Kur'an - Allahın Hadisi logo

26. ŞUARA Suresi , Mekke'de Nazil Olan Bu Sure 227 Ayetten Oluşmaktadır.




1
Tâ Sîn mîm.



2
İşte bunlar, hakikati açıklayan kitabın ayetleri.

15/1 - 27/1




3
Mümin olmuyorlar diye neredeyse kendini helak edeceksin.

18/6 - 35/8




4
Şayet biz dileseydik gökten onlara öyle bir mucize indirirdik ki hepsi ona boyun eğip inanmak zorunda kalırdı.

10/99 - 17/59




5
Kendilerine, Rahman’dan ne zaman yeni bir mesaj gelse onların tek yaptıkları o mesajdan yüz çevirmek olmuştur.

21/1»21/3 - 50/12»50/14




6
Nitekim onlar, bu mesaj/Kuran karşısında yalana sarıldılar, ama hafife aldıkları o haber yakında onların da başına gelecektir.

22/42»22/44 - 38/12»38/14




7
Peki onlar, yeryüzüne ibret nazarıyla hiç bakmıyorlar mı? Biz orada envai çeşit güzellikte bitkiler bitirdik.

6/99 - 27/60 - 80/17»80/32




8
İşte bunda da alınacak bir ibret vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmediler.

6/35 - 10/101




9
Olsun senin Rabbin, yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

3/126




10
Hani bir zaman Rabbin Musa’ya şöyle seslenmişti: “Şu zalimler toplumuna git!”

20/9»20/48




11
Firavun’un kavmine... Sor onlara hala küfür ve zulümden vazgeçmeyecekler mi?

79/15»79/26




12
Musa dedi ki: “Rabbim! Onların beni yalancı yerine koymalarından korkuyorum.

7/103»7/145




13
Ayrıca yüreğim daralır dilim dolaşır diye korkuyorum, onun için Harun’a da elçilik görevi ver.

20/23»20/28 - 43/52




14
Üstelik benim onlara karşı işlediğim bir de suçum var. Bu yüzden beni öldürmelerinden de korkuyorum".

28/15»28/22




15
Allah: - Asla, şimdi ikiniz, ayetlerimle gidin, şüphesiz biz, sizinle beraberiz sizi korur ve gözetiriz.

20/65»20/69




16
Firavun’a gidin ve deyin ki: “Biz, bütün toplumların Rabbinin gönderdiği elçileriyiz.

40/23»40/44




17
İsrailoğullarını bizimle beraber gönder.”

20/47




18
Firavun dedi ki: Biz seni küçük bir çocukken aramıza alıp yetiştirmedik mi? Ve yıllarca bizim aramızda yaşamadın mı?

28/4»28/14




19
Sonunda yapacağını yaptın ve sen nankörlerden biri olup çıktın!”

14/34




20
–Musa: Evet ben, onu yaptım ama ben o zaman cahildim ne yaptığımı bilmiyordum.

28/4»28/14




21
Sonra da sizden korktuğum için yanınızdan kaçtım ardından Rabbim bana doğruyu yanlıştan ayırt etme yeteneği verdi ve beni elçilikle görevlendirdi.

20/13




22
Başıma kaktığın bu iyiliğe gelince o, İsrailoğullarını kendine kul köle yapmanın bir neticesiydi.

23/47




23
Firavun dedi ki: Alemlerin Rabbi de neyin nesiymiş?

26/24




24
Musa: Eğer gerçekten bilip kabul etmek istiyorsanız O, göklerin, yerin ve ikisi arasındaki her şeyin Rabbi/sahibidir. Dedi.

55/17




25
–Firavun etrafındakilere: Bu adam neler söylüyor duyuyor musunuz?

