1
|
Yâ sîn!
|
2
|
Doğru hükümlerle dolu olan bu Kuran’a andolsun ki...
2/2 - 11/1»11/2 - 14/1
|
3
|
Sen kesinlikle gönderilmiş elçilerden birisisin.
2/252 - 13/43
|
4
|
Sen bu Kuran sayesinde dosdoğru bir yol üzeresin.
42/52 - 43/64
|
5
|
Bu Kuran’ın indirilişi çok güçlü ve rahmeti bol Allah katındandır.
4/82 - 11/13»11/14 - 27/6
|
6
|
Ataları uyarıldığı halde uyanmamış bu yüzden de gaflet içinde olan bir toplumu uyarman için indirilmiştir.
13/7 - 35/24
|
7
|
And olsun ki onların çoğu hakkında iman etmemelerinden dolayı verilmiş olan azap sözü gerçekleşmiştir.
12/103 - 13/1 - 28/56
|
8
|
Sanki biz onların boyunlarına, çenelerine kadar uzanan demir halkalar geçirmişiz de bir türlü başlarını eğemiyorlar.
6/111 - 7/101 - 10/96»10/97
|
9
|
Böylece biz onların adeta önlerine ve arkalarına hakikate ulaşmalarını engelleyen bir set çekmişiz ve gözlerini perdelemişiz de bu yüzden gerçeği göremiyorlar.
6/35 - 18/57»18/59 - 45/23
|
10
|
Artık onları uyarsan da uyarmasan da fark etmez çünkü iman etmezler.
6/69»6/70 - 16/125 - 50/45
|
11
|
Sen ancak, bu Kuran’a uyan ve Rahman’a içten derin bir saygı duyan kimseyi uyarabilirsin. Sen bu kimseyi Allah katından bağışlanma ve tarifsiz güzellikte bir ödülle müjdele!
35/18 - 67/12
|
12
|
Hiç şüpheniz olmasın ki ölüyü biz dirilteceğiz ve onların önden yolladıkları amellerini ve arkada bıraktıkları eserlerini yazmaktayız. Zira biz her şeyi apaçık bir kitapta kayıt altına almaktayız.
18/49 - 58/6 - 82/10»82/12
|
13
|
Kendilerine elçiler gönderdiğimiz şu şehir halkının durumunu ibret verici bir misal olarak anlat onlara.
6/34 - 18/54 - 39/27
|
14
|
Hani biz onlara iki elçi göndermiştik, fakat onların her ikisini de yalancılıkla suçladılar. Biz de üçüncüsü ile onları desteklemiştik, onlar da halka:
– Biz, size Allah tarafından gönderilmiş elçileriz, demişlerdi.
22/42»22/44 - 50/12»50/14
|
15
|
Şehir halkı:
– Siz de bizim gibi sadece birer beşersiniz, Rahman, hiçbir şey indirmiş olamaz. Siz sadece yalan söylüyorsunuz, demişlerdi.
14/10»14/11 - 18/110 - 41/6
|
16
|
Elçiler ise:
– Rabbimiz biliyor ki biz gerçekten size gönderilen elçileriz, diye karşılık verdiler.
28/59 - 39/71
|
17
|
Bizim görevimiz ilahi mesajı apaçık tebliğ/duyurmaktan başka bir şey değildir.
13/40 - 16/82 - 24/54
|
18
|
Şehir halkı:
– Siz bize uğursuzluk getirdiniz. Eğer bu işe bir son vermezseniz, sizi öldüresiye taşlarız böylece sizi çok kötü bir şekilde cezalandırırız.
7/131 - 27/47
|
19
|
Elçiler:
– Uğursuzluğunuz size bağlıdır. Size öğüt verilmesini uğursuzluk mu sayıyorsunuz? Gerçekte siz haddi aşmış müsrif bir toplumsunuz, dediler.
5/2 - 7/55
|
20
|
Derken şehrin öteki ucundan bir adam koşarak geldi ve: Ey halkım gelin bu elçilere uyun, dedi.
13/7 - 35/24
|
21
|
– Evet sizden hiçbir ücret istemeyen bu kimselere uyun. Zira bunlar, doğru yoldalar.
