bin melekle yardım edecektir.

8/66 - 3/173»3/174




126
Allah, size bu yardımı sırf zafer müjdesi olsun ve kalpleriniz bununla huzur bulup yatışsın diye yaptı. Zira gerçek zafer ve yardım o üstün kudret sahibi ve işinde mükemmel olan Allah katındandır.

9/124 - 59/2




127
Bu yardımı, kâfirlerden bir kısmını ortadan kaldırmak yahut onları hezimete uğratıp kaybetmiş olarak çekip gitsinler diye yaptı.

8/67 - 71/26»71/28




128
Sen, onların akıbeti hakkında hüküm verme yetkisinde değilsin! Allah ya onları affeder veya onları cezalandırır. Zira onlar zalim olmayı tercih etmişlerdir.

3/20 - 9/102




129
Göklerde ne varsa, yerde ne varsa hepsi Allah’ındır! O, hak edeni bağışlar, hak edeni de cezalandırır. Allah, eşsiz bir bağışlayıcı ve sonsuz merhamet sahibidir.

3/109 - 53/31»53/32




130
Ey iman edenler, kat kat artırarak, faize/haksız kazanca bulaşıp yemeyin. Allah’ın bu yasağına uyun ki, kurtuluşa eresiniz.

2/275»2/280 - 30/39




131
Böylece, kâfirler için hazırlanmış olan ateşten kendinizi koruyun.

2/24 - 6/66




132
Allah ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisine itaat edin ki, merhamete nail olasınız.

3/31»3/32 - 4/80 - 24/54 - 47/33




133
Rabbiniz tarafından bağışlanmaya, genişliği gökler ile yer kadar olan ve sorumlu davrananlar için hazırlanmış cennete koşun.

39/73»39/74 - 57/21




134
Bunlar ki, bollukta da darlıkta da mallarını Allah yolunda harcayanlar, öfkelerini yenen ve insanların kusurlarını bağışlayanlardır. Allah, böyle iyileri sever.

42/37»42/43 - 64/14




135
Yine bunlar, utanç verici bir iş yaptıklarında veya kendilerine kötülük ettiklerinde, hemen Allah’ı hatırlayıp günahları için af dilerler. Zaten Allah’tan başka günahları kim bağışlayabilir ki? Ve bunlar, bile isteye günah işlemekte ısrar etmezler.

40/3 - 66/8




136
İşte bunların ödülleri; Rablerinden bir bağışlanma ve tabanından ırmakların çağladığı cennetlerde kalmaktır. Böyle çalışıp çabalayanların ödülü ne güzeldir!

37/61 - 43/67»43/73




137
Sizden önce nice hayat tarzları gelip geçmiştir. Yeryüzünde dolaşın da yalana sarılanların sonunun nasıl olduğunu görün!

12/111 - 30/9




138
Bu Kuran, insanlar için hakikati ifade eden bir bildiridir ve sorumlu davrananlar için doğru yol rehberi ve nasihattir.

31/2»31/3 - 17/41




139
Üzülmeyin, yılgınlığa kapılıp gevşemeyin, eğer gerçekten inanıyorsanız siz üstünsünüz.

9/50»9/52 - 24/55




140
Eğer (Uhud’ta) sizin canınız yandıysa, (Bedir’de de) onların da canı yanmıştı. Biz zafer ve yenilgileri insanlar arasında döndürür dururuz ki, Allah iman edenleri ortaya çıkarsın ve içinizden şahitler ve modeller oluştursun. Zira Allah, davasına ihanet edenleri sevmez.

4/104 - 47/4




141
Bu, Allah’ın inananları arındırıp, kâfirleri mahvu perişan etmesi içindir.

9/16 - 47/31




142
Yoksa siz, Allah içinizden kendi yolunda cihat edenleri ve sabredenleri ortaya çıkarmadan cennete girebileceğinizi mi sanıyorsunuz?

2/214 - 3/166




143
Oysa siz, ölümle yüz yüze gelmeden önce ölümü arzuluyordunuz. İşte şimdi onu gördüğünüz halde öylece bakıp duruyorsunuz.

2/146»2/253 - 22/58




144
Muhammed, yalnızca bir elçidir. Ondan önce de elçiler gelip geçmiştir. Eğer O, ölür veya öldürülürse topuklarınızın üstünde gerisin geriye dönecek misiniz? Kim topukları üzerinde geriye dönerse, Allah’a hiçbir şekilde zarar veremez. Allah, nimetlerin hakkını verenleri zamanı geldiğinde mutlaka ödüllendirecektir.