20/47»20/56




26
Musa: O, sizin de Rabbiniz, gelmiş geçmiş atalarınızın da Rabbidir.

1/1»1/3




27
Firavun: Size gönderildiğini iddia eden bu adam deli.

34/8




28
Musa: Eğer anlayıp kavrayabilirseniz O, doğunun, batının ve arasındakilerin Rabbidir.

6/164




29
Firavun Musa ya, Eğer benden başka bir ilah edinirsen, andolsun ki seni zindanlarda süründürürüm!

28/38




30
Musa: Peki ben sana, apaçık bir delil getirsem de mi?

43/46»43/56




31
Firavun: Eğer doğru söylüyorsan getir onu bakalım!

20/13»20/70




32
Bunun üzerine Musa asasını yere bıraktı, bir de ne görsünler! O, gerçekten bir yılan oluvermiş.

20/13»20/70




33
Musa elini koynuna sokup çıkardı fakat o da ne! Bakanların gözünü kamaştıran bir beyazlık!

28/30»28/32




34
Firavun çevresindeki ileri gelenlere: Anlaşıldı bu adam işini iyi bilen bir sihirbaz!

37/15 - 38/4




35
Sihriyle sizi yurdunuzdan sürüp çıkarmak istiyor, peki siz ne öneriyorsunuz?

10/72»10/83




36
Danışmanlar: Onu ve kardeşini alıkoy, bir yandan da bütün şehirlere sihirbazları toplayacak adamlarını gönder.

7/111




37
Ne kadar usta sihirbaz varsa hepsini sana getirsinler.

7/103»7/145




38
Nihayet usta sihirbazlar, belirlenen gün ve saatte belirlenen bir yerde toplandılar.

7/103»7/145




39
Halka da: “Ne duruyorsunuz haydi çabuk toplanın!” diye seslenildi.

7/103»7/145




40
–Haydi toplanın da sihirbazları destekleyelim böylece galip gelen onlar olsun.

7/103»7/145




41
Sihirbazlar Firavun’a geldiklerinde: Eğer galip gelirsek, bize bir ödül var, değil mi? dediler.

7/103»7/145




42
–Firavun: Evet kesinlikle siz benim katımda yüksek bir mevkide olacaksınız.

7/103»7/145




43
Musa sihirbazlara: Haydi ne hüneriniz varsa gösterin! Dedi.

7/103»7/145




44
Sihirbazlar, iplerini ve asalarını yere atarak “Firavunun izzet ve şerefine yemin ederiz ki biz mutlaka galip geleceğiz” dediler.

7/103»7/145




45
Derken Musa da asasını yere bıraktı o da ne! Asa, onların aldatıcı sihir malzemelerini yutuyor.

20/9»20/72




46
Bunun üzerine bütün sihirbazlar hepsi birden secdeye kapandılar ve

7/103»7/145




47
–İman ettik âlemlerin Rabbine, dediler.

7/103»7/145




48
Musa’nın ve Harun’un Rabbine!

7/103»7/145




49
–Firavun Ben size izin vermeden önce ona iman ettiniz öyle mi? Anlaşıldı demek ki size sihri öğreten büyük ustanız oymuş, fakat göreceksiniz yakında sizin sahip olduklarınızla ellerinizi ve ayaklarınızı keseceğim ve sizi hurma kütüklerinde sallandırıp idam edeceğim.

7/103»7/145




50
Sihirbazlar: Hiç önemli değil, biz zaten sonunda Rabbimize döneceğiz.

7/103»7/145




51
Biz iman edenlerin ilki olduğumuz için umarız ki Rabbimiz günahlarımızı bağışlar.

20/9»20/72




52
Musa’ya, kullarımı geceleyin yola çıkar şüphesiz Firavun ve ordusu tarafından takip edileceksiniz, diye bildirdik.

7/103»7/145




53
Derken Firavun şehirlere asker toplamak için adamlar gönderip onlara:

7/103»7/145




54
– Bunlar, kuşkusuz sayıca az, basit ve önemsiz bir topluluk.

7/103»7/145




55
Fakat bize karşı hınçla dolular.

7/103»7/145




56
Ama bizde iyi donanımlı ve tedbirli bir toplumuz.

7/103»7/145




57
Böylece biz onları, bağ ve bahçelerinden ve pınarlarından sürüp çıkardık.

10/44»10/45




58
Hazinelerinden makam ve mevkilerinden.

10/44»10/45




59
Her şey işte böyle oldu. Biz de İsrailoğullarını onların mal ve mülklerine mirasçı yaptık.

7/137




60
Firavun ve askerleri gün doğarken onların peşine düştüler.

8/54 - 10/90




61
Her iki taraf da birbirlerinin görüş alanına girince, Musa’nın arkadaşları: İşte şimdi yakalandık, dediler.

10/103




62
Musa: Hayır, asla! Dedi. Çünkü Rabbim benimledir ve bana çıkış yolu gösterecektir.

20/77




63
İşte o sırada, Musa’ya “Asanı denize vur.” diye vahyettik. Ardından deniz infilak edip ikiye ayrıldı öyle ki her iki yanı sanki büyük bir dağ gibiydi.