25/56»25/57 - 34/47
|
22
|
– Hem bana ne oluyor ki ben, beni yaratana kulluk etmiyorum? Oysa siz de O’na döndürüleceksiniz.
3/64 - 29/56 - 39/64
|
23
|
– Şimdi ben Allah’tan başka bir takım ilahlar edineyim öyle mi? Şayet Rahman bana bir zarar vermeyi dilese, onların şefaatinin bana hiç bir yararı olmaz ve beni de kurtaramazlar.
19/81 - 36/74»36/75
|
24
|
– Bu durumda ben apaçık bir sapkınlık içinde olurum.
2/256»2/257 - 39/12»39/15
|
25
|
– Şimdi dinleyin beni! İşte ben sizin de Rabbiniz olan Allah’a iman ettim.
2/285 - 7/158
|
26
|
O zaman kendisine gir cennete, denildi. O da: -Ah keşke halkım bilseydi.
16/32 - 41/30»41/32
|
27
|
– Rabbimin beni bağışladığını ve bana büyük ikramlarda bulunduğunu.
32/17 - 39/73»39/74
|
28
|
Biz onun ardından kavminin üzerine gökten ordular indirmedik. Zaten bizim yasamızda gökten ordular indirmek de yoktur.
18/56»18/58 - 35/45
|
29
|
Sadece korkunç bir çığlık. Bir de bakmışın hepsi helak olup gitmişler.
29/40 - 69/5»69/8
|
30
|
Yazıklar olsun şu kullara! Ne zaman kendilerine bir elçi geldiyse yaptıkları tek şey onu alaya almak olmuştur.
6/34 - 11/8 - 15/95
|
31
|
Oysa onlar kendilerinden önce nice nesilleri helak ettiğimizi ve onların artık geri gelemediklerini hiç düşünmüyorlar mı?
14/45 - 30/9 - 37/137»37/138
|
32
|
Ve onların hepsi toplanıp hesap vermek üzere huzurumuza getirilecekler.
18/49 - 50/19»50/35
|
33
|
Şu ölü toprakta onlar için bir delildir. Biz, ona yağmur suyuyla hayat verdik ve ondan ekinler bitirdik nitekim ondan yiyip duruyorlar.
6/99 - 13/3»13/4
|
34
|
Yine orada, hurma ve üzüm bahçelerini biz yetiştirdik ve oralarda pınarları da biz akıttık.
27/60 - 80/25»80/31
|
35
|
Bunları kendileri yetiştirmedikleri halde o ürünlerden yesinler diye. Hâlâ bu nimetlerin hakkını verip şükretmeyecekler mi?
2/267 - 14/34
|
36
|
Yeryüzünde ki bütün bitkileri, insanın kendisini ve bilmedikleri daha nice varlıkları çiftler halinde yaratan Allah’ın şanı ne yücedir. Ve bütün noksanlıklardan münezzehtir.
30/22 - 35/28 - 49/13
|
37
|
Gece de onlar için bir delildir. Gündüzün ışığını ondan çekip alırız da karanlıkta kalıverirler.
3/190 - 17/12 - 23/80
|
38
|
Güneş de onlar için bir delildir. O, kendisi için belirlenen yörüngede akıp gider. Bu, gücü ve ilmi sınırsız olan Allah’ın koyduğu bir yasadır.
48/23
|
39
|
Ay da onlar için bir delildir. Biz ona belli uğraklar belirledik ki en son konakta ince kuru bir hurma dalı haline gelir.
2/189 - 10/5
|
40
|
Ne güneş aya erişebilir ne de gece gündüzün önüne geçebilir. Zira bunların hepsi kendi yörüngelerinde akıp gitmekteler.
13/2 - 31/29
|
41
|
Onların atalarını dolu bir gemide taşımamız da onlar için bir delildir.
11/24»11/58
|
42
|
Biz onların binecekleri geminin benzeri daha nice vasıtalar yaratmamız da onlar için bir delildir.
7/10 - 43/13»43/14
|
43
|
Eğer biz istersek onları suda boğarız. Hiç kimse onların imdadına yetişemez ve kendi kendilerini de kurtaramazlar.
6/63»6/64 - 10/107 - 39/38
|
44
|
Yapmıyorsak bu ancak bizim şefkat ve merhametimizden ve onlara, dünya nimetlerinden yararlanmaları için belli bir süreye kadar mühlet vermemizdendir.