5/75 - 30/47




145
Hiç kimse, Allah’ın izniyle yasalaşmış bir süre olmadan ölmez! Kim, şu dünyanın ödülünü isterse ona ondan veririz. Kim de ahiretin ödülünü isterse, ona da ondan veririz. Biz, şükredip nimetlerin hakkını verenleri mutlaka ödüllendiririz.

17/18»17/19 - 42/20




146
Nice nebiler vardır ki, Rabbe adanmış kişilerle beraber savaşmışlardır. Onlar, Allah yolunda başlarına gelen musibetler sebebiyle yılgınlığa kapılmadılar gevşemediler, acziyet göstermediler ve boyun eğmediler. Allah, davasında direnip sabredenleri sever.

2/155»2/156»2/157




147
Onların sözü sadece şuydu; “Rabbimiz, günahlarımızı ve haddi aşan tavırlarımızı bağışla ayaklarımızı sabit kıl, kâfirler toplumuna karşı bize yardım et!”

2/286 - 3/173




148
Bunun ardından Allah da onlara hem bu dünya nimetinin hem de ahiret nimetinin en güzelini verdi. Allah, böyle iyilik edenleri sever.

2/249»2/250




149
Ey İman edenler! Eğer Allah’tan gelen gerçekleri örtbas eden kâfirlere uyarsanız; onlar sizi ökçelerinizin üzerine gerisin geri döndürürler de işte o zaman temelli kaybedenlerden olursunuz.

5/51 - 16/25




150
Hayır sizin gerçek mevlanız sadece Allah’tır. O, yardım edenlerin en iyisidir.

8/40 - 22/78




151
Hakkında hiçbir delil ve belge indirmediği şeyi, Allah’a ortak koştukları için kâfirlerin kalbine korku salacağız. Onların varacağı yer ateştir, ne berbattır şirk koşan zalimlerin barınağı.

7/33 - 12/40




152
Doğrusu Allah, size verdiği zafer vaadini tuttu. Zira O’nun izniyle onların kökünü kazıyordunuz, arzuladığınız zaferi size tam göstermişti ki gevşeyip O'nun, emri konusunda tartıştınız ve itaatsizlik ettiniz. Sizden kiminiz ganimet peşinde koşuyor, kiminiz de ahireti isteyerek çarpışıyordu; sonra size ders olsun diye onların karşısında bozgunu yaşattı, buna rağmen Allah itaatsizlik suçunuzu da affetmiştir. Çünkü Allah, müminlere karşı yardım ve af konusunda çok cömerttir.

30/4 - 59/7




153
O zaman da siz, can havliyle arkanıza dahi bakmadan tepelere doğru kaçışıyor, elçi de arkanızdan sizi çağırdığı halde kimseye dönüp bakamıyordunuz. Allah, size öyle bir keder ve üzüntü yaşattı ki ne elde ettiğinize sevinebildiniz ne de kaybettiğinize üzülebildiniz. Allah, bütün yaptıklarınızdan haberdardır.

9/120»9/123 - 24/64




154
Sonra, o derin üzüntünün ardından size bir güven duygusu verdi ve içinizden bir kısmınıza uyku gibi saran bir sükûnet bahşetti. Canlarının derdine düşmüş bir grup da, cahiliye devri düşüncesine benzer bir düşünce ile Allah hakkında gerçek dışı düşüncelere dalmışlar ve diyorlardı ki; “Bu savaş kararında bizim bir yetkimiz var mı ki?” Onlara de ki: “Bütün yetki ve karar yalnızca Allah’a aittir.” Sana açıklamadıkları gerçek duygularını içlerinde gizliyor ve şöyle diyorlardı: “Savaş kararında bir yetkimiz olsaydı, bugün burada boş yere can vermezdik.” De ki: “Siz evlerinizde bile olsanız, ölümü takdir edilmiş olanlar yıkılacakları yere kadar giderlerdi. Bu, olup biten her şey Allah’ın yüreklerinizdeki imanı sınaması ve kalplerinizde olan kuşkuları arındırması için bir vesileydi. Zira Allah, gönüllerin özünü hakkıyla bilendir.”

3/168 - 31/34




155
İki topluluğun karşılaştığı o gün, içinizden kaçanlar var ya, şeytan sırf kendi yanlışları yüzünden onların ayağını kaydırdı. Yine de Allah, onları bağışladı. Zira Allah, çok bağışlayandır ve hemen cezalandırmayandır.