20/72»20/78




64
Geriden gelenleri oraya yaklaştırdık.

20/72»20/78




65
Musa’yı ve beraberindekilerin tümünü kurtardık.

20/72»20/78




66
Sonra da, arkalarından gelenleri suda boğduk.

10/90




67
Elbet bunda alınacak bir ders mutlaka vardır, fakat insanların çoğu yine de iman etmediler.

7/103»7/145




68
Olsun senin Rabbin yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

2/255




69
Onlara İbrahim’in başından geçenleri de anlat!

37/83»37/87




70
Hani O, babasına ve halkına, “Siz neye kulluk ediyorsunuz?” Diye sormuştu.

37/83»37/87




71
Onlar da: Putlara kulluk ediyoruz ve onlara saygıyla adanmış kimseler olarak kalacağız, dediler.

37/83»37/87




72
– İbrahim; Peki siz onlara dua ile yalvarıp yakardığınızda sizi işitiyorlar mı?

7/191»7/195




73
Ya da size herhangi bir yararları veya zararları dokunuyor mu?

10/66




74
–Onlar: Hayır ama “Biz atalarımız böyle yapıyor bulduk.” dediler.

37/68»37/71




75
–İbrahim: Peki siz kulluk ettiğiniz şeylerin ne olduğuna hiç düşünüp baktınız mı? Dedi.

37/68»37/71




76
Hem sizin hem de önceki atalarınızın.

37/68»37/71




77
Bilin ki onlar artık benim düşmanımdır, benim dostum sadece âlemlerin Rabbidir.

6/1 - 6/4»6/5




78
Ki O’dur beni yaratan ve O’dur bana doğru yolu gösterecek olan.

43/27




79
Ki O’dur beni yedirip içiren.

10/31




80
Ve hastalandığımda bana şifa verecek olan.

10/57 - 41/44




81
Ve O’dur beni öldürecek olan, sonra yeniden beni diriltecek olan.

10/31




82
Ve O’dur hesapların görüleceği günde günahlarımı bağışlamasını ümit ettiğim.

39/53




83
Rabbim bana doğru karar verme yeteneği bahşet ve beni iyiler arasına kat!

8/29




84
Ve beni, gelecek nesillerin içinde doğruluk timsali örnek olarak anılacak birisi yap!

50/45




85
Beni nimetlerle dolu cennetlerin varislerinden kıl!

39/74




86
Babamı da bağışla, çünkü o, senin doğru yolunda olanlardan değil.

9/113»9/114




87
Ve beni herkesin diriltilip hesap vereceği o gün rezil rüsva etme!

42/45




88
Zira o gün, ne malın mülkün bir yararı olur ne de evladın.

31/33




89
Ancak her türlü pislikten arınmış bir kalple Allah’a gelmiş olan müstesna!

37/83»37/89




90
Zira o gün cennet, kötülük ve isyandan korunanlar için yaklaştırılacak.

21/101»21/103




91
Cehennem de azgınların karşısına çıkarılacak.

67/6»67/12




92
Ve onlara şöyle denilecek: “Söyleyin bakalım kulluk ettikleriniz neredeler?

16/27»16/28




93
Hani şu Allah ile aranıza koyduklarınız? Şimdi onlar size yardım edebilecekler mi ya da kendilerini kurtarabilecekler mi?”

40/47»40/50




94
Ardından Allah ile aralarına koyup kulluk ettikleri ve saptırdıkları azgınlar tepetaklak cehenneme atılacaklar.

43/36»43/39




95
Hem de İblis ve onun tüm ordusuyla beraber.

7/18




96
Onlar orada, birbirlerini suçlayarak, şöyle derler.

14/21»14/22




97
–Hayret vallahi biz apaçık bir sapkınlık içindeymişiz ki.

15/42




98
O zaman sizi âlemlerin Rabbiyle bir tutmuşuz.

2/21»2/22 - 2/165




99
Aslında bizi saptıran şu günahkâr (önderlerimizdi).

34/31»34/34




100
Şimdi, artık ne bir şefaatçimiz var.

6/94 - 7/53




101
Ne de candan bir dost.

44/41




102
Keşke bize bir fırsat daha verilse de inanıp güvenen müminlerden olsak.

6/26»6/28 - 23/99 - 35/37




103
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmediler.