16/61 - 18/58 - 35/45
|
45
|
Onlara:
– Dünyada ve ahirette sizi azaba götürecek şeylerden sakının ki ilahi merhamete nail olasınız, denildiğinde.
16/32 - 21/101»21/102 - 39/73»39/74
|
46
|
Ve onlara Rablerinin bunu hatırlatan ayetlerinden bir ayet geldiğinde tek yaptıkları yüz çevirmek olmuştur.
39/71 - 67/6»67/12
|
47
|
Yine onlara:
– Allah’ın size verdiği nimetlerden açları ve muhtaçları doyurun denildiğinde, bu nankör kâfirler iman edenlere derler ki:
– Dilediği takdirde Allah’ın doyurabileceği kimseleri biz mi doyuracağız? Öyleyse siz, açıkça saçmalıyorsunuz.
51/15»51/19 - 76/7»76/11
|
48
|
Bir de; “Eğer doğru söylüyorsanız, bizi tehdit edip durduğunuz şu azap ne zaman gelecek?” derler.
6/57»6/58 - 18/55»18/59
|
49
|
Onların beklediği tek şey, birbirleriyle çekişip dururken kendilerini yakalayıverecek sadece korkunç bir çığlık.
7/187 - 43/66
|
50
|
İşte o zaman onlar birbirlerine ne bir vasiyette bulunabilecekler ne de ailelerine geri dönebilecekler.
23/99 - 39/58
|
51
|
İkinci sur’a üflenince, bir de bakarlar ki kalkıp, Rablerinin huzuruna doğru koşmaktalar.
39/68»39/74 - 50/19»50/35 - 69/13»69/37
|
52
|
– İşte o zaman “Eyvahlar olsun bize, kim kaldırdı bizi kabirlerimizden?” Onlara şöyle karşılık verilecek “İşte bu Rahman’ın vaat ettiği şeydir!” Zaten elçiler hep doğruyu söylemişlerdi.
11/7 - 34/7»34/8
|
53
|
İşte bütün bunlar yalnızca korkunç bir çığlıktan ibaret. Bir de bakmışsın hepsi huzurumuzda toplanıvermişler.
34/31 - 50/19»50/35 - 69/18
|
54
|
Ve o gün, hiç kimse hiçbir şekilde haksızlığa uğramayacak ve siz sadece yaptıklarınızın karşılığını göreceksiniz.
3/185 - 27/89»27/90 - 77/41»77/44
|
55
|
Cennet halkı o gün zevki safa içinde olacaklar.
30/15 - 25/24
|
56
|
Kendileri de eşleri de gölgelikler altında tahtlara kurulmuş olacaklar.
37/40»37/61 - 43/70
|
57
|
Orada, onlar için meyvenin her çeşidi olacak. Hâsılı canlarının istediği her şeyi bulacaklar.
43/67»43/73 - 47/15
|
58
|
Merhameti sınırsız Rablerin ‘den esenlik ve selam sözü vardır.
19/85 - 54/54»54/55
|
59
|
Ve siz ey suçlular siz şöyle bir ayrılın bakalım!
40/47»40/50 - 43/74
|
60
|
(60-61) Evet siz ey Ademoğulları! Size, şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır. Sadece bana kulluk edin, işte dosdoğru yol budur, diye uyarmamış mıydım?
14/21»14/22 - 34/20»34/21- 7/11»7/23 - 35/5
|
61
|
(60-61) Evet siz ey Ademoğulları! Size, şeytana kulluk etmeyin, çünkü o sizin apaçık düşmanınızdır. Sadece bana kulluk edin, işte dosdoğru yol budur, diye uyarmamış mıydım?
14/21»14/22 - 34/20»34/21- 7/11»7/23 - 35/5
|
62
|
Şeytan sizden nesiller boyu birçoğunu saptırmıştı bunu bilip aklınızı başınıza almanız gerekmiyor muydu?
2/168»2/169 - 4/119»4/120 - 10/100
|
63
|
İşte bu size vaat edilen cehennem karşınızda!
39/71 - 51/5»51/6
|
64
|
Gerçeklere karşı körlük etmenizin bir sonucu olarak şimdi girin oraya!