3/175 - 18/57»18/58 - 35/45 - 64/17




156
Ey iman edenler! Sakın ha sefere çıkan veya savaşa katılan akrabaları için “Yanımızda kalsalardı ne ölür ne de öldürülürlerdi” diyen kâfirler gibi olmayın. Allah, bunu onların yüreklerinde derin bir sızı ve yakıp kavuran bir hasrete dönüştürmüştür. Canı veren de Allah’tır alan da. Allah, yaptığınız her şeyi görendir.

4/78 - 10/31




157
Eğer Allah yolunda öldürülür veya ölürseniz, Allah’tan gelecek bir bağışlama ve rahmet onların topladıkları dünyalıklardan daha hayırlıdır.

2/154 - 3/169




158
Ölseniz de öldürülseniz de nihayetinde, Allah’ın huzurunda toplanacaksınız.

2/154 - 22/58




159
Sen, Allah’ın sana lütfettiği şefkat ve merhamet sayesinde onlara yumuşak davrandın. Eğer sert ve kırıcı davranmış olsaydın, elbette etrafından dağılıp giderlerdi. Onları affet ve onlar için Allah’tan bağışlanma dile. Ve yönetim işinde onlarla istişare et, karar verdiğinde de yalnızca Allah’a güven. Allah, kendisine güvenenleri sever.

8/63 - 15/88 - 26/215 - 47/21




160
Allah yardım ederse size, galip gelemez hiç kimse size. Eğer sizi yardımından mahrum ederse, bundan sonra kim yardım edecek size? Öyleyse müminler, yalnız Allah’a güvenip dayansınlar.

5/11 - 5/23 - 58/10




161
Bir nebinin, ganimet malına hıyanet etmesi söz konusu değildir. Kaldı ki, kim hıyanet ederse, kıyamet günü hıyanet ettiği mal ile beraber gelir. Sonra herkes yaptığının karşılığını tastamam alacak ve onlar haksızlığa uğratılmayacaktır.

8/1 - 48/15 - 59/7




162
Hiç Allah’ın rızasını kazanan kimse ile Allah’ın gazabına uğrayan kişi bir olur mu? Onun yeri cehennemdir. Orası ne kötü bir son duraktır.

20/81 - 38/28




163
Bunların dereceleri, Allah katında elbette farklıdır. Allah, onların yapıp ettiklerini görmektedir.

6/83 - 57/4 - 41/22»41/23




164
Allah, müminlere kendi içlerinden, onlara Allah’ın ayetlerini okuyan, şirk ve küfür pisliklerinden arındıran kitabı ve hikmeti öğreten bir elçi göndermekle büyük iyilikte bulunmuştur, oysa onlar bundan önce apaçık bir sapkınlık içindeydiler.

2/129 - 2/151 - 62/2




165
(Bedir’de) Düşmanlarınıza acının iki katını tattırdığınız halde, (Uhud’da) mağlubiyetin acısını tattığınızda bu başımıza nereden geldi mi diyorsunuz? De ki: “Bu yenilgi sizin yaptıklarınızdan dolayıdır, Zira Allah her şey için bir ölçü koyandır.”

4/79 - 42/30




166
İki ordunun çarpıştığı o gün başınıza gelen mağlubiyet müminleri belirlemek için Allah’ın izni ile gerçekleşmiştir.

2/214 - 3/142




167
Ve kendilerine, gelin Allah yolunda savaşın veya savunma hattında yer alın denildiğinde, “Eğer savaşmasını bilseydik elbette size katılırdık’’ diyen ikiyüzlü münafıkları belirlemek içindir. Onlar bugün, imandan daha çok küfre yakındılar, kalplerinde olmayan şeyleri ağızlarıyla söylüyorlar, Allah ise onların gizlediklerini çok iyi bilmektedir.”

4/141 - 63/1»63/4




168
“Savaşa katılmayıp evlerinde oturanlar, savaşa katılan kardeşlerine, bizi dinleselerdi şimdi öldürülmüş olmayacaklardı.” Dediler. De ki; “Haydi sözünüzde doğruysanız başınıza geldiğinde ölümü kendinizden savın.”

2/96 - 62/6»62/8




169
Ve Allah yolunda öldürülenleri ölüler sanmayın aksine onlar, Rablerinin katında diridirler ve rızıklandırılmaktadırlar.

2/154 - 3/157




170
Ve onlar, Allah’ın lütfu ile kendilerine verdiği mükâfatın sevincini yaşamaktadırlar, arkalarından kendilerine henüz yetişmemiş kardeşlerine, onlar için herhangi bir korkunun olmadığını ve hiçbir şekilde üzülmeyeceklerini de müjdelemek isterler.

36/26»36/27




171
Ve bunlar, Allah’ın nimeti ve lütfu ile Allah’ın inananların ödülünü zayi etmeyeceğini de müjdelemek isterler.

11/115 - 18/30




172
Onlar kendilerine isabet eden büyük acı ve yaradan sonra Allah’ın ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçisinin çağrısına icabet edenlerdir. Onlardan iyilik eden ve sorumlu davrananlar için büyük bir ödül vardır.

69/18»69/20 - 77/41»77/44




173
Ve yine onlar ki, bazı kimseler onlara: “Bilin ki düşmanlarınız size saldırmak için ordu hazırladılar onlardan korkun!” Dediklerinde, işte bu onların imanlarını artırmış ve şöyle demişlerdi: “Allah bize yeter, O ne güzel vekildir.”

4/45 - 3/147 - 8/2»8/3




174
O müminler Allah’ın esirgemesi ve nimeti ile hiçbir zarar görmeden yurtlarına döndüler. Ve Allah’ın rızasını kazandılar. Allah muhteşem bir ikram sahibidir.

3/162 - 60/1




175
İşte bu şeytan sizi yandaşlarıyla korkutmaya çalışır, o halde onlardan korkmayın, eğer gerçekten inanıyor ve güveniyorsanız sadece benden korkun.

8/48 - 59/16




176
Küfürde birbirleriyle yarışanlar seni üzmesin. Onlar Allah’a hiçbir zarar veremezler. Onlar ahirette Allah’ın nimetlerden nasipsiz kalacaklar. Ve onlar için korkunç bir azap vardır.

58/10 - 64/11




177
İmana karşılık küfrü tercih edenler Allah’a hiçbir zarar veremezler. Onlara acıklı bir azap vardır.

2/175 - 33/48




178
Gerçekleri örtbas eden kâfirlere yanlıştan dönmeleri için verdiğimiz mühleti hayır sanmasınlar. Bizim onlara verdiğimiz bu mühleti günahlarının artması için kullanırlarsa ahirette onlar için rezil edici azap vardır.

2/96 - 19/75 - 16/61 - 35/45




179
Allah müminleri sizin bulunduğunuz belirsizlik hali üzerine bırakacak değildir. Sınav yoluyla iyiyi kötüden ayırt edecektir. Bununla birlikte Allah size gaybı bildirecek de değildir. Fakat gaybı bildirmek için Allah, elçilerinden dilediğini seçer. Öyleyse Allah’a ve Allah’ın mesajlarını tebliğ eden elçilerine iman edin. Eğer inanır mümin olur ve sorumlu davranırsanız size muazzam bir mükâfat vardır.

27/65 - 72/26»72/27




180
Allah’ın lütfundan kendilerine verdiği şeylerden cimrilik edenler, bunun kendileri için hayırlı olduğunu sanmasınlar, aksine bu onlar için şerdir. Kıyamet günü cimrilik ettikleri şeyler boyunlarına dolanacaktır. Göklerin ve yerin mirası Allah’ındır. Allah yaptıklarınızdan haberdardır.

2/268 - 9/34 - 25/67




181
“Allah fakirdir, biz zenginiz” diyen kimselerin sözünü Allah işitmiştir. Onların hem bu sözlerini hem de haksız yere nebileri öldürmelerini yazacağız ve kendilerine “Yakıp kavuran cehennem azabını tadın bakalım’’ diyeceğiz.

7/156 - 16/51»16/55




182
Bu, kendi ellerinizle yaptıklarınızın karşılığıdır, zira Allah kullarına asla haksızlık yapacak değildir.

4/79 - 28/47 - 42/30




183
Allah, yakılarak sunulan bir kurban getirmedikçe hiçbir elçiye inanmamamız için bizden ahit/söz aldı, diyenlere de ki: “Benden önce size nice elçiler apaçık belgelerle ve sözünü ettiğiniz o şeyler ile gelmişti. Eğer doğru sözlü iseniz peki onları niçin öldürdünüz?”

3/21 - 17/90»17/94




184
Eğer seni yalancılıkla suçluyorlarsa, bil ki senden önce apaçık delilleri, hikmet yüklü sahifeleri ve aydınlatıcı vahyi getiren nice elçiler de yalancılıkla suçlanmıştı.

6/34 - 41/43




185
Her can ölümü tadacaktır. Kıyamet günü de ancak yaptıklarınızın karşılığı size ödenecektir. Kim ateşten uzak tutulur ve cennete sokulursa, o kurtulmuştur. Dünya hayatı aldatıcı bir geçimlikten başka bir şey değildir.

21/34 - 29/57




186
Mallarınız ve canlarınız hususunda mutlaka sınanacaksınız, hem sizden önce kendilerine vahiy gönderilenlerden, hem de Allah’a ait nitelikleri başkalarına yakıştıran müşriklerden incitici birçok söz işiteceksiniz. Ama eğer sabreder ve sorumlu davranırsanız, işte bu kararlılık ve azim gereken işlerdendir.

2/155 - 3/120




187
Allah, kendilerine kitap verilenlerden “Kitabı insanlara muhakkak beyan edeceksiniz, onu asla gizlemeyeceksiniz” diye misak/söz almıştı da onlar, bu ahdi kulak ardı ettiler, bunu basit dünya menfaatlerine pazarladılar, ne kötü bir alışveriştir bu.

2/159 - 3/104




188
Sakın, yaptıkları kötülüklerle sevinen ve sahip olmadıkları özelliklerle anılmaktan hoşlanan kimselerin azaptan kurtulacaklarını sanma. Onlara acıklı bir azap vardır.

2/44 - 14/42




189
Göklerin ve yerin hükümranlığı Allah’ındır. Allah her şeye gücü yetendir.

14/1»14/3 - 57/2




190
Hiç şüphesiz ki göklerin ve yerin yaratılmasında, gece ile gündüzün birbiri ardınca gelmesinde, derin kavrayış sahipleri için alınacak nice ibretler vardır.

17/12 - 45/5




191
Onlar ki, ayakta, otururken ve yanları üzere yatmış durumdayken Allah’ı anarlar, göklerin ve yerin yaratılışı hakkında derin derin düşünerek şöyle dua ederler: “Rabbimiz, bunların hiçbirini anlamsız ve amaçsız yaratmadın. Sen yüceler yücesisin. Bizi ateşin azabından koru!”

2/186 - 10/12




192
Rabbimiz şüphesiz sen kimi ateşe atarsan, onu perişan edersin, yanlışta ısrar eden zalimlerin yardımcıları da yoktur.

10/27 - 35/37




193
Rabbimiz, biz, “Rabbinize iman edin” diye, imana çağıran bir davetçiyi işittik ve hemen iman ettik. Rabbimiz bizim günahlarımızı bağışla, suçlarımızı ört ve bizi iyilerle birlikte vefat ettir!

3/16 - 3/102 - 2/132




194
Rabbimiz, bize elçilerin aracılığıyla vaat ettiklerini ver ve bizi kıyamet günü rezili rüsva etme, zira sen vaadinden asla dönmezsin.

4/87 - 30/6




195
Allah da onların duasına şöyle karşılık verdi: “Ben, sizden erkek olsun kadın olsun hiçbir çalışanın çalışmasını zayi etmeyeceğim. Benim yolumda eziyet edilenler, yurtlarından çıkarılanlar, hicret edenler, savaşanlar ve öldürülenlerin, kesinlikle kusurlarını yok sayıp affedeceğim ve onları tabanından ırmakların çağladığı cennetlere koyacağım. Allah katından bir ödül olarak... Zira ödüllerin en güzeli Allah katındandır.”

2/186 - 40/60




196
Kâfirlerin konfor içinde diyar diyar dolaşmaları seni aldatmasın.

9/55 - 40/4




197
Kısa süreli bir geçimlik ve geçici bir yararlanmadır o, sonunda varacakları yer cehennemdir. Orası ne kötü bir meskendir.

6/70 - 10/7




198
Fakat Rablerine karşı gelmekten sakınanlara, Allah katından bir ikram olarak tabanından ırmakların çağladığı ve içinde kalacakları cennetler vardır. Zira Allah katında olanlar erdemliler için en iyisidir.

36/54»36/58 - 39/11»39/15




199
Şüphesiz kitap ehlinden, Allah’a ve size indirilenlere ve kendilerine indirilenlere gerçekten inanan, Allah’a karşı içten saygı duyanlar ve Allah’ın ayetlerini az bir dünyalığa satmayanlara, işte bunlara Rableri katında ödülleri vardır. Allah, hesabı çok hızlı görendir.

3/115 - 2/174»2/175




200
Ey iman edenler, Allah yolunda zorluklara karşı direnip sabredin, bu dirençte birbirinizle dayanışma içinde olun ve düşmana karşı kenetlenin, Allah’a karşı sorumluluğunuzu yerine getirin ki kurtuluşa eresiniz.

2/177 - 6/34 - 11/120 - 42/39 - 61/4

www.allahinhadisikuran.com - Kur'an - Allahın Hadisi