10/97 - 13/1




104
Olsun senin Rabbin yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz bir rahmet kaynağıdır.

2/255




105
Nuh’un kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.

10/71»10/73




106
Kardeşleri Nuh, onlara şöyle demişti: “Allah’a karşı gelmekten hiç sakınmıyor musunuz?

7/59»7/64




107
Bilin ki ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

16/36




108
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

3/31»3/32




109
Ben bu davete karşılık sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Zira benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aittir.

11/29




110
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.”

4/69




111
Onlar: Toplumun ayak takımı sana uymuşken biz sana mı inanacağız? Dediler.

11/29»11/32




112
Nuh da: Ben onların neyi ne niyetle yaptıklarını bilemem.

11/29»11/32




113
Zira onların hesabı ancak Rabbime aittir, bunu bari kavrayabilseniz. Dedi.

11/29»11/32




114
Hem ben, inanan kimseleri yanımdan kovacak değilim.

6/35




115
Çünkü ben sadece apaçık bir uyarıcıyım.

51/51




116
Onlar - Ey Nuh: Eğer bu iddialarından vazgeçmezsen kesinlikle sen taşlanacaksın.

2/61 - 5/70




117
Nuh, “Rabbim” dedi. “İşte sonunda halkım beni yalanlamış bulunuyor.

54/9




118
Artık sen benimle onların arasında kesin bir hüküm ver, beni ve benimle birlikte inananları kurtar.”

71/1»71/28




119
Bunun üzerine biz de onu ve beraberindekileri o yüklü gemiyle kurtardık.

11/40»11/46




120
Ve geride kalanları da suda boğulmaya terk ettik.

10/88»10/92 - 11/43




121
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Fakat onların çoğu yine de iman etmediler.

14/44»14/45




122
Olsun senin Rabbin, yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz bir rahmet kaynağıdır.

2/255




123
Ad halkı da elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.

6/34




124
Kardeşleri Hud onlara: Siz Allah’a karşı gelmekten hiç sakınmıyor musunuz? Demişti.

7/65




125
Ben size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

7/67




126
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

6/42»6/44




127
Bu davetime karşılık ben sizden herhangi bir ücret de istemiyorum. Benim mükâfatımı vermek ancak Alemlerin Rabbine aittir.

11/51 - 34/47




128
Siz her tepeye bir anıt dikip boş işlerle mi uğraşıyorsunuz?

11/50»11/60




129
Yoksa siz görkemli ve sağlam binalar yaparak sonsuza kadar yaşamayı mı umuyorsunuz?

7/65»7/72




130
Elinize her fırsat geçtiğinde hak hukuk tanımadan hep böyle zorbalık mı yapacaksınız?

41/15»41/16




131
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

6/42»6/44




132
Aklınıza gelebilecek her nimeti size sunana karşı gelmekten sakının!

26/133»26/134




133
Mesela evlatları ve sürü sürü hayvanları.

2/29




134
Dahası bağları, bahçeleri ve pınarları.

80/23»80/33




135
Aksi halde ben, sizin o korkunç bir günün azabına çarpılmanızdan korkuyorum.

87/12»87/13




136
Onlar da şöyle dediler: Öğüt versen de vermesen de bizim için fark etmez.

36/10




137
Zira senin bu söylediklerin öncekilerin uydurdukları şeylerdir.

23/83




138
Hem biz senin uyarılarına kulak asmadık diye azaba uğrayacak da değiliz.

45/24




139
Böylece Hud’u yalanladılar. Bunun üzerine biz de onları helak ettik. İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır ama onların çoğu yine de iman etmediler.

24/34




140
Olsun senin Rabbin, yine de sınırsız güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

2/255




141
Semud Kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.

7/73




142
Kardeşleri Salih, onlara: Siz hiç Allah’a karşı gelmekten sakınmıyor musunuz? Demişti.

7/73»7/79




143
Ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

7/73»7/79




144
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

7/73»7/79




145
Zira ben bu davete karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim mükâfatımı vermek ancak âlemlerin Rabbine aittir.

34/47




146
Siz, buralarda hep böyle güven içinde bırakılacağınızı mı sandınız?

11/61»11/68




147
Bağlarda bahçelerde, pınar başlarında.

26/148 - 27/45»27/53




148
Ekinlerin ve salkım saçak olgunlaşmış hurmalıklar içinde.

26/147




149
Kayaları ustaca yontarak yaptığınız şu evlerde şımararak yaşayacağınızı mı sandınız?

26/149




150
Artık, Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

41/17»41/18




151
Haddi aşanların isteklerine boyun eğmeyin.

68/8»68/14




152
Memlekette ıslah edici hiçbir şey yapmayan sürekli bozgunculuk yapanların.

2/11




153
– Onlar: Belli ki sen adamakıllı büyülenmiş birisin, dediler.

26/141




154
Nihayetinde sen de bizim gibi bir beşersin. Eğer, doğru söylüyorsan haydi bize bir mucize getir bakalım.

14/9»14/10




155
– Salih: İşte şu dişi deve; Su içme hakkı belli bir gün onundur, belli bir gün sizindir, dedi.

54/27»54/28




156
Sakın ona herhangi bir zarar vermeyin aksi takdirde sizi korkunç bir günün azabı yakalar.

91/11»91/15




157
Buna rağmen onu hunharca boğazladılar, fakat sonunda pişman oldular.

7/73»7/79




158
Çünkü o azap onları yakalayıverdi. Bu olayda da alınacak bir ders mutlaka vardır fakat onların çoğu yine de iman etmediler.

18/54




159
Olsun senin Rabbin yine de O, sınırsız güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

2/255




160
Lut’un kavmi de elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.

7/80»7/84




161
Kardeşleri Lut onlara şöyle demişti: Siz hiç Allah’a karşı gelmekten sakınmıyor musunuz?

11/77»11/83




162
Ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

15/57»15/77




163
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

3/31»3/32




164
Ben bu davetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım, ancak Alemlerin Rabbine aittir.

34/47




165
Siz nasıl oluyor da insanların içinden erkeklere yanaşıyorsunuz?

27/54»27/58




166
Bu şekilde Rabbinizin, sizin için yarattığı eşlerinizi bir yana bırakıyorsunuz. Siz basbayağı sınırları çiğneyen bir toplumsunuz.

16/72




167
– Onlar: Ey Lut eğer buna bir son vermezsen, kesinlikle buradan sürülüp çıkarılacaksın. Dediler.

27/56




168
– Lut: Ben sizin yaptıklarınızdan tiksiniyorum ve sizi şiddetle kınıyorum dedi.

15/57»15/77




169
Rabbim dedi, beni ve ailemi onların yaptıklarının şerrinden koru!

51/35»51/37




170
Biz de onu ve tüm ailesini kurtardık.

51/35»51/37




171
Yalnız arkada kalıp dökülenlerden olan o yaşlı hanımı hariç.

51/35»51/37




172
Sonra, diğerlerini yerin dibine geçirdik.

51/35»51/37




173
Üzerlerine de yağmur gibi taş yağdırdık. Uyarıldıkları halde kulak asmayanların yağmuru ne kötüdür.

37/133»37/138




174
İşte bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır. Ama onların çoğu yine de iman etmediler.

12/111




175
Olsun senin Rabbin yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

2/255




176
Eyke halkı da elçilerini yalancılıkla suçlamışlardı.

7/85»7/93




177
Şuayb onlara: Hiç Allah’a karşı gelmekten sakınmıyor musunuz? Demişti.

9/70




178
Ben, size gönderilmiş güvenilir bir elçiyim.

11/84»11/95




179
Allah’a karşı gelmekten sakının ve bana itaat edin.

22/44




180
Ben bu davetime karşılık sizden herhangi bir ücret istemiyorum. Benim mükâfatım ancak âlemlerin Rabbine aittir.

34/47




181
Ölçüyü tam tutun. Eksik tartarak hak yiyenlerden olmayın.

83/1»83/4




182
Tarttığınız zaman da dosdoğru terazi ile tartın.

6/152




183
İnsanların mal ve eşyalarını eksik değer biçerek değerinden düşürmeyin. Böylece memlekette dirlik ve düzeni bozmayın.

2/188




184
Sizi ve daha önceki nesilleri yaratan Allah’a karşı gelmekten sakının.

38/12»38/13




185
Onlar: Belli ki sen, adamakıllı büyülenmiş birisin, dediler.

7/84»7/93




186
Nihayetinde sen de bizim gibi bir beşersin. Biz kesinlikle inanıyoruz ki sen yalancısın.

17/94»17/95




187
Eğer, doğru söylüyorsan haydi üzerimize gökten bir parça düşür de görelim.

17/92




188
– Şuayb: Rabbim sizin yaptıklarınızı çok iyi biliyor, dedi.

10/61




189
Neticede onu böyle yalanladılar ve onları kara bulutların kapladığı bir günün azabı yakalayıverdi. Gerçekten o azabın geldiği gün çok korkunç bir gündü.

7/91»7/93




190
Şüphesiz bunda da alınacak bir ders mutlaka vardır ama onların çoğu yine de iman etmediler.

18/54




191
Olsun senin Rabbin yine de sınırsız bir güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağıdır.

2/255




192
Şüphe yok ki bu Kuran, âlemlerin Rabbi tarafından indirilmiştir.

2/97»2/99




193
Onu güvenilir ruh (Cebrail) indirmiştir.

2/97»2/99




194
Tam da senin kalbine. Uyarıcılardan olman için.

2/97»2/99




195
Hem de apaçık Arapça ile.

19/97




196
Bu, mesajın özü önceki kitaplarda mevcuttur.

41/43




197
İsrailoğullarının bilginlerinin bunu bilmeleri, onlar için bir delil olarak yeterli değil midir?

45/16»45/17




198
Eğer biz onu arap olmayan birine indirmiş olsaydık.

41/44




199
O da onlara bu mesajı okusaydı anlayamadık diye buna inanmazlardı.

16/103




200
İşte bu Kuran suçluların kalplerine etki etmeden böylece geçip gitti.

41/5




201
Acıklı azabı görünceye kadar bu Kuran’a inanmadılar.

23/99




202
Ama o azap, onlara hiç beklemedikleri bir anda ansızın gelir.

43/66




203
İşte o zaman onlar: Bize birazcık mühlet verilmeyecek mi? derler.

42/44




204
Oysa onlar, önceden azabımızın ansızın gelmesini istemiyorlar mıydı?

26/187




205
Düşünsene bir, biz onlara yıllarca safa sürmeleri için fırsat versek de,

7/10




206
Sonra da onlara vaat edilen azap başlarına gelse.

7/5




207
Peki yıllarca sürmüş oldukları safa onlara ne fayda sağlar?

92/11




208
Zira biz uyarıcılar göndermediğimiz hiçbir ülkeyi helak etmedik.

17/15 - 6/130»6/131




209
Gerçekleri hatırlatan bir uyarıcı. Yoksa biz kimseye zulmederek haksızlık edecek değiliz.

9/115




210
Hem bu Kuran’ı şeytanlar indirmiş değildir.

56/75»56/81




211
Zira bu onların işi değil ve hem buna güçleri de yetmez.

72/26»72/28




212
Çünkü onlar, vahyi işitmekten bile men edilmişlerdir.

37/6»37/10




213
Sakın ola ki Allah ile beraber başka bir ilaha yalvarma, yoksa cezalandırılanlardan olursun.

28/88




214
Ve sen önce yakın akrabalarını uyar!

31/12»31/20




215
Sana tabi olan müminlere de kol kanat ger!

3/159




216
Eğer sana karşı gelenler olursa onlara, ben sizin yaptıklarınızdan uzağım, de.

24/54




217
Ve sen sınırsız güç sahibi ve sonsuz rahmet kaynağı olan Allah’a güvenip bağlan!

64/13




218
Zira O, seni tek başına namaza kalktığın zaman da görür;

20/132




219
Secde edenlerle birlikte namaz kılarken de hal ve hareketlerini de.

50/40




220
Çünkü O, her şeyi işiten ve her şeyi bilendir.

57/4




221
Peki şeytanların kimlere indiğini size haber vereyim mi?

26/222




222
Onlar nerede bir iftiracı, nerede bir günahkâr varsa onlara inerler.

16/98»16/100




223
Çünkü onlar Şeytanlara kulak verirler. Onların çoğu zaten yalancıdır.

14/21»14/22




224
Ve şairlere de ancak azgınlar uyar.

69/41




225
Görmez misin ki onlar, boş kuruntu ve hayal dünyasında şaşkın şaşkın dolaşırlar.

58/14




226
Ve yapmadıkları şeyleri söyler dururlar.

3/188




227
Ancak iman eden, iyi ve güzel işler yapan, Allah’ı sürekli gündeminde tutan ve zulme uğradıktan sonra kendilerini savunanlar hariç. Sonunda o zalimler nasıl bir devrim ile devrileceklerini yakında anlayacaklar.

4/173 - 67/29 - 78/1»78/4

www.allahinhadisikuran.com - Kur'an - Allahın Hadisi