18/100»18/105 - 46/26
|
65
|
O gün, onların ağızlarını mühürleyeceğiz, bizimle elleri konuşacak. Ayakları da yaptıklarına şahitlik edecek.
24/24 - 41/20»41/22
|
66
|
Eğer biz dileseydik, gözlerini büsbütün kör ederdik de yol bulmak için şaşkın şaşkın koşuştururlardı.
6/35 - 10/43 - 27/80»27/81
|
67
|
Eğer biz dileseydik, onları oldukları durumdan tersyüz eder taşa döndürürdük de ne ileri gitmeye ne de geri dönmeye güçleri yeterdi.
6/110 - 45/23
|
68
|
Biz kime uzun ömür verirsek onun güç ve kuvvetini alarak yaratılışını tersine döndürürüz. Hala akıllarını kullanmayacaklar mı?
16/70 - 22/5 - 21/10
|
69
|
Biz sana şiir öğretmedik, şairlik senin yapacağın iş değildir. Sana gelen vahiy sadece bir öğüt ve şeref kaynağı ve gerçekleri açıklayan Kuran’dır.
21/5 - 37/36 - 52/30 - 6/97 - 22/72
|
70
|
Bu Kuran ile diri olanlar uyarılsın ve gerçekleri örtbas eden kâfirlere de azabın hak olduğu bildirilsin.
6/19 - 27/80»27/81 - 30/52»30/53
|
71
|
Şimdi onlar sahip oldukları hayvanları kudretimizin bir eseri olarak kendileri için yarattığımızı görmüyorlar mı?
6/142»6/144 - 16/5
|
72
|
Biz o hayvanları onlar için evcilleştirdik. Bir kısmına biniyorlar bir kısmının da etinden yiyorlar.
16/8 - 16/66 - 16/80 - 23/21
|
73
|
Bu hayvanlarda, onlar için daha birçok faydalar var, özellikle süt ürünlerinden yararlanıyorlar. Hala bu nimetlerin hakkını vermeyecekler mi?
40/79 - 43/12
|
74
|
Buna rağmen onlar, Allah’tan başka kendilerinden yardım umdukları bir takım ilahlar edindiler.
19/81 - 39/3 - 40/47»40/50
|
75
|
Oysa onların bunlara yardım etmeye asla güçleri yetmez tam aksine kendileri, onları korumak için hazır kıta asker olurlar.
6/71 - 10/18 - 46/4»46/6
|
76
|
Sakın onların ileri geri konuşmaları seni üzmesin. Zira biz onların gizli saklı tuttuklarını da açığa vurduklarını da çok iyi biliyoruz.
6/33 - 11/12 - 18/6 - 26/3
|
77
|
Peki bu insan kendisini bir damla sudan/spermden yarattığımızı hiç düşünmez mi ki kalkmış şimdi bize apaçık bir düşman kesiliyor.
16/4 - 22/5 - 23/12»23/14
|
78
|
Evet kendisinin nasıl yaratıldığını unutmuş, tutmuş bize bir de misal veriyor ve:
– Bu un ufak olmuş kemikleri kim diriltecek? Diyor.
17/98 - 23/78»23/90
|
79
|
De ki:
– Onları ilk defa kim yarattıysa o diriltecek. Zira O, her türlü yaratmayı bilendir.
17/49»17/51 - 56/47
|
80
|
Öyle ki O, sizin için yaş ağaçtan ateş çıkartmıştır. Nitekim siz onunla ateş yakıyorsunuz.
56/71»56/72
|
81
|
Peki gökleri ve yeri yaratanın, onların benzerlerini yaratmaya gücü yetmez mi? Elbette yeter! Çünkü Allah, her şeyi bilen mükemmel bir yaratıcıdır.
14/48 - 17/99
|
82
|
Zira O, bir şeyin olmasını istediği zaman, O’nun tek yaptığı:
“Ol!” Demekten ibarettir. O da hemen oluş sürecine girer.
2/117 - 3/47 - 40/68
|
83
|
Kâinattaki her şeyin hükümranlığı elinde olan Allah yücedir/benzersizdir. Hepiniz bir gün hesap vermek üzere O’na döndürüleceksiniz.
2/255 - 59/22»59/24 - 34/31 - 69/18